Kategoriler
Tarih

Lozan Antlaşması Nedir? Nerede ve Kimler Arasında İmzalandı? Lozan Antlaşmasının Maddeleri

Lozan’da Mecburi Bir Antlaşma

Bildiğiniz gibi Birinci Dünya Savaşını kaybeden taraf olan İttifak devletleri olmuştu. Osmanlı Devleti de İttifak Devletleri ile beraber 1. Dünya Savaşına girmişti. Savaş kaybedildikten sonra Kurtuluş savaşı başlamış ve Anadolu ve Avrupa’nın bir çok yerinde düşmanlar yurdumuzu işgal etmeye başlamıştı. Fakat düşmanlar yurdumuzu savaşarak alamayacaklarını anlayınca Antlaşma yapıldı.

Lozan Antlaşması Kimler Arasında ve Nerede İmzalandı?

Lozan Antlaşması, 1. Dünya Savaşaının kazanan devletlerden olan Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında imzalanmıştır. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan bu antlaşmanın o zamanki Türkçe ismiyle Lozan Sulh Muahedenamesi idi. İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalandı.

Sponsorlu Bağlantılar

1920 yazına gelindiğinde I. Dünya Savaşı’nın galipleri mağluplar ile hesaplaşmalarını bitirmiş, savaşı kaybeden ülkelere barış antlaşmalarının kabul ettirilmesi süreci tamamlanmıştı. Almanya’ya 28 Haziran 1919’da Versailles’da, Bulgaristan’a 27 Kasım 1919’da Neully’de, Avusturya’ya 10 Eylül 1919’da Saint-Germen’de, Macaristan’a da 4 Haziran 1920’de Trianon’da anlaşmalar imzalatılmış ancak hesaplaşılmayan tek malup Osmanlı İmparatorluğu kalmıştı. Bu da 10 Ağustos 1920’de Sevr’de gerçekleşti. Üç Türk murahhası Paris’in meşhur banliyösü Sevres’de anlaşmayı imzaladılar. Ankara’da TBMM’nin Sevr Anlaşmasına tepkisi çok sert oldu. Ankara, İstiklal mahkemesi 1 numaralı kararı ile anlaşmaya imza koyan üç kişiyi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı idama mahkum etti ve vatan haini ilan etti. Yunanistan dışında Sevr’i hiç bir ülkenin meclislerinde onaylamaması nedeni ile Sevr bir anlaşma taslağı olarak kaldı. Onaylanmamış olmasının yanı sıra Anadolu’daki mücadelenin de başarıya ulaşması ve zaferle sonuçlanması neticesinde Sevr hiç bir zaman uygulanamadı.

lozan antlaşması__

TBMM’nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler. Barış şartlarını görüşmek için Konferansa önce Başvekil Rauf Orbay katılmak istemiştir. Fakat Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa’nın katılmasını uygun görmüştür. Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa’nın Lozan’a baştemsilci olarak gönderilmesini uygun buldu. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı.İtilaf Devletleri Lozan’a İstanbul Hükûmeti’ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı.

TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı’na katılarak Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.

Lozan’da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu’ya saldıran ve orada yendiği Yunanlılarla değil I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922’de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk – Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923’te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu’na savaş hazırlıklarının başlamasını emretmiştir. Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer Türkiye’nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Bu ihtimali göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerinin tekrar başlatmak için Türkiye’yi tekrar Lozan’a çağırmıştır.

Sponsorlu Bağlantılar

Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başlamış, 23 Nisan’da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923’e kadar devam etmiş ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923’te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923’te, İtalya tarafından 12 Mart 1924’te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924’te imzalanmıştır. İngiltere’nin anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Anlaşma, tüm tarafların onaylarında dair belgeler resmi olarak Paris’e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Lozan Antlaşmasının Sonuçları ve Maddeleri Nelerdir?

Lozan Antlaşmasında Türkiye-Suriye Sınırı

Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması’na göre kabul edilmiştir.

Lozan Antlaşmasında Irak Sınırı

Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.

Lozan Antlaşmasında Türk-Yunan Sınırı

Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.

Lozan Antlaşmasında Adalar

Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye’de, diğer Ege Adaları İtalya’ya kaldı. İtalya’nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya’ya diğer adalar Yunanistan’a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947’de resmen Yunanistan’a teslim edildi.

Lozan Antlaşmasında Türkiye-İran Sınırı

Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir. Kapitülasyonların tamamı kaldırıldı.

Sponsorlu Bağlantılar

Lozan Antlaşmasında Azınlıkların Durumu

Lozan Barış Antlaşması’nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.” Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Lozan Antlaşması__2

Lozan Antlaşmasında Savaş Tazminatları

İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.

Lozan Antlaşmasında Osmanlı Devletinin Borçları

Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karıştı.

Lozan Antlaşmasında Boğazların Durumu

Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

Lozan Antlaşmasında Yabancı Okullar ve Patrikhaneler

Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı. Patrikhaneler ise Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul’da kalmasına izin verildi.

Sponsorlu Bağlantılar
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi