Kategoriler
Sözlük

Monarşi Nedir? Monarşi Ne Demektir? Anlamı

Özet: “Monarşi Nedir? Monarşi Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Monarşi nedir, Monarşi ne demektir, Monarşi kelimesinin tanımı, Monarşi kelimesinin eş anlamlısı, Monarşi kelimesinin ingilizce karşılıkları, Monarşi ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Monarşi hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.

Sponsorlu Bağlantılar

Monarşi Tanımı

Monarşi kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Monarşi kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;

isim, toplum bilimi Siyasi otoritenin genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet düzeni veya rejim, tek erklik

Monarşi Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı

Monarşi kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Monarşi – tek erklik

Monarşi kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;

  • Monarşi kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.

monarşi

Monarşi İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Monarşi kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;

  •  Monarşi kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.

Monarşi İle İlgili Birleşik Sözler

Monarşi kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;

  •  Monarşi kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.

Monarşi İngilizcesi

Monarşi kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir

  • Monarşi – monarchy

Monarşi Hakkında Detaylı Bilgi

Monarşi, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Bu hükümdar, Türkçe’de kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir (oğlu, kardeşi gibi). Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü dilimize Fransızca Monarchie kelimesinden gelir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın veya bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.

Etimolojik anlamına bakılırsa monarşi bir kişinin yönettiği bir dev­let düzenidir. Gerçekte ise bu terim, iktidarın aynı ailede soydan geçme yoluyla kalması biçiminde nitelendi­rilebilecek bir yönetim biçimini ta­nımlar.

Sponsorlu Bağlantılar

Monarşi, yüzyıllar boyu, dünyada en yaygın yönetim biçimiydi. Bunlar çoğu zaman, geleneksel tanı­ma en yakın, tanrısal hakka dayanan monarşilerdi: prens, iktidarı tek ba­şına elinde tutardı ve Tanrı’dan başka kimseye hesap vermek zorunda de­ğildi, çünkü otoritesini Tanrı’dan aldığına inanılıyordu. Aslında, bu tip yönetim hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanamadı. Gerçekten, en müstebit hükümdarlar bile, uyruklarının bazıları­nı (zengin ve güçlü soylular, etkili din adamları gibi) kollamak zorundaydı­lar; üstelik ulaşım ve haberleşme araçlarının yavaşlığı da onları, uzak bölgelerdeki topraklarını başkaları eliyle yönetmeye zorluyordu. Bunun­la birlikte otorite, kralın ve­ya danışmanlarının elinde toplan­mıştı ve halk alınan kararlara karışamıyordu.

Birçok ülkede toplumsal ve siyasal gelişim, özellikle XVIII. yy. sonların­da, «meşrutî» adı verilen yeni bir tür monarşinin doğmasına yol açtı: buna göre hükümdarın yetkileri, yazılı bir anayasa ile tanımlandı ve sınırlan­dı. Bu monarşi genellikle «parlamenter»dir ve demokrasiye pek yakındır: kral, devletin sim­gesi olarak kalır, ancak yürütme yet­kisini bir hükümete bırakır. Hükü­met de halk tarafından seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymak zorundadır. Sözgelimi Hollanda, Danimarka, İngiltere, İspanya, İsveç ve Belçika’da durum böyledir.

Antik Monarşi

Tüm toplumlar, tarihlerinin şu veya bu evresinde monarşiyi yaşamış ve ona kutsal bir nitelik vermiştir. Her eylemin bir ayin görünümüne büründüğü kalıcı bir dini ortam içinde yaşanılan bir dünyada,kral, ancak tanrı’nın (İbranilerde) veya tanrıların seçtiği bir kişi, hatta mısır firevunları gibi tanrının kendisi de olabilirdi. Monarşilerin bu ağırlıklı dini niteliği bu yönetim biçiminin ortadan kalkmasından sonra bile varlığını korudu: Mesela, Atina ‘da demokratik dönem içinde, yargıç kral, sitenin tüm dini hayatını denetimi altında tutuyordu. Tanrılar ve insanlar arasında aracılık görevini üstlenen hükümdar, kendisini destekleyenlerin ve iktidarını kabul ettirmek için gerekli olan kişilerin gücünün, kendi iktidarını sınırladığını görüyordu. Mısır’da kral, defalarca rahiplerin engellemesiyle karşılaştı ve onlarla uzlaşmak zorunda kaldı; yine mikenai dönemi Yunanistan’ında krallık gücü, ayrıntılı ve bürokratik bir saray yönetimine dayanıyordu. Kral, aynı zamanda ordunun başıydı ve savaşlarda kendine eşlik eden savaşçılar sınıfını göz önünde bulundurmak zorundaydı.morarişi pek çek demektir monorşininanlamı pek çok din demektir.

Monarşilerin en mutlak nitelik kazandığı ve en uzun süre varlığını koruduğu bölgeler, tarımın sulamaya dayandığı ve karmaşık bir örgütlenme gerektirdiği yerlerdi ( Nil Vadisi ve mezopotamyadeltası). Atina Sparta veya Roma gibi başka yerlerde, oligarşi kısa süre içinde kralın yetkisi yerine kendi yetkisini kabul ettirdi. Bununla birlikte, İskender’in fethi sonucunda, Yunanistan’da doğu monarşilerinin kutsal niteliğinden geniş ölçüde esinlenen bir monarşi türü ortaya çıktı.

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi