Kategoriler
Tarih

Büyük Hun İmparatorluğu (Asya Hun Devleti) Kimdir? Ne Zaman ve Nasıl Kuruldu, Yıkıldı?

Asya Hun Devleti kimdir, Büyük Hun İmparatorluğu kimdir, Büyük Hun İmparatorluğunu kim kurdu, Büyük Hun İmparatorluğu nasıl parçalandı, Büyük Hun İmparatorluğu (Asya Hun Devleti) yıkılma sebepleri nelerdir, ne zaman kuruldu, Büyük Hun İmparatorluğunun (Asya Hun Devleti) en parlak dönemi ne zamandı, Büyük Hun İmparatorluğunun (Asya Hun Devleti) en parlak döneminde hükümdar kral kimdi? şeklinde Büyük Hun İmparatorluğunun (Asya Hun Devleti) hakkında detaylı bilgi vermeye çalışacağız.

Sponsorlu Bağlantılar

Büyük Hun İmparatorluğu (Asya Hun Devleti)

Büyük Hun İmparatorluğu ya da Asya Hun İmparatorluğu, MÖ 220’de yaşamış eski Türkçede Kun, Çince Hiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Türk devleti. Hun İmparatorluğu’nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.

Hiung-nu adına ilk olarak MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı’nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin’in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman’dır. En büyük imparatorları ise, Mete’dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu’ların saldırılarının ardından MÖ 214 yılında Çin Seddi’ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.

hun devleti

Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. MÖ 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman’dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete’dir. Mete, İpek Yolu’na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. MÖ 200 yıllarında Çin’i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. MÖ 187 yılında başında Ka-o-ti’nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu’nu, Pa-i-Teng Seferi’nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon Denizi ve Hazar Deniziarasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.

Mete’nin Çin’i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin’in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.

Sponsorlu Bağlantılar

Batı ve Doğu Hun Devleti

Mete’nin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Hun boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çin’in İpek Yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle MÖ 46 yılında Doğu Hiung-nu ve Batı Hiung-nu olmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun İmparatorluğu’nun başında bulunan Ho-han-ye’nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin egemenliğine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi Çiçi, “atalarına saygısızlık” olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir.

Bu sebeple bir kısmı, şimdiki Batı Türkistan yöresine çekilerek yönetimden ayrılmışlardır ve Çiçi yönetiminde Talas’ın batısına egemen olmuşlardır. Batı Hiung-nu’nun başında bulunan Çiçi’nin Çin’e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür. Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Hun savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir. Bu kendisinin birinci hatasıdır. Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır.

Doğu Hiung-nu ise, Ho-Han-ye yönetiminde Talas’ın doğusunda Büyük Hun İmparatorluğu’nun asıl mirasçıları olarak M.S 48 yılına kadar hüküm sürmüştür. Çin’in siyasi hareketleri sonucu, MS 48 yılında Doğu Hiung-nu bölünme sürecine girmişlerdir. Nihayetinde Güney ve Kuzey Hiung-nu olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Kuzey Hiung-nu tanhu Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etmiştir. Güney Hiung-nu ise, Panhu yönetiminde Uygur havzasında ve Çin’e yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etmiştir.

Doğu Hiung-nu’nun kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Hiung-nu’ların Çin’in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki Kuzey Hiung-nular’ın Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir.

Hun Devletinde Kültür

Hiung-nular kendi belgelerini bırakmadığı için arkeolojik deliller dışında Çin kaynaklarına bakılmaktan başka çare yoktur. Hiung-nular’ın özelliklerinden birkaç örnek:

Sponsorlu Bağlantılar
  • Reisi vefat edince, yerine oturan oğlunun kendi anası dışındaki babasının kadınlarını alması.

Ancak bu özellikler sadece Hiung-nular değil, diğer göçebe kabileler için de geçerlidir. Ayrıca bunların Çin medeniyetinin ahlak anlayışı ve mantığına aykırı olduğu için Çin kaynaklarında Hiung-nular’ın gelenek ve göreneklerinden bahsedilirken eleştiri içerikli cümleler kullanılmıştır.

Hiung-nu’ların dini, Şamanizm ve Tengricilik olup, yılda üç kez büyük ayinî bayram düzenleniyordu.[kaynak belirtilmeli]

Arkeolojik kazıların sonucuyla Hiung-nular’ın başkentinin Ulan Batur’un kuzeyinde bulunan Noin-Ula Kurganı’nında olduğu saptanmıştır.[kaynak belirtilmeli] Kurganlarından kazılan Hiung-nular’ın giysilerinde eski Türk kültürünün etkisi tespit edilmiştir.

Hun Devletinde Devlet Yönetimi

Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.

Tanhu sözcüğü bir unvan olarak “sonsuz genişlik” anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geldiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Tanhunun görevi; ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduyu komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir.Hükümdarın eşine “ka-tun” (hatun) denirdi ve hatun yönetimde söz sahibiydi. Hükümdarlık babadan oğula geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı ve merkez olarak miras bırakılmaktaydı. Doğu, Güneş’in doğduğu yön olması dolayısıyla Türkler’de kutsal görülürdü ve ülkenin doğusunu yönetmek üstünlük belirtisiydi. Ülkenin batısını yöneten tanhu doğudaki tanhuya bağlı idi.

Hun Devletinde Ordu Nasıldı?

  • Ordu ücretli değildi.
  • Ordunun temeli atlı askerlere dayanırdı.
  • Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır. (Onluk sisteme göre)
  • Kullanılan savaş araçları ok ve yaydı. Yakın dövüşte kılıç ve kargı kullanılırdı.

Hun İmparatorluğunun Parçalanması

Mete’dan sonra hükümdar olan KİOK (M.Ö.174-160) devletin büyüklüğünü muhafaza etmeye çalıştı. Yurtlarından oynattığı Yüeçi’ler Afganistan’a giderek burada İskender tarafından kurulmuş olan GREK hakimiyetine son vermişlerdi. (M.Ö.166) Aynı yıl Kiok da kalabalık ordusu ile Çin başkentine giderek imparatorun sarayını yakıp ülkenin Çinli prensesini de alarak evlenmişti.

Sponsorlu Bağlantılar

Çin Prenseslerinin Hun Ülkesindeki Etkileri

Çin sarayı ile kurulan ve devam ettirilen akrabalık siyasi bir nitelik taşıyordu. Fakat bu çığırın açılması ilerde Çin ile temas edecek olan hemen bütün Türk devletleri bakımından kötü sonuçlar verecek bir davranış oldu. Hanedanlar arasındaki bu yakınlaşma Çin entrikalarının yoğunlaşması için bir fırsat yaratıyordu. Çin diplomatları ve görevlileri Hun merkezindeki Çinli prensesin himayesinden faydalanıyorlardı. Bu sayede Hun topraklarında serbestçe gezip dolaşıyorlar, Türklerin ve onlara bağlı kavimlerin arasında propaganda yapıyorlardı.

Çin Casusları

Çin imparatoru VU-Tİ Çin’in en büyük gelir kaynağı olan ipeğe batı ülkelerinde yeni pazarlar bulma gayretindeydi. Bunun içinde İç Asya İran üzerinden Akdeniz kıyılarına ulaşan ünlü “İpek yolu” nu güvenlik altında bulundurmak istiyordu. Bu bakımdan Orta ve Batı Asya da yabancıların gücünü kırması gerekiyordu. Türk-Çin mücadelesinin yüzlerce yıl sürmesinin temel sebeplerinden biride bu kervan yoluna hakim olmaktı.

Vu-Ti ipek yolu üzerindeki memleketleri ve kavimleri öğrenerek Hun’lara karşı işbirliği sağlamayı dış politikasının ana hedefi haline getirmişti. Bu maksatla yüksek rütbeli bir Asker olan Çang-Kien’i batıya göndermişti. Bu casus gizli vazifesini yaparken Hun’lar tarafından yakalanıp uzun zaman gözaltında tutuldu.
Çinli casus batıda geçirdiği on yıl içinde edindiği bilgileri, temaslarını ve tavsiyelerini bir rapor haline getirerek imparatora sundu. Bu önemli rapor sonraki yıllarda takip edilecek Çin siyaseti için başlı başına bir rehber vazifesi gördü.

Çinlilerin Türklere Karşı Aldığı Önlemler – Çin Seddi

Çin bozkır göçebe hayatı yaşayan ve savaşçılıkları gelişmiş olan Türk Ordusu karşısında çaresiz kalıyordu. Hatta Türk Akınlarını durdurmak için ÇİN SEDDİ’ni yaptırmıştı. Buna rağmen Türkleri durduramamıştı. Bu durum karşısında çaresiz kalan Çin şu siyaseti takip etti:

1- Çin prenslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar gönderdiler. Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak, Türkler hakkında bilgi topladılar.

Sponsorlu Bağlantılar

2- Türk Beylerine hediyeler göndererek, onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin’e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.

3- Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek, Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.

4- Türk Beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak, Türk devletinin parçalanmasını sağladılar

Hun Devleti Hakkında Kısaca Bilgi

  1. Kuruluşu ve Yıkılışı; MÖ 220-MÖ 46
  2. Başkent; Ötüken
  3. Konuşulan Dil; Hun Türkçesi
  4. Din; Tengricilik
  5. Kurucusu: Hunlar’ın bilinen ilk hükümdarı Teoman’dır (Tuman). Teoman M.Ö.220 tarihinde Hun devletini kurdu.
    Kurulduğu Yer: Hunlar, Orhun-Selenga ırmakları ve Ötüken bölgesinde yaşamışlardır.
  6. Kapladığı alan: Kuzeyde Sibirya; güneyde Tibet, Keşmir; doğuda Büyük Okyanus; batıda Hazar Denizi (18.000.000 km2).
  7. Yükselmesi: Teoman’dan sonra yerine oğlu Mete (Mau-cun) geçti.(M.Ö 209)Onun teşkilatçılığı sayesinde devlet kuvvetlenmiş ve genişlemiştir. Mete, Hunlar arasında birliği sağladıktan sonra Moğolları ve diğer kavimleri itaat altına almıştır. Mete, Çinlileri de vergiye bağlamıştı.
  8. Zayıflaması: Mete Han’dan sonra yerine oğlu Ki-ok geçti. Ki-ok’un Çinli bir prensesle evlenmesi ve devletin ileri gelenlerin Çin ipeklerine düşkün olmaları, lükse dalmaları nedeniyle devlet zayıfladı. Bu durum Çinlilerin Hun devleti üzerindeki etkilerini artırdı.
  9. Yıkılışı: Nihayet Hun devleti MÖ: 58 yılında güney ve batı Hunları olmak üzere ikiye ayrıldılar. Batı Hunları MÖ: 35 yılında Çinlerin egemenliğine girdi.  M.S.48 yılında güney Hunlar, kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrıldılar. Kuzey Hunları M.S.150 yılında Sien-pi’ler tarafından yıkıldı. Güney Hunları ise M.S.220’da Çin egemenliğine girdi.
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi