Özet: “Roman Nedir? Roman Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Roman nedir, Roman ne demektir, Roman kelimesinin tanımı, Roman kelimesinin eş anlamlısı, Roman kelimesinin ingilizce karşılıkları, Roman ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Roman hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Roman Tanımı
Roman kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Roman kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür
2. Bu türde yazılmış eser
“Bu, ihtiyar kitapçıdan alıp evde bayıla bayıla okuduğu küçük hissî romanlardan biriydi.” – O. C. Kaygılı
Roman Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Roman kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Roman – çingene / romen
Roman kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Roman kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Roman İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Roman kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
- romanı yazılmak
romanlaşmak.
Deyim
Roman İle İlgili Birleşik Sözler
Roman kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- çizgi roman
- ırmak roman
- nehir roman
- polisiye roman
- resimli roman
- tarihî roman
- tarihsel roman
- tefrika roman
- köy romanı
Roman İngilizcesi
Roman kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Roman – novel
Roman Hakkında Detaylı Bilgi
Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatı. Hikayeye kıyasla daha uzun ve olaydan ziyade kişi merkezli bir yazı türüdür. Japon edebiyatının başyapıtlarından Genji’nin Hikâyesi dünyanın ilk romanı kabul edilir.
Roman büyük oranda düzyazıyla yazılır ancak nazım da içerebilir. Anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. Anlatılan olaylar, kendinden önceki türler gibi yalnızca saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekanlarda değil, genellikle sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekanlarda geçer. Kullanılan dil, nazım türlerinde olduğu gibi ağdalı değil günlük ve sıradandır.
Roman tarihe en bağlı edebiyat türüdür. Toplumsal, politik olaylar gelişmelerle de yakın ilişkidedir.
Roman, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür. Bu nedenle toplumların gelişimine, yani tarihe kopmaz biçimde bağlıdır. İnsanı, öncelikle toplumsal ve tarihsel bir varlık olarak konu alan ilk sanat türüdür.
İlk örneklerini François Rabelais, Dante, Miguel de Cervantes vermiştir.
Roman Türleri
Romanlar: konu, üslup, yazıldığı dönem bakımından çeşitli türlere ayrılabilir. Üslup bakımından “romantik roman”, “gerçekçi roman”, “doğalcı roman”, “estetik roman”, “izlenimci roman”, “dışavurumcu roman”, “yeni roman” türleri sayılabilir.
Üslup Bakımından Roman Türleri
Romantik Roman
Kişilerin duygularını, arzularını,hislerini, düşüncelerini yalnızca kendilerine ait, içten gelen doğal ve gerçek olgular gibi görür.Yani aşk, duygu, hayal gibi düşünceler yer alır. Aynı zamanda acı, keder ve hüzünde bu roman türünün konularındandır. Örneğin Sir Walter Scott’un tarihsel romanları, Jean-Jacques Rousseau’nun eserleri,Goethe’nin Genç Werther’in Acıları,Victor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu gibi.
Realistik Roman
Romantik romandan ayrı olarak kuru ve kuşkucu bir anlatım ve düşünce yapısı taşır. Balzac ve Stendhal’in romanları bu üsluptadır.
Estetik Roman
Belli biçim ve anlatım kaygıları ile yazılmış romanlardır. Gustave Flaubert estetik romanın en önemli yazarıdır.
İzlenimci Roman
Diğer üsluplardan ayrı olarak eşyanın ve dış olayların kendi nesnel gerçeklikleriyle insanların bunları algılama biçimleri arasındaki farkları ortaya çıkarmaya yönelir. Yani dış gerçeklerden çok, duyu ve duygulara, iç yaşantının betimlenmesine öncelik verir.
Dışavurumcu Roman
20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dışavurumculuk toplumsal kimliklerin reddedilmesi ve insan yaşamını belirleyen toplum karşıtı ya da uygarlık karşıtı güçlerin öne çıkarılmasıyla belirlenir.Dostoyevski,Franz Kafka, Samuel Beckett ve Bertold Brecht’in romanları bu türün örneklerindendir.
Yeni Roman
Aslında dışavurumculuğun izlerini taşır. Özellikle 1930 sonrasında ilk örnekleri görülmeye başlandı. Kendisinden önceki akımlardan hiçbirine benzemeyen, yazma deneyini, hatta romanın olanaksızlığını romanın asıl konusu haline getiren romanlardır. Yeni roman, yazma eyleminin kendisini sorgulamaya yönelir. Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon, Philippe Soller, Julio Cortazar gibi yazarlar bunları denemişlerdir.
Tarihi Roman
Konusu bakımından roman “tarihsel roman pikaresk roman duygusal roman, gotik roman, ruhbilimsel roman, töre romanı, oluşum romanı” türlerine ayrılır. Tarihsel romanlar, tarihin değişik dönemindeki olayları işler. Kahramanlar gerçek veya düşsel olabilir. Ancak anlatılanlar tarih gerçeklerine çoğu kez uygundur. Bu roman türü aslında, Romantizmin bir ürünüdür. Dünya edebiyatında bu türün ilk örneğini ingiliz yazar Walter Scott vermiştir. Türk edebiyatında ise tarihi romanın ilk denemesi Ahmet Mithat’ın Yeniçeriler adlı romanı sayılabilir. Batılı anlamda ilk tarihsel Türkçe roman, Namık kemal’in Cezmi’sidir.
Duygusal Roman
İnsanın duygusal yaşamını yüksek ve özenli bir üslupla betimleyen romanlardır. Bazen bu türde yazarın kendi duygularıyla, okurun duygularını sömürmesi ön plana çıkar. Laurence Sterne’inFransa ve İtalya’da Hissi Seyahat adlı eseri, Rousseau’nun romanları, Madame de La Fayette’in Prenses de Cleves adlı romanı bu türe örnek gösterilebilir.
Psikolojik Roman
Kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümlemeye çalışan romanlardır. Daha serinkanlı ve denetimli oluşuyla duygusal romandan ayrılır. Abbe Prevost’un Manon Lescaut adlı eseriyle Fransız edebiyatında açılan psikolojik roman çığırı diğer ülke romancılarını da etkilemiştir. Paul Bourget’in romanları da bu türe örnektir.Türkiye’deki ilk ruhbilimsel roman Mehmet Rauf’un Eylül adlı kitabıdır. Türkiye’den Peyami Safa’nın 9. Hariciye Koğuşu buna örnektir.
Polisiye Roman
Cinayet, gizem,katil, suç,ceset vb. gibi konuları işleyen bir roman türüdür. Agatha Christie bu anlamda ün yapmıştır. 86 romanıyla ‘Polisiye Romanlarını Kraliçesi’ seçilmiştir. Bu romanlarda öne çıkan konu ‘Kim kimi öldürdü?’, ‘Nasıl öldü?’, ‘Neden öldü?’ … gibi seçilebilir.
Fantastik Roman
Hayal gücüne dayanan romanlardır. 19. yüzyılda ilimlerin gelişmesiyle yaygınlık kazanmıştır.
Çizgi Roman
Çizgi roman veya resimli roman, çizgi ile hikâye anlatmak için birbirini takip eden panellerin (çerçevelenmiş resim) kullanıldığı bir sanat türüdür.