Kategoriler
Tarih

Sultan Osman Gazi Kimdir? Hayatı, Şehzadeliği, Ailesi ve Sultan I. Osman Dönemi

Sultan Osman Gazi Kimdir? Sultan I. Osman Yaşamı

Sultan Osman Gazi yada I. Osman, Osmanlı Devletine 1299 ila 1326 yılları arasında padişahlık yapmış ve Osmanlı Devletinin 1. padişahıdır. Soyu Osmanlı hanedanı olan Sultan Osman Gazi’nin babası Ertuğrul Gazi ve annesi Hayme Hatun’dur. Sultan Osman Gazi 1258 tarihinde Söğüt şehrinde dünyaya gelmiş ve 1326 tarihinde Bursa şehrinde vefat etmiştir. Saltanatı 27 yıl sürmüştür. Sultan Osman Gazi’den sonra tahta Sultan Orhan Gazi geçmiştir. Sultan Osman Gazi Kuruluş Dönemi padişahlarındandır.

1299 yılında Anadolu Selçuklu Devletinin uçbeyi olmaktan çıkıp bağımsızlığını ilan etmiştir. Moğol istilalarından kaçan Müslümanların, beyliğine sığınması ile siyasi ve askeri gücü artmıştır. Çöküş döneminde bulunan Doğu Roma İmparatorluğu’ndaki karışıklıkların da etkisiyle kısa sürede Anadolu ve Doğu Roma’nın hakimi durumuna gelmiştir. Öldüğü zaman beylik, Eskişehir ile Bursa arasındaki topraklarda hüküm sürüyor ve Doğu Roma İmparatorluğu’na ait İznik ve Bursa’yı abluka altında tutuyordu.

Sponsorlu Bağlantılar

Osmanlı Padişahı - Osman Gazi (I. Osman)

Osman Gazi’nin İlk Yılları

Yaşamının erken dönemleri hakkında güvenilir kayıtlar yoktur. Osman Bey’in soyuna ve boyuna ait bilgiler gelenekseldir ve en eskisi ölümünden 100 yıl sonra yazılmıştır. Bu eserler arasında en eskiden başlayarak Ahmedî (ö. 1414), Dâstân ve Tevarih-i Mûlûk-i Âl-i Osman’, Şükrullah (ö. 1464), Behçetu’t-Tevarih ve Âșıkpaşazade (ö. 1481), Tevarih-i Âl-i Osman adlı eserler isimlendirilebilir. Dönemine ait tüm çağdaş eserler büyük ölçüde 1422 ya da hemen sonrasında tarihlendirilen ve artık mevcut olmayan (ama özgün bir metinden türemiş oldukları iddia edilmektedir. Babası Ertuğrul Gazi (bazı kaynaklara göre Erdoğdu Bey) Batı Anadolu’da Söğüt Ovası ile Domaniç Yaylasında yaşayan Oğuz Türkleri’nin Bozok boyunun Kayı kolundan olan büyük kalabalık bir obaya başkanlık etmekte idi. Osman Gazi onun küçük oğlu idi. Tarihçi İbni Kemal (ö. 1534)Tevarih-i Al-i Osman adlı eserinde Ertuğrul Bey’in Anadolu’ya (Rum’a) geldiğinde iki oğlu bulunduğunu, Söğüt’te göçebe yaşamının sürdürürken 1254’de (hicri 652’de) “aslan yapılı ay yüzlü” küçük oğlu Osman’ın doğduğunu bildirir. Halk söylentilerine göre annesi (ya da babaannesi), Hayma Ana’dır.

Yine tarihçi İbni Kemal, Osman’ın gençliğinde “yiğitler arasına girdiğini” ve “vurmada tutmada ve durmada ve oturmada herkesi kendini uydurduğunu” belirtir ve kardeşlerden en küçüğü olmakla beraber “şimşir (kılıç) ve tedbirle cümlesinden evvel olduğunu” bildirir. Bu anlatımın Oğuz destanınin temalarına benzer şekilde işlenmiş olduğu barizdir. 1281 yılında 23 yaşında iken Kayı Boyu’ndan Ömer Bey’in kızı Malhun Hatun ile evlendi. Bu evlilikten daha sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçecek olanOrhan Gazi doğdu. Daha sonra Şeyh Edebali’nin kızı Bala Hatun ile evlendi. Bu evlilikten de Alaeddin Bey dünyaya geldi.

Osman Gazi’nin Taht Mücadelesi

1281 yılında babası Ertuğrul Bey 90 yaşlarında iken ölmüştür. Birçok tarihcinin anlaştığı görüşe göre, Kayı aşireti beyliği için beylik görevi değişmesi barışçıl olmamış ve beylik görevini üzerine alabilmek için Osman Gazi yakınları ile “taht mücadelesi” yapmıştır. Bu mücadelenin kimle yapıldığı ve nasıl geliştiği tartışmalı olup değişik tarihçiler değişik anlatımlarda bulunmaktadırlar. Bu anlatımlardan çokca sayıda taraflısı olan birisine göre, Osman Gazi amcası Dündar Gazi ile beylik için çatışmaya girişmiştir. Bu anlatıma gőre Dündar Bey Kayı boyunun ileri gelen ulusları tarafından tutulmakta ve aşiretin genç yiğitleri ise Osman Bey’i desteklemekteydi. Bu çatışmanın ne kadar sürdüğü ne türlü devam ettiği bilinmemektedir.

Fakat çatışma sonunda Osman Bey galip gelmiş ve düşmana karşı yapılan akınlara karşı çıktığı bahanesi verilerek yaşlı Dündar Bey’i bir ok atımı ile öldürmüştür. Bundan sonra Osman Bey Oğuz töresine uygun olarak Kayı Aşiretine baş ve buğ olmuştur. Alternatif bir anlatım olan Hacı Bektaş’ın “Vilayetname” eserinde ise Osman’ın beyliğe geçme anlatımı değişiktir. Kayı boyu aşireti Sultanönü ve civarına yerleştikten sonra önce amcası Aydoğmuş ve sonra babası Erdoğdu (Ertuğrul) Bey beyliklerinden daha sonra da küçük amcası Gündüz Alp Kayı beyi olmuştur. Osman Gazi bu sırada çevresindeki aşiret yiğitleri ile yerel Bizanslı Yarhisar, Bilecik, İnegöl, İznik yörelerine akınlar düzenlemeye başlamıştır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bizanslı Bursa Tekfuru Konya’da bulunan Selçuklu sultanı III. Alaeddin Keykubad’a elçiler gönderip bu akınlardan şikayet etmiştir. Selçuklu Sultanı ise Gündüz Alp’a haber göndererek akınları düzenleyen yeğeni Osman Bey’i yola getirmesini istemiştir. Gündüz Alp Osman Beyi yakalayarak yiğitleri ile birlikte Konya’ya III. Alaeddin Keykubad’a göndermiştir. Ancak Selçuklu Sultanı Osman Gazi’yi beğenip el ve onay alması için onu Sultan Karahöyük’te bulunan Hacı Bektaş Veli’ye yollamıştır. Hacı Bektaş Osman’ı büyük bir misafirperverlikle karşılaşmış, ve tekbirle kendi tülbentini onun başına dolayıp sanki ona taç giydirmiştir. Osman Konya’ya dönerken Hacı Bektaş onunla Sultan’a hitap eden Osman’ı öven bir mektup da göndermiştir. Selçuklu Sultanı bu mektubu okuduktan sona “buna yüce bir mansıp veresuz” dediği bildirilir. Osman Gazi Sultanönü ucunun merkezi olan Söğüt’e döndükten sonra Selçuklu Sultanı ayrıca “altun başlı sancak” ve “tablhane (mehter)” gönderip onu ödüllendirmiştir. Bu öykü Vilayetname yanında Yazıcizade’nin Selçukname adlı eserinde de tekrar edilmektedir. Birçok tarihçi bu ödüllendirmeyi uçbeyliğine istiklâl verilmesi olarak kabul etmektedir.

Hacı Bektaş Vilayetname eseri Gündüz Alp ile Osman arasındaki ilişkilerein sonradan ne olduğunu kapsamamaktadır. Birkaç tarihçi Osman Bey ile kardeşi Gündüz Alp’ın arasında çatışma olduğu ve bu çatışma sonunda Gündüz Alp’ın öldürülerek Osman Bey’in uçbeyi olduğunu kabul etmektedir. Fakat diğer bazı tarihçiler ise Gündüz Alp’ın bey olmasını ve Osman Bey ile Gündüz Alp mücadelesini tümüyle hiç olmamış gibi bir kenara bırakmaktadırlar. Yine bazı tarihçiler Gündüz Alp’ın “Domaniç Muharebesi”‘nde şehit olduğunu bildirirler. Bu tarih karmaşasında bazı tarihçiler ise Osman Bey ile Dündar Bey’in mücadelesinin olmadığını ve bu mücadele anlatımının Osman Bey-Gündüz Alp mücadelesine atıf ettiğini kabul ederler. Daha yeni ve inanılır kaynak bulunmadan, bu değişik hatta birbirleri ile zıt olan anlatımlardan çıkartılabilecek en uygun sonuç Osman Bey’in babası Ertuğrul Bey’in yerine geçmesinin bir barışçıl hükümdarlığa çıkma olmayıp bir “taht mücadelesi” sonucu ortaya çıktığıdır.

Bizans İle Verilen Mücadele

Osman Gazi 1280’lerden 1300’e kadar uzayan yaklaşık 20 yıllık Osmanlı devletinin doğuş süreci evresinde toplumsal düzeni çok karışık Bitinya bölgesinde (yani günümüzdeki Bursa-Bilecik-İznikyörelerinde) sanını korumak ve ufak uçbeyliğini güçlendirmek için bir dizi yerel çatışmalar yapmıştır. Bu çatışmalarda gaza yoldaşı olan Samsa Çavuş,, Konur Alp, Akçakoca, Aygüt Alp, Gazi Abdurahman gibi diğer “alp” beyler ve bunların idaresindeki akıncı birliklerden destek alıp faydalanmıştır. Osman Gazi’ye dinsel ve moral desteği ise Ahiler vermiştir. Özellikle Osman Bey’in Bala Hatun adlı kızıyla evlendiği kayınbabası Eskişehir ahılerinin İtburnu şeyhi olan Şeyh Edabalı devamlı danışmanlık ve destek sağlamıştır.

Osman Gazi ilkin 1283’de İnegöl tekfuru Nikola ile yaptığı “Ermenibeli Muharebesi”‘de yenik düşmüştür. Bu muharebede kardeşi Saruhan’ın oğlu olan yeğeni Bay Hoca şehit olmuştur. 1284’de Osman Bey 300 kişilik bir güçle İnegöl yakınlarındaki Emirdağı eteklerinde bulunan “Kulaca Hisar”‘a bir gece baskını düzenlemiş ve bu kaleyi eline geçirmiştir. Bu Osmanlıların ilk kale fethidir. 1286’de ise Osman Bey ile Bizanslı İnegöl Tekfuru ile Karacahisar (Malachiya) Tekfuru’nın birleşik yerel kuvvetleri arasında Ekizce mevkiinde “Domaniç Muharebesi” yapılmıştır. Osman Bey bu muharebeyi de kazanmıştır ama kardeşi Saruhan (bazı kaynaklara göre Gündüz Alp) bu muharebede şehit olmuştur. Bu galibiyet sonunda Karacahisar Osman Bey eline geçmiştir. Bundan sonra Osman Gazi, müteffikleri ile birlikte akınlar yapma stratejisini uygulamaya başlamıştır.

Mudurnu yakınlarında yerleşik Samsa Çavuş ve kardeşi Satılmış ve Harmankaya (Priminos) Tekfuru Köse Mihal güçleri ile birlikte Sakarya Nehri vadisinde Sorkun, Taraklı Yenicesi ve Göynük taraflarına akınlar yapmışlardır. 1298-1299 yıllarında Osman Gazi’nin yükselişinden rahatsız olan ve tehlikeyi önceden sezen Bilecik (Belekona) Tekfuru, Yarhisar tekfurunun kızı ile evlendireceği oğlunun düğününe Osman Gazi’yi de çağırarak ona pusu kurup öldürmeyi amaçlamıştır. Fakat Osman Gazi’nin dostu olan ve Bilecik Tekfuru ile aralarından düşmanlık bulunan Harmankaya Tekfuru, bu tuzağı Osman Gazi’ye haber vererek onun tuzağa düşmesini engellemiş ve oyun içinde oyun diye adlandırılan bir taktikle bu kenti almıştır.

Sponsorlu Bağlantılar

Bu “oyun içinde oyun” taktiğine göre Osman Gazi kırk yiğitine kadın giysileri giydirek (tarihçinin anlatımı ile “bir nice gaziları da baş bezleriyle avrat donuna koyup) Bilecik kalesine sokmuş ve diğer taraftan keçelere bürünerek öküz sürüsü içinde kaleye gelip kapılardan giren yiğitler de bunlara destek sağlayarak Bilecik kalesini eline geçirmiştir. Bu anlatım Osmanlı tarihçilerin Osman Bey dönemi için anlattıkları masalsı mitlerin ilkelerinden olmuştur. Aynı kampanyada Osman Bey Yarhisar’dan çıkan yola çıkan düğün alayı koruyucu güçlerini “Çakır Pınarı” mevkininde alt etmiştir. Bu gelin alayında bulunan Yarhisar tekfurunun kızı olan Holofira (Nilüfer Hatun) adlı gelin ise Türklerin eline geçerek Osman Gazi’nin oğlu Orhan Bey’le evlenmiştir. Bu çatışmalar sonunda Bilecik tekfuru öldürülmüş; Bilecik ve Yarhisar kaleleri Osman Bey eline geçmiştir. Aynı dönemde (1298-1299 yıllarında) Turgut Alp İnegöl kalesinin kuşatmış ve bu kalenin de Osmanlı beyliği eline geçemesini sağlamıştır.

Osmanlı Devletinin Kurulması

Osman Gazi’nin hangi tarihte, ileride Osmanlı Devleti olacak üçbeyliğini kurduğu tarihçiler arasında tartışmalıdır. Kulaca Hisar ve Karacahisar kalelerini fetihleri takiben 1299 yılında İnegöl’ü almasıOsmanlı Devleti’nin kuruluşu olarak kabul edilir. Birçok tarihçi 1299 yılında Anadolu Selçuklular Devleti’nin yıkılışı ile Osman Gazi’nin, Anadolu’nun diğer Türk beylikleri arasında istiklâlini ilan ederek, Osmanlı Devleti’ni kurduğunu kabul ederler. Diğer tarihçiler 1299’da Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud’in Osman Gazi’ye tabl ve bayrak göndermiş olduğunu ve bu tabl ve bayrak ödülleri ile üç beyliğine senbolik olarak istiklâl verdiğini iddia ederler.

Bir ipekçilik ve demircilik merkezi olan Bilecik kalesinin eline geçmesi ile Osman Gazi’nin yetmiş yıllık hayatının üçüncü evresine girmiş olduğu tarihçilerce kabul edilir. Bu hayatının bu evresinde de savaşlar önemli roller oynarlar. Bu evrede ilk başarı Köprühisar’ın beylik güçleri eline geçirilmesi ile başlamıştır. Bu dönemde hedef önemli bir Bizans şehri olan ve Üçüncü Haçlı Seferi’nde Latin Haçlılerin ele geçirdikleri Konstantinopolis’e karşı Doğu Roma/Bizans İmparatorluğu direniş merkezi olan ve 1261’de tekrar Konstantinopolis’i eline geçirip imparatorluk kuran ve o zamanlar hâlâ imparatorluk tahtında bulunan Palaiologos Hanedanı’nın merkezi sayılan İznik idi. İznik Golü’nün doğusunda bulunan İznik şehrine karşı olmak üzere golün batı kısmına 1301’de Türkmen nüfuslu Yenişehir, Bursakurulmuştur.

Osman Bey Yenişehir’i beylik merkezi yapmıştır. Tarihçi Mehmet Nesri’nin 1500’lerde kalem aldığı tarihe göre aynı yıl Osman Bey adına ilk hutbe Şeyh Edebali’nin müritlerinden olan Karamanlı Dursun Fakih tarafından Karacahisar’da bir kiliseden çevrilmiş olan camide verilmiştir. Osman Bey beyliği arazisini Oğuz türesine uyarak yakın akraba ve silah arkadaşların “dirlik” olarak vermiştir. Böylece Eskişehir kardeşi Gündüz Bey’e, Karacahisar oğlu Orhan Bey’e, Yarhisar Hasan Alp’e ve İnegöl Turgut Alp’e verilmiştir.

Osmanlı Devleti Adıyla Bizans ile Savaşlar

Osman Gazi’nin ve “Alp”‘ler komutanlıkları altındaki uçbeylik akıncı orduları 1299’a kadar yerel Bizans silahlı milis güçleri ile çatışmışlardı. Bizans imparatoru II. Andronikos Palaiologos’un imparatorluk döneminin çok kuşkulu bir sırasında Türkmen beyliklerinin imparatorluğuna olan tehdidini anlamıştı. O yıl ortak imparator olan Mikail komutasında bulunan bir merkezi Bizans ordusu günümüz Germencik kasabası yakında bulunan “Menderes Magnesia”sı mevkinde bir Türkmen ordusuna yenilip Bizans komutanı esir olamaktan komutasını bırakıp kaçarak zor kurtulmuştur. Bundan birkaç hafta sonra 17 Temmuz 1302’de Komutanları 2.000 askerlik merkezi Bizans birliği ile Osman Bey komutasındanki 5000 kişilik karışık Türkmen piyade ve süvari birliği Yalakdere içinden sahile Yalakdova’ya hızla indiler ve saldırıya geçtiler.

Sponsorlu Bağlantılar

Şiddetli bir mücadele olmakla beraber yaya yerel ve merkezi Bizans askerleri fazla dayanma güçleri olmadı ve toplanıp karşı saldırıya geçeceklerine paniğe kapılıp düzensiz olarak geri çekilmeye başladılar. Böylece sayıca da üstün olan Osman Bey ordusu bu muharebeyi galip bitirdi. 1308’de tekrar başlayan fetih akınlarıyla ilk olarak İznik-İzmit yolu üzerindeki stratejik Karahisar (Trikokıya) ele geçirildi. 1313’de Osman Bey’e büyük yardımları dokunan Bizans Harmankaya Tekfuru olan Mihail Köşes Müslüman olarak Köse Mihal adını aldı ve fetih akınlarına katılmaya başladı. 1313-1315 döneminde Sakarya Nehri vadisinde bulunan Lefke, Mekece, Akhisar, Geyve,Gölpazarı ve Leblebici kaleleri ele geçirildi.

Bu fetihlerden Osmanlı beyliğinin daha genişlemesini sağlamak için bu yörede en büyük Bizans şehri olan Bursa’nın ele geçirilmesi gerekmekteydi. Osman Bey döneminde emrinde bulunan askeri güçler bu şehrin büyük kalesini ele geçirmek yeteneğinde değildiler. Bu nedenle Osman Bey Bursa’yı abluka almayı tercih etti. Zaten Bursa uzaktan üç yanından Osmanlı beylik arazileri ile çevrili hale gelmişti. Bu şehrin daha yakın ablukaya alınması için iki küçük “havale hisarı” yaptırdı ve bu hisarların komutanlığını Osman Bey yeğeni Aktimur ile kölesi olan Balancık’a verdi.

Osman Gazi’nin Son Yılları ve Ölümü

Osman Gazi son yıllarında yaşının ilerlemesi ve “damla illeti” yani gut hastalığı yüzünden tarihçilerin bildirdiklerine göre, beylik idaresini oğlu olan Orhan Bey’e bırakmıştı. Ancak Osman Bey’in ne zaman ölüp, Orhan Bey’in ne zaman beylik idaresini tümüyle eline aldığı tartışmalıdır. 1320’den sonraki olayların tarihçilerce anlatımlarında Osman Bey’in ismi geçmemektedir. 15. yy Osmanlı tarihçilerinden Ruhi Çelebi 1481 tarı­hine kadar getirdiği Tevarih-i Âli Osman adlı tarih eserinde Osman Bey’in 1320’de öldüğünü bildirmektedir. II. Mehmet ve II. Beyazid döneminde yaşayıp 1502’ye kadar olanları inceleyen Oruç Bey’in “Tevarih-i Âli Osman” adlı tarih eserinde ise Osman Bey’in ölüm tarihi 1327 olarak verilmektedir.

Diğer tarihçiler Osman Bey’in ölümünü bu iki üç tarih arasında vermektedirler. Osman Bey’in ölüm yerinin nerede olduğu da tartışmalıdır. Büyük olasılıkla Söğüt’de ölmüştür. Bazı tarihçiler Bursa’nın onun ölmesinden önce Osmanlı devleti eline geçtiğini kabul ederek onun Bursa’da öldüğünü iddia ederler. Ancak Bursa’nın Orhan Gazi tarafından kendi beyliği döneminin başında fethedildiği üzerinde Osmanlı tarihçilerinin çoğu hemfikirdirler. Osman Gazi’nin önce Söğüt’te babası Ertuğrul’un türbesine gömüldüğü ve Bursa’nın fethinden sonra buradan alınıp Bursa kalesinde Osmaniye Meydanı’nda bulunan Gümüşlü Kümbet’e (Aya Elia) gömüldüğü kabul edilmektedir. Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’den yaklaşık 4.800 km2 olarak devraldığı Osmanlı toprağını oğlu Orhan Gazi’ye 16.000 km2 olarak devrettiği hesaplanmıştır.

Osman Gazi’nin Getirdiği Yenilikler

İlk Osmanlı Parası 1324’de Osman Gazi tarafından bastırıldı. Bu para bakırdan oluşuyordu. Adı sikke idi.

Sponsorlu Bağlantılar

Osman Gazi’nin Ailesi

Osman Gazi’nin Eşleri
  • Malhun Hatun – Kayı Boyu’ndan Ömer Bey’in kızı, Orhan Gazi’nin annesi.
  • Bala Hatun – Şeyh Edebali’nin kızı, Şehzade Alaeddin’in annesi.
Osman Gazi’nin Erkek Çocukları
  • Orhan Bey

Osmanlı Padişahı Orhan Gazi (I. Orhan)

  • Pazarlı Bey
  • Çoban Bey
  • Hamid Bey
  • Alaaddin Bey
  • Melik Bey
  • Savcı Bey
Osman Gazi’nin Kız Çocukları
  • Fatma Hatun
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi