Özet: “Sap Nedir? Sap Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Sap nedir, Sap ne demektir, Sap kelimesinin tanımı, Sap kelimesinin eş anlamlısı, Sap kelimesinin ingilizce karşılıkları, Sap ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Sap hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Sap Tanımı
Sap kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm
2. Çiçek veya meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak
“Armudun sapı. Gülün dikenli sapı.”
3. Bir aracı tutmaya yarayan bölüm
“Bir küçük çekmeceden sapı fil dişi bir revolver çıkarmıştı.” – S. F. Abasıyanık
4. İplik, tire, ibrişim vb. şeylerde iğneye geçirilen bir dikişlik iplik
“Bir sap tire. İki sap ibrişim.”
5. Kabza
6. Demet durumundaki ekinler
“Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı.” – R. Enis
7. Erkek
Sap Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Sap kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Sap – erkek / kabza / sak
Sap kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Sap kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Sap İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Sap kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
§ ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş
insana en yakını bile kötülük edebilir.
Atasözü
§ ardından sapan taşı yetişmez
çok hızlı koşuyor.
Atasözü
§ armudun sapı var, üzümün (kirazın) çöpü var demek
her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek.
Deyim
§ batağa saplanmak
içinden çıkılması güç bir durumda olmak: Uzun yıllardan beri parasal bakımdan tam bir batağa saplanmıştı. -H. Topuz.
Deyim
§ bıçak gibi saplanmak
sancı, ağrı birden ve güçlü olarak gelmek.
Deyim
§ bir baltaya sap olamamak
belli bir iş sahibi olamamak: Tavla, domino ve muhtelif kâğıt oyunlarından başka bir şey bilmediği için bir baltaya sap olamamıştı. -R. N. Güntekin.
Deyim
§ boynu armut sapına dönmek
çok zayıflamak.
Deyim
§ çizgisinden sapmamak
görüşlerinden vazgeçmemek, kararlı davranmak.
Deyim
§ hedef saptırmak
1) hedefe isabet ettirememek; 2) mec. öngörülen amaçtan uzaklaştırıp başka bir amacı öne çıkarmak: Bu işi onların yapmadığına inanıyor, birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor. -A. Ümit.
Deyim
§ herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez
herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz.
Atasözü
§ ipe sapa gelmemek
akla yakın olmamak veya birbirini tutmamak: Söyledikleri zaten ipe sapa gelmez şeyler. -A. İlhan.
Deyim
§ ipi sapı yok
birbirini tutmaz, yersiz, anlamsız.
Deyim
§ kalbine saplanmak
yüreğine saplanmak.
Deyim
§ kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak
yaptığı bir iyiliği hiçe indirecek kötülükte bulunmak.
Deyim
§ kötü yola sapmak
doğruluktan ayrılıp istenilmeyen ve yanlış işler yapmak.
Deyim
§ kötü yola saptırmak
kötü yola sürüklemek: Parmak kadar çocuğu kötü yollara saptıranların kökünü kazırım. -S. Ali.
Deyim
§ kuyruğunu tava sapına çevirmek
haddini bildirmek, gereken dersi vermek: Sonra benim kuyruğumu tava sapına çevirirler efendim diye bağırıyor, masa başındaki erkândan tekrar yardım istiyor. -R. N. Güntekin.
Deyim
§ nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur
nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir, mayıs yağmuru ise başakların dolgunlaşmasını sağlar.
Atasözü
§ sap çekmek
biçilmiş ekini tarladan harmana kaldırmak.
Deyim
§ sap derken saman demek
belirli ve doyurucu bir düşünce ortaya koyamamak: Konuşma, sap derken saman demek kabîlinden hiçten şeylerden ibaret kalmıştır. -R. H. Karay.
Deyim
§ sap döner, keser döner, gün gelir hesap döner
her şey zaman içinde planlandığı gibi gerçekleşmeyebilir.
Atasözü
§ sap gibi
1) çok ince: Avurtları çökmüş, boynu yakasının ortasında sap gibi kalmıştı. -H. Taner. 2) argo yalnız, tek başına.
Deyim
§ sap yiyip saman sıçmak
kaba 1) bir olaya kızıp ateş püskürmek; 2) yararsız şeylerle uğraşmak.
Deyim
§ saparta (sapartayı) yemek
azarlanmak, terslenmek: Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir? -R. E. Ünaydın.
Deyim
§ sapartayı vermek
azarlamak, terslemek: Hanımefendi kalkmış, ikisine de sapartayı vermiş. -H. R. Gürpınar.
Deyim
§ sapına kadar
tam anlamıyla, bütünüyle: O sapına kadar askerdir; asker doğmuş, asker ölecektir. -H. Taner.
Deyim
§ sapır sapır dökülmek
başarısız olmak.
Deyim
§ sapla samanı karıştırmak
iyi ile kötüyü ayıramamak.
Deyim
§ saplanıp kalmak
1) takılıp kalmak: Mistik olmayan felsefe görünüşünde de tamamen H. Spencer’e saplanmış kalmıştı. -H. Taner. 2) bir konuda yoğunlaşıp başka bir şeyle ilgilenmemek.
Deyim
§ sapsarı kesilmek (olmak)
çok sararmak: Heyecandan dudakları titriyordu ve benzi sapsarı kesilmişti. -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim
§ sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz
hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki bu işlere girişince en aşırı yolu tutarlar.
Atasözü
§ üzümün çöpü armudun sapı var demek
her şeyde bir eksiklik bulmak, güç beğenir olmak.
Deyim
§ yoluna sapmak
başvurmak: Hile yoluna saptı.
Deyim
§ yolunu sapıtmak
doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak: Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor. -R. N. Güntekin.
Deyim
§ yüreğine saplanmak
aşırı derecede acı duymak, içine oturmak.
Deyim
Sap İle İlgili Birleşik Sözler
Sap kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- sapı silik
- kök sap
- yapışıcı sap
- sap sapa
- çiçek sapı
Sap İngilizcesi
Sap kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Sap – handle, grip, handgrip, handhold, lug, haft
Sap (Kabza) Hakkında Detaylı Bilgi
Kabza; tabanca, kılıç gibi silahlarda, silahı kullanırken el ile kavranan sap. Genel olarak koruma, kulp ve topuz kısmından oluşmaktadır. Kılıç çeşitlerine göre koruma ve diğer kısımlar çeşitli süslemelere ve eklentilere sahip olabilmektedir.