Özet: “Kortizon Nedir? Kortizon Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Kortizon nedir, Kortizon ne demektir, Kortizon kelimesinin tanımı, Kortizon kelimesinin eş anlamlısı, Kortizon kelimesinin ingilizce karşılıkları, Kortizon ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Kortizon hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Kortizon Tanımı
Kortizon kelimesi Fransızca kökenli bir kelimedir ve Kortizon kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
isim, tıp (***) Yaralanmanın, korkunun veya soğuğun yol açtığı stresler sonucu vücutta şeker yapımını hızlandıran böbrek üstü bezi kabuğunun salgıladığı, şeker, protein ve yağ metabolizmasına etki eden hormon
“Kortizonun verdiği kof şişlik dizlerimi mecalsizleştiriyordu.” – N. Eray
Kortizon Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Kortizon kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Kortizon kelimesinin eş anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Kortizon kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Kortizon kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Kortizon İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Kortizon kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
- Kortizon kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.
Kortizon İle İlgili Birleşik Sözler
Kortizon kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- Kortizon kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.
Kortizon İngilizcesi
Kortizon kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Kortizon – cortisone
Kortizon Hakkında Detaylı Bilgi
Kortizon, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesince salgılanan, iltihaplanma önleyici özellikleri olan hormondur. Kortizon, hastalığın şiddetine göre, doktor tarafından sürekli izlenilerek, yerinde ve belirli miktarlarda alınmadığında ciddi ve geri dönüşü olmayacak hastalıklara yol açabilmektedir. Kortizon fazla kullanıldığında, obezite (aşırı şişmanlık), kemik erimesi gibi hastalıklara yol açabildiği gibi vücudun hormonal dengesini de bozabilmektedir. Kortizolün 1937’de E. Kendall ve Wintersteiner tarafından keşfedilmesi ve ilk kez 1938’de T. Reichstein tarafından sentezlenmesi, 1948’de Ph. S. Hench’nin bu maddeyi romatizmal eklem inflamasyonu olan bir hastayı tedavi etmek üzere ilk kez kullanmasına olanak sağlamıştır. Kortizol, kortikosteroidler olarak bilinen (günlük konuşmada basitçe kortizon olarak söz edilen) bir hormon sınıfına dahildir. Hormonlar vücudun kendi mesaj taşıyıcılarıdır. Kelime kökeni Yunanca’dan gelmektedir ve “harekete geçirmek” anlamını taşır.
Hormonlar genellikle bir uyarıya yanıt olarak özel bezlerden serbestleşirler ve vücuttaki hedeflerine kan içinde taşınırlar. Daha sonra hormonlar hedef organlarında çeşitli metabolik süreçleri kontrol altına alırlar. Kortikosteroidlerin güçlü ve hızlı anti-inflamatuvar etkisi akut ve kronik inflamatuvar hastalıkların tedavisinde hızlı bir ilerlemeye yol açmıştır ve üç kaşifine 1950’de “Nobel Ödülü” kazandırmıştır. O zaman bile kortikosteroidlerin istenen aktivitelerine istenmeyen yan etkilerin eşlik ettiği saptanmıştır. Zamanla kişiler kortikosteroidlerin kullanımınının hedefe yönelik olmasına çabalamış ve ayrıca kullanımlarını sınırlandırarak yan etkilerden olabildiğince nasıl uzak kalınacağını öğrenmişlerdir. Kortikosteroidler ile tedavi inflamatuvar bağırsak hastalığı olan hastalar için de önemli bir ilerleme sağlamıştır. 1950’lerde bu hastaların yaşam beklentisi oldukça azalmıştı, çünkü hastalığın ciddi akut alevlenmeleri için hiç bir etkili tedavi bulunmamaktaydı. Bu nedenle, pek çok genç hasta hastalıkları nedeniyle ölmekteydiler. Kortikosteroidlerin kullanıma girmesi Crohn ve ülseratif kolit hastalarının yaşam beklentilerini neredeyse normal değerlere getirmiştir. Bugün için kortikosteroidlerle ana tedavi hedefi; bu ilaçları hastaların yüksek yaşam kalitesine sahip olacakları şekilde kullanmaktır. “Kortizon korkusu” halkta ve aynı zamanda inflamatuvar barsak hastalığı bulunan birçok hastada yetersiz bilgi varlığından kaynaklanan ciddi bir sorundur.Kortizon kabuk bölgesinden salgılanır.Protein,yağ ve karbonhidrat metabolizmalarını düzenler.