Özet: “Öykü Nedir? Öykü Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Öykü nedir, Öykü ne demektir, Öykü kelimesinin tanımı, Öykü kelimesinin eş anlamlısı, Öykü kelimesinin ingilizce karşılıkları, Öykü ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Öykü hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Öykü Tanımı
Öykü kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim Ayrıntılarıyla anlatılan olay
2. edebiyat Hikâye
“Çok yazamıyorum ama öyküler içinde yaşıyorum.” – N. Meriç
Öykü Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Öykü kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Öykü – hikâye
Öykü kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Öykü kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Öykü İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Öykü kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
- Öykü kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.
Öykü İle İlgili Birleşik Sözler
Öykü kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
uzun öykü | hayat öyküsü | yaşam öyküsü |
Öykü İngilizcesi
Öykü kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Öykü – story
Öykü Hakkında Detaylı Bilgi
Öykü ya da hikâye, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düz yazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır.
Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Karakterler belli bir olay içinde gösterilir. Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır. Konu tümüyle düş ürünü olabilir ya da son derece gerçekçidir. Genellikle ironik bir rastlantı yoluyla oluşturulan özel bir an üzerindeki yoğunlaşma sürpriz sonlara olanak verir.
Tarihçe
Eski Yunan’daki fabl ve kısa romanslar, Binbir Gece Masalları öykünün habercileridir. Ama öykü ancak 19. yüzyılda romantizm ve gerçekçilik akımlarının psikolojik travma psikolojik ve metafiziksorunları öykülerinde masalsı bir anlatımla yansıttılar.
Rusya’da Gogol, Dostoyevski, Turgenyev ve Çehov’un öyküleri, öykü türünün edebi eserler arasında sağlam bir yere oturmasına büyük katkı sağlamıştır. Bilinen ilk öykü örneği ise İtalyan yazarGiovanni Boccaccio’nun Decameron adlı eseridir. Eser temel olarak 1348 yılında İtalya da ortaya çıkan bir veba salgınını konu alır.10 gün boyunca anlatılan 100 öyküden oluşur. Mutluluklar, kadın erkek ilişkileri, gönül yaraları, yerinde verilen yanıtlar, çıkar peşinde koşan din adamları öykülerin başlıca konularını oluşturur.
Türkiye’de hikaye
Türkiye’de öykü ya da hikâye kavramı diğer yeni türler gibi Tanzimat’tan sonra edebiyatımıza girmiştir. Öykünün bizdeki ilk gerçek temsilcisi olarak Ömer Seyfettin’i görmek mümkündür. Falaka,Başını Vermeyen Şehit,Pe’de hikâyeciliğin gelişmesine çok büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca Sait Faik Abasıyanık da Türk öykücülüğünün önemli temsilcilerinden biridir. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalıştı. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlattı. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok “insanı ele alan sanatçılar” sınıfında yer aldı.