Kategoriler
Sözlük

Sosyoloji Nedir? Sosyoloji Ne Demektir? Anlamı

Özet: “Sosyoloji Nedir? Sosyoloji Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Sosyoloji nedir, Sosyoloji ne demektir, Sosyoloji kelimesinin tanımı, Sosyoloji kelimesinin eş anlamlısı, Sosyoloji kelimesinin ingilizce karşılıkları, Sosyoloji ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Sosyoloji hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

Sosyoloji Tanımı

Sosyoloji kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Sosyoloji kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;

isim Toplum bilimi

Sosyoloji Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı

Sosyoloji kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Sosyoloji kelimesinin eş anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

Sosyoloji kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Sosyoloji kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

Sosyoloji İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Sosyoloji kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;

  •  Sosyoloji kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.

Sosyoloji İle İlgili Birleşik Sözler

Sosyoloji kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;

  •  Sosyoloji kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.

Sosyoloji İngilizcesi

Sosyoloji kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir

  •  Sosyoloji – sociology

Sosyoloji

Sosyoloji Hakkında Detaylı Bilgi

Toplumsal bilim ya da sosyoloji (Fransızca: sociologie) toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilimdir. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

Toplum bilimi alanında çalışan bir kişiye de toplum bilimci (sosyolog) denir. Bir akademik disiplin olarak toplum bilimi bir sosyal bilim olarak kabul edilmektedir ve 19. Yüzyıl’ın ilk çeyreğinde gelişmiş diğer bilim dalları ile karşılaştırıldığında görece olarak gençtir. Birçok sosyolog bir veya daha fazla uzmanlık alanında veya alt dallarında çalışmaktadır.

Sociology kelimesi, Yunanca “bilim” anlamına gelen “logy” eki ve Latince’de, genel anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost anlamındaki, “socius” kelimesinden gelen “socio-” kökünden oluşur.

Sponsorlu Bağlantılar

Toplum bilimi geniş çerçeveli bir disiplin olduğu için, profesyonel toplum bilimciler için bile tanımını yapmak güçtür. Bu disiplini tanımlamak için işe yarayan yollardan biri bu disiplini toplumun farklı boyutlarını inceleyen alt dalların oluşturduğu bir küme olarak tanımlamaktır. Örneğin toplumsal sınıflaşma eşitsizliği ve sınıfsal yapıları, demografi nüfusun miktar ve türündeki değişimleri, suç bilimi suç davranışı ve çarpıklıkları, politik toplum bilimi hükümet ve yasaları, ırk toplum bilimi ve cinsiyet toplum bilimi ırk ve cinslerin eşitsizliği kadar ırk ve cinsiyetlerin toplumsal yapılarını inceler. Doğadaki birçok çapraz disiplini içerecek şekilde, yeni toplumsal alt bilim dalları ortaya çıkmaya devam etmektedir-mesela ağ çözümlemesi-.

Birçok toplum bilimci akademi dışında yararlı araştırmalar yapmaktadır. Bulguları eğitimcilere, yasa yapıcılara, yöneticilere, yenilik yapmak isteyenlere, iş dünyasının liderlerine ve toplumsal sorunları çözme ve toplumsal politikalar oluşturma konusuyla ilgilenenlere yardımcı olmaktadır.

Sosyolojinin Tarihçesi

Ekonomi, politika bilimi, antropoloji, tarih ve psikolojiyi kapsayan diğer sosyal bilimler ile karşılaştırıldığında toplum bilimi oldukça yeni bir bilim dalıdır. Arkasındaki düşüncelerin ise daha uzun bir geçmişi vardır ve ortak insan bilgisi ve felsefesinin karışımına kadar izleri takip edilebilir.

Toplum bilimi 19. yüzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik tepki olarak belirmeye başladı: dünya küçülmeye başlayıp bütünleşmeye başlıyor, insanların yeryüzündeki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu. Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de umut ettiler.

Sociology kelimesi 1838’de Auguste Comte tarafından Latince Socius (arkadaş, dost) ve Yunanca logos(bilim) kelimelerinin biraraya getirilmesi ile oluşturuldu.

  • Comte insana dair bütün bilimleri – tarih, psikoloji ve ekonomi dahil, bütünleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19.yüzyıla özgüydü; tüm insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler) geçtiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar için çareler de bulabilirdi. Toplum bilim ‘bilimlerin kraliçesi’ olmalıydı.
  • Sociology terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz düşünür Herbert Spencer’in yazdığı The Study of Sociology(Toplum Bilimi Çalışması) idi (1874).
  • ABD’de bazıları tarafından Amerikan toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester Frank Ward, 1883’te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas Üniversitesi, Lawrence’da 1890’da Toplum Bilim Öğeleri başlıklı bir kursta(Amerika’nın devam eden en eski toplum bilim bölümüdür) bu disiplin kendi adıyla öğretilmeye başlandı.
  • Kansas Üniversitesi’nde Tarih ve Sosyoloji Bölümü 1891 yılında kuruldu ve ilk tam anlamıyla bağımsız toplum bilim bölümü 1892’de Chicago Üniversitesi ‘nde 1895’te Amerikan Toplum Bilimi Dergisini çıkaran Albion W. Small tarafından kuruldu.
  • İlk Avrupa toplum bilim bölümü, L’Année Sociologique ‘un (1896) kurucusu Émile Durkheim tarafından 1895’te Bordeaux Üniversitesi’nde kuruldu.
  • Birleşik Krallık’taki ilk toplum bilim bölümü London School of Economics and Political Science‘da (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904’de kuruldu.
  • 1919’da Almanya’da Ludwig Maximilians University of Munich’de Max Weber ve 1920’de Polonya’da Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bölümleri oluşturuldu.
  • Toplum bilim alanında uluslararası işbirliği 1893’te, René Worms tarafından kurulan ancak 1949’da oluşan çok daha geniş katılımlıUluslararası Toplum Bilim Birliği (ISA) ile yıldızı kararan küçük Uluslararası Toplum Bilim Enstitüsü ile başladı.
  • 1905’te dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim Birliği kuruldu.

19. yy’dan 20. yy’ın başlarına kadar diğer “klasik” toplum bilim kuramcıları şunlardır:

  • Karl Marx,
  • Ferdinand Tönnies,
  • Émile Durkheim,
  • Vilfredo Pareto,

ve Max Weber .

20. yy’dan 21. yy’ın başlarına kadar diğer “klasik” toplum bilim kuramcıları şunlardır:

  • Markus Dressler,

Comte gibi bu bilimciler de kendilerini sadece “sosyolog” saymaz. Çalışmaları din, eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına yöneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En çok ne var ki toplum bilim üstünde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi üstünde de merkezi bir isim olan Marks’ı hariç tutarak) ve gene onların kuramları bugün hala en uygulanabilir kuramlar olarak düşünülmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

Disiplinin içinde, bilimsel açıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kökleri vardı. Comte’un başını çektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu anlamak için doğal bilimlerde kullanılan yöntemleri ve yömtem bilimini aynen uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik vebilimsel yönteme yapılan vurgu toplum bilimsel iddialar ve bulgular için tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm denilen bu yöntem bilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları arasında çekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi içinde de bir ayrışma noktasına dönüştü. Böylece, birçok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden belirsizliğikabullenen ve içselleştiren olasılıklı modellere geçerken toplum bilim gerekirci (çeşitlemeleri yapıya, etkileşime veya diğer güçlere yükleyen)yaklaşıma inananlar ve her türlü açıklama ve tahmin olasılığına karşı duranların hakimiyetine girdi.
Bilimsel açıklamadan farklı ikinci bir görüş ise kültürel hatta kendi başına toplumsaldı. 19.yy’ın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar,semboller, kurallar, normlar ve değerler gibi kendine özgü yanları bulunmasından dolayı doğal dünyadan toplumsal dünyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu öğeleri insan kültürlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından üretiliyorlardı. Bu bakış açısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa göre, toplumsal araştırma insanın kültürel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir insanın öznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda bazı tartışmalara yol açtı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) çalışmaları etkiledi. Benzer tartışmalar, özellikle internet çağında, toplum bilimde, hedef kitleye özgü toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi gibi çeşitlemelere yol açmaktadır.

Sosyal Teori

Sosyal teori, toplumsal hayatın kalıplarını açıklamak yerine toplumsal kalıp ve büyük toplumsal yapıları açıklayacak ve çözümleyecek özet ve çoğunlukla karmaşık kuramsal çatıların kullanımına başvurur. Sosyal teori her zaman daha klasik akademik disiplinlerle sorunlu bir ilişki kurmuştur; anahtar düşünürlerden bir çoğunun üniversitede kürsüsü yoktur. Bazen sosyal teorinin toplum biliminin bir dalı olduğu düşünülse de, antropoloji, ekonomi, teoloji, tarih, felsefe vb gibi bilimlerle ilgili olduğu için disiplinlerarasıdır. İlk sosyal teoriler toplum bilimin doğuşuyla beraber, eş zamanlı olarak geliştirildi. ‘Toplum biliminin babası’ olarak bilinen Auguste Comte –toplumsal evrimcilik- diye ilk sosyal teorilerden birinin temel çalışmasını gereçekleştirdi. 19. yy’da sosyal ve tarihsel değişimle ilgili üç büyük klasik teori oluşturuldu: sosyal evrimcilik teorisi (sosyal darvinizm de bunun bir parçasıdır) sosyal dönem teorisi ve Marksist tarihsel materyalizm teorisi. Modern sosyal teoriler klasik teorilerin daha da yetkinleştirilmiş uyarlamalarıdır, evrimin çoksoylu teorileri gibi (neo-evrimcilik, sosyobiyoloji, modernizasyon teorisi, sanayi sonrası toplumu teorisi) veya genel tarihsel sosyoloji ve öznellik teorisi ve toplumun yaratılması.

Doğal bilimler disiplinlerinin tersine –fizik veya kimya gibi— sosyal teorisyenler kendi teorilerini savunmak için bilimsel yönteme yeterince sadık davranmayabilirler. Bunun yerine, sosyal teorinin karşıtlarının eleştirilerinin temelini oluşturan, tarihsel ve psikolojik yorumlar hariç, kolaylıkla kanıtlanamayacak hipotezler kullanarak büyük ölçekli toplumsal genel eğilim ve yapıları ele alırlar. Uç noktalardaki eleştirel kuramcılar, dekonstrüksiyonizmciler veya post-modernistler gibi, herhangi sistematik bir araştırma veya yöntemin baştan noksan olduğunu iddia etmektedir. Birçok kez, ne var ki, “sosyal teori” bilime başvurmadan tanımlanır çünkü tarif ettiği toplumsal gerçeklik tersi kolay kanıtlanamayacak kadar baskındır. Modernite veya anarşi sosyal teorileri bu anlamda iki örnek olabilir.

Ne var ki, sosyal teoriler toplum biliminin büyük kısmını oluşturmaktadır. Nesnel bilimsel tabanlı araştırmalar sosyal teorisyenler tarafından yapılan açıklamalar için destek sağlayabilir. Mesela aynı işi yapan erkek ve kadınlar arasında belirgin bir gelir eşitsizliği olduğunu ortaya koyan, bilimsel yöntem eksenli istatistiki bir çalışma, karmaşık sosyal teoriler olarak feminizm veya ataerkilliğinönermelerini tamamlayabilir.Genel olarak ve özellikle saf sosyoloji taraftarları arasında, sosyal teorinin bir çekiciliği vardır çünkü burada odak merkezi bireyden uzaklaşır ve doğrudan topluma ve bizim hayatlarımızı kontrol eden toplumsal güçlere döner. Bu sosyolojik kavrayış (veya sosyal imajinasyon)yıllar içinde öğrencilere çekici gelmiş ve diğerleri statükodan memnun kalmamışlardır çünkü—bu şekilde değişim olasılığını ortaya koyarak, sosyal yapıların ve kalıpların ya rastlantısal ya da keyfi olarak özel güçlü gruplar tarafından kontrol edildiği varsayımına dayanmaktadır.

Sosyolojide Bilim ve Matematik

Toplum bilimciler toplumu ve sosyal davranışı, insanların oluşturduğu grup ve toplumsal kurumu çeşitli sosyal, dinsel, politik ve iş organizasyon gibi inceleyerek çalışırlar. Onlar aynı zamanda grup davranışlarını ve toplumsal etkileşimlerini inceler, köken ve gelişimlerini takip eder ve üye bireyler üzerinde grup hareketlerinin etkisini çözümlerler. Toplum bilimciler toplumsal grupların, organizasyonların ve kurumların özellikleri; bireylerin her birinin diğerinden ve ait oldukları gruptan etkilenme yolları ve bir insanın günlük yaşamında cinsiyet, yaş veya ırk gibi toplumsal özelliklerin etkisi ile ilgilidir. Toplum bilimsel araştırmalar eğitimcilere, yasa koyuculara, yöneticilere ve toplumsal sorunları çözmek ve kamu politikaları geliştirmek isteyenlere yardımcı olur. Birçok toplum bilimci bir veya birden fazla uzmanlık alanında çalışır: toplumsal organizasyon, toplumsal tabakalaşma, toplumsal hareketlilik; ırksal ve etnik ilişkiler;eğitim, aile; toplumsal psikoloji,şehir, kırsal,politika, ve karşılaştırmalı toplum bilim; cinsiyet rolleri ve ilişkiler; demografi; yaşlılık; suç bilimi; ve toplumsal uygulamalar.

Sponsorlu Bağlantılar

Toplum bilim büyük oranda Comte’nin toplum bilimin ergeç bilimin bütün diğer alanlarını içine alacağı inancına yaslanarak gelişse de, sonuçta, toplum bilim diğer bilimlerin yerine geçmedi.Bunun yerine, toplum bilim diğer toplumsal bilimlerle özdeşletirilme noktasına geldi. Günümüzde, çoğunlukla karşılaştırmalı bir yöntem kullanarak, insan türünün organizasyonlarını, toplumsal kurumlarını ve bunların toplumsal etkileşimlerini incelemektedir. Disiplin özellikle karmaşık sanayi toplumlarına odaklanmıştır. Toplum bilimciler son zamanlarda antropologlardan aldıkları ipuçları ile, bu alandaki “Batı Vurgusu”nu belirtmektedirler. Tepki olarak ise yeryüzündeki birçok toplum bilim bölümü çok kültürlü ve çok uluslu çalışmaları desteklemektedir.

Günümüzde, toplum bilimciler, toplumu düzenleyen ırk veya etnisite, sosyal sınıf, cinsel rolleri ve aile gibi kurumları; suç ve boşanma gibi bu yapıların ayrılma ve bozulmasını temsil eden toplumsal işleyişleri ve benzeri kişiler arası etkileşimler gibi mikro-işleyişleri ve bireylerin toplumsallaşmaları, gibi mikro- toplumsal yapıları araştırmaktadırlar.

Toplum bilimciler sıklıkla toplumsal ilişkilerdeki kalıpları açıklamak ve toplumsal değişimi belirlemeye yardım edecek modeller geliştirmek için toplumsal araştırmanın kantitatif yönteminedayanırlar. Toplum biliminin belli dalları ise – odaklanarak yapılan görüşmeler, grup tartışmaları ve etnografik yöntemler gibi yöntemelerin- sosyal işleyişlerin daha iyi anlaşılmasını sağladığını düşünmektedir.Orta yolu bulmak isteyen bazı toplum bilimciler ise kantitatif ve kalitatif yaklaşımların birbirini tamamlayıcı olarak kullanılmasını tartışmaktadır. Bir yaklaşımdan elde edilen sonuçlar diğer taraftaki açıkları kapatabilir. Mesela kantitatif yöntemler büyük ve geniş kalıpları tanımlarken kalitatif yaklaşımlar bireylerin bu kalıpları nasıl anladıklarını anlamamıza yardımcı olabilir.

Toplumsal Araştırma Yöntemleri

Toplum bilimcilerin, soru formları veya toplumsal yöntemler araştırma anketi, görüşmeler,katılımcı gözlem, istatistik araştırması, değerlendirme araştırması ve test, anket vb belge tabanlı değerlendirme gibi çalışmaları içeren kuramsal olmayan bulguları bir araya getirmek için kullandığı birçok ana yöntem vardır.

Bu yaklaşımların hepsinin sorunu bunların, araştırmacının bunların gözünde gördüğü toplumu nasıl çözümlediği ve anladığını uyarlamaya çalıştığı kuramsal konuma dayanıyor olmasıdır. Eğer Émile Durkheim gibi işlevselci ise, araştırmacı herşeyi büyük ölçekli toplumsal yapıların terimleriyle açıklaması muhtemeldir. Bir sembolik etkileşimci büyük olasılıkla insanların birbirini nasıl anladığına yoğunlaşacaktır. Bir marksist ya da neo-marksist bir araştırmacı ise muhtemelen herşeyi sınıf mücadelesi ve ekonomi süzgecinden geçirecektir. Fenomenciler ise insanların gerçeğin onlara göre anlamlarını kurguladıkalrı tek bir yol ve başka hiç bir şey olmadığını düşünmeye eğilimlidirler. Gerçek sorunlardan biri ise birçok toplum bilimcinin bir tek kurumsal yaklaşımın doğru olduğu ve bunun da kendilerinki olduğunu tartışmalarıdır. Uygulamada, toplum bilimciler sıklıkla, her yöntem özel data tipleri ürettiği için farklı yaklaşımları ve yöntemleri karıştırıp eşleştirmektedir.

Sponsorlu Bağlantılar

İnternet üç açıdan toplum bilimcilerin ilgi alanındadır: mesela kâğıt üzerindeki anketler yerine çevrimiçi anketleri kullanmak adına bir araştırma aracı olarak, bir tartışma platformu olarak ve bir araştırma konusu olarak. Internet toplum bilimi, çevrimiçi toplulukların (ör:haber grupları) çözümlemesini, sanal toplulukları ve dünyaları,internet gibi yeni medyalar ekseninde çözünen organizasyonel değişimleri ve sanayi toplumundan bilgiye dayalı topluma (veya bilgi toplumuna) doğru yaşanan dönüşümde geneldeki toplumsal değişimi içermektedir.

Diğer Toplum Bilimleri

20.yy’ın başlarında sanayi toplumu üzerinde araştırma yapan toplum bilimciler ve psikologlar antropolojinin gelişimine katkıda bulundular. Antropologlar da sanayi toplumları üzerinde araştırmalar yaptılar. Günümüzde toplum bilim ve antropoloji çalışma nesnelerinden ziyade farklı kuramsal içerik ve yöntemlere göre daha iyi bir şekilde farklılaşmışlardır.

Sosyalbiyoloji görece olarak hem toplum biliminden hem de biyolojiden kaynaklanan yeni bir alandır. Bu alan ilk önce çok hızlı bir kabul görse de, toplumsal davranış ve yapıların evrimsel ve biyoloijik işleyişlerle açıklama yolları aramasından dolayı tepki topladı. Toplum bilimciler sıklıkla davranışı tanımlamada genlerin etkilerini çok fazla dayanak göstermeleri yönünden eleştirilmektedirler. Ne var ki toplum bilimciler sıklıkla doğa ve yetiştirme arasında karışık bir ilişki olduğuna atıfta bulunarak yanıt verirler. Bu anlamda sosyal biyoloji fiziksel antropoloji, zooloji,evrimsel psikoloji, insan davranışsal ekoloji ve ikili kalıtım kuramı ile yakın ilişki içerisindedir. Bununla birlikte, bu alanda çalışanların çoğu için, büyük oranda bu alanın düşünceleri kabul edilebilirdir, çünkü toplumsal yapılar için biyolojik temeller bulmak toplumsal yapıların nadir ve isteğe bağlı olduğunu ifade eden birçok toplumsal kuramın önerme ve çıkarımlarına karşı gelmektedir.

Toplum bilim toplumsal psikoloji ile bazı bağlantıları vardır ancak ilki toplumsal yapılarla ilgili iken, ikincisi toplumsal davranışlarla ilgilidir.

Sosyolojide Yaklaşımlar ve Yöntemler

  • Auguste Comte (1789-1857): pozitivist.
  • Émile Durkheim (1858-1917): pozitivist.
  • Karl Marx: diyalektik materyalist
  • Giambattista Vico (1668-1774): özneci/anlamacı.
  • Wilhelm Dilthey (1833-1911): hermeneutik geleneğe bağlı; anlamacı.
  • Georg Simmel (1858-1918): karmaşık süreçci.
  • Max Weber: anlamacı ve etkinlikçi.
  • Talcott Parsons : Yapısal işlevselcilik

-Diğer gruplar: Robert Merton, Gerhard Lenski, Erving Goffman, Herbert Blumer, Harold Garfinkel, Peter Berger, Amitai Etzioni, C.Wright Mills, Daniel Bell, Alvin Toffler, G.Herbert Mead, Alain Touraine.

Sponsorlu Bağlantılar
Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi