Claude Levi-Strauss Tarafından Söylenen Sözler
Claude Levi-Strauss tarafından söylenen sözler yazımızda büyük Claude Levi-Strauss şahsiyetinin şimdiye kadar söylediği en güzel ve anlamlı sözlerini bulacaksınız. Eğer sizler de Claude Levi-Strauss şahsiyeti ile ilgili bildiğiniz güzel ve anlamlı sözler varsa lütfen bizlerle paylaşın.
Sponsorlu Bağlantılar
Claude Levi-Strauss Hakkında Kısa Bilgi
Fransız antropolog, etnolog ve yapısalcı antropolojinin en önemli isimlerinden biri, Yahudi asıllı Fransız antropolog ve etnolog. |
Doğum tarihi 28 Kasım 1908 |
Doğum yeri Brüksel |
Ölüm tarihi 30 Ekim 2009 |
Ölüm yeri Paris |
Claude Levi-Strauss: Söylediği Sözler
Bilim insanı, doğru yanıtları veren kişi değil, doğru soruları soran kişidir. |
Bazen yazdıklarımdan çok şey öğreniyorum. |
Daha iyi sistemler üretmek için, toplumlar daha fazla ürünler üretmek yerine, kaliteli insanlar -başka bir deyişle, bu sistemleri üretecek yetenekte insanlar- üretmeye yönelmelidir. |
Dil toplumun bilinçaltıdır. |
Doğal bir insan ne toplumdan öne çıkmaya ne de toplumdan dışarı çıkmaya çalışır. |
Dönencelerarası Amerika’da yaşayan Avrupalı, kendi kendine sorular sorar. İnsan ile coğrafi çevresi arasında kurulan özgün ilişkileri gözlemler; insan hayatının değişik türleri ona durmaksızın düşünce konuları sağlar. Ama kişiden kişiye ilişkiler ayrı bir biçim almazlar; bunlar, kendisinin her zaman bildiği tanıdığı türdedir. Oysa Güney Asya’da bu ilişkiler ona aksine, insanın dünyadan ya da diğer insanlardan bekleyebileceğinin berisinde ya da ötesinde görünür. |
Dünya, hayatına insansız başladı, hayatını insansız sona erdirecek. |
Gezilerden ve gezginlerden nefret ediyorum. |
Hoşgörü, olmuş ya da olan her şeyin bağışlandığı hülyalı bir durum değildir. Hoşgörü, önceden görmeye, anlamaya ve isteyeni istediği yere yükseltmeye dayanan dinamik bir tutumdur. |
Mitsel düşünme mantığı da modern biliminki kadar mutaassıptır. Fark, zihinsel işlemin niteliğinde değil, uygulandığı şeylerin doğasında yatıyor. İnsan daima iyiye yakın düşünmüştür. Tekamül farz edilen zihin gelişiminde değil, değişmemiş ve değişmeyen güçlerini tatbik edeceği yeni alanların keşfinde yatıyor. |
İlerleme (eğer bu terim hala daha önce kullandığımızdan farklı bir gerçekliği belirtmeye uygunsa) ne kaçınılmazdır, ne de süreklidir; atlamalar sıçramalar ya da biyologların dediği gibi mutasyonlardan kaynaklanır. Bu atlama ve sıçramalar sadece daha ileri doğru sürekli aynı yönde olmazlar; yön değiştirerek giderler, bunu çeşitli yönlere hamle olanakları bulunan ancak bunların hiçbiri aynı yönde olmayan satrançtaki ata benzetebiliriz. İlerlemekte olan insanlık, her bir yeni hareketiyle onun için artık tırmanılmış olan basamaklara yeni basamaklar ekleyen, merdiven çıkmakta olan adama benzetilemez. Bu ilerleme daha çok, zar atmakta olan ve şansı zarların üzerine dağılmış bir oyuncuyu hatırlatır, her atışında, zarların masanın üzerinde farklı birleşimlere saçıldığı görülür. Birinde kazanılan, öbüründe kaybedilir ve tarih zaman zaman birikimseldir, yani kısacası sonuçlar uygun bir birleşim oluşturmak için toplanırlar. |
Yabanıllığın en uç noktasına kadar gitmek istemiştim; benden önce kimsenin görmediği ve belki benden sonra kimsenin görmeyeceği bu zarif yerlilerin arasında umutlarım gerçekleşmemiş miydi? Coşku verici bir yolculuğun sonunda yabanıllarıma kavuşmuştum. Ne yazık ki onlar fazla yabanıldı. (…) Bir aynadaki görüntü kadar bana yakındılar, onlara dokunabiliyordum ama anlayamıyordum. |
Sponsorlu Bağlantılar