Özet: “Hak Nedir? Hak Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Hak nedir, Hak ne demektir, Hak kelimesinin tanımı, Hak kelimesinin eş anlamlısı, Hak kelimesinin ingilizce karşılıkları, Hak ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Hak hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Hak Tanımı
Hak kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve Hak kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim Adalet
“Haktan ayrılmamalı.”
2. Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
“Üstelik adli tatil olduğu için hak sahipleri bekleşirler.” – B. Felek
3. Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk
“Bu davada hak görmüyorum.”
4. Verilmiş emekten doğan manevi yetki
“Ana hakkı ödenmez.”
5. Pay
“Makas hakkı. Komşu hakkı.”
6. Emek karşılığı ücret
7. sıfat Doğru, gerçek
“Karacaoğlan der ki sözüm haktır.” – Karacaoğlan
Hak Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Hak kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Hak – tanrı / pay / gerçek / doğru / doğruluk / adalet / kazanç / adaletin / kazı / ağaç / maden
Hak kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Hak kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Hak İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Hak kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
§ (…) hakkı tanımak
izin vermek: Saliha, anneye çocuğunu haftada iki kere görme hakkı tanıyan kararı yazdırıyor. -A. Kulin.
Deyim
§ bileğinin hakkıyla (gücüyle, kuvvetiyle, zoruyla)
kendi gücü ve kendi çalışması ile.
Deyim
§ bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır
iyilik küçük de olsa unutulmaz.
Atasözü
§ (birine) hak vermek
birinin düşüncesini, davasını, iddiasını doğru bulmak: Annem de ağzının içinde sessizce söylenmeye koyulduğunda ona da hak vermiyordum. -A. Kutlu.
Deyim
§ çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak
kullar Tanrıdan kendilerine gerekli olan şeyleri dilerler, bu dilekleri kabul edecek olan Tanrıdır.
Atasözü
§ dinim hakkı için (aşkına)
dinimi tanık tutarım anlamında kullanılan bir ant sözü: Şevki Bey dedi, dinin aşkına sen Romenlerin gemi yaptıklarını işittin mi? -M. Ş. Esendal.
Deyim
§ dinsizin hakkından imansız gelir
acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir.
Atasözü
§ ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.
Atasözü
§ gören gözün hakkı vardır
yiyecek veya imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.
Atasözü
§ hak deyince akan sular durur
bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
Atasözü
§ hak etmek
1) bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak: Mutlu, başarılı, kendine güvenmeyi hak etmiş birisi. -T. Buğra. 2) layık olduğu kötü karşılığı almak; 3) bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek: Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etmemiştik. -A. Ağaoğlu.
Deyim
§ Hak getire
yoktur, bulunmaz, ne arar anlamında kullanılan bir söz: Senin gibi yakışıklı değildi. Boy bos desen Hak getire. -E. Şafak.
Deyim
§ hak (hakkını) yemek
başkalarının hakkını vermemek: Hem benden haber bekleyen okuyucularımın hakkını yiyor, öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum. -O. V. Kanık.
Deyim
§ hâk ile yeksan etmek (olmak)
1) yapı, şehir vb. için temelinden yıkıp harap etmek, bütünüyle ortadan kaldırmak veya kalkmak; 2) yapı, şehir vb. için temelinden yıkıp harap olmak, bütünüyle ortadan kaldırmak veya kalkmak.
Deyim
§ hak kazanmak
emeğin karşılığını alabilecek duruma gelmek: Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanamamıştır. -A. H. Müftüoğlu.
Deyim
§ hak söz ağıdan acıdır
eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.
Atasözü
§ hak yerde kalmaz
emeğin karşılığı daima ödenir.
Atasözü
§ hak yerini bulur (yerde kalmaz)
haksızlık er geç ortaya çıkar.
Atasözü
§ hakaret görmek
ağır veya küçültücü davranış görmek, aşağılanmak: Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor. -A. Gündüz.
Deyim
§ hakaret saymak
bir sözü veya davranışı hakaret olarak kabul etmek.
Deyim
§ hakikatsiz çıkmak
yakınlığı ve bağlılığı sürekli olmamak: Dost bildiğim insan hakikatsiz çıktı.
Deyim
§ hakir görmek
önemsememek, değer vermemek, küçümsemek, küçük görmek, hor görmek.
Deyim
§ Hakkın rahmetine kavuşmak (Hakka kavuşmak, Hakka yürümek)
ölmek: Hüsmen Hakk’a kavuştu diye mırıldandı. -R. H. Karay.
Deyim
§ hakkı geçmek
1) birinin payından başkası almış olmak; 2) birinde veya bir şeyde emeği olmak: Hemen hanım teyzemin elini öpmeye gideyim, dedim. Az hakkı mı geçmiştir bana? -H. R. Gürpınar.
Deyim
§ hakkı olmak
1) payı, alacağı, hissesi olmak; 2) sözünde, düşüncesinde, iddiasında haklı olmak.
Deyim
§ hakkı ödenmemek
birinin iyiliklerine, emeklerine karşılık olarak ne yapılsa az olmak.
Deyim
§ hakkı var
doğru düşünüyor, doğru söylüyor, doğru davranıyor anlamında kullanılan bir söz: Hakkınız var; dağ, çöl ve deniz hasreti dinmez hasretlerdenmiş. -R. H. Karay.
Deyim
§ hakkından gelmek
1) zor bir işi başarı ile sona erdirmek: Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler. -N. Cumalı. 2) yenmek, öç almak veya cezasını vermek: Anlaşılan Cemal Paşa’nın bu işe yarar bir adamı yok, bize bıraksın, haklarından gelelim, dediler. -F. R. Atay.
Deyim
§ hakkını aramak
hakkı olduğuna inandığı şeyi elde etmeye çalışmak.
Deyim
§ hakkını helal etmek
hakkını, emeğini bağışlamak: Bu bahtiyar hanımcağızı sordular, iyi biliriz, dedik, hakkımızı helal ettik. -M. Ş. Esendal.
Deyim
§ hakkını vermek
1) gereğini bütün olarak yerine getirmek: Bu yemeğin hakkını vermişsin. 2) birinin çalışmasının karşılığını gereğince değerlendirmek: O öğretmen, öğrencilerin her zaman hakkını verir.
Deyim
§ haklı bulmak
davasını, iddiasını, düşüncesini, davranışını doğru bulmak, yerinde görmek: Müdür onu haklı buldu.
Deyim
§ haklı çıkmak
davasının, iddiasının, düşüncesinin veya davranışının doğru olduğu anlaşılmak: Bu tartışmada o haklı çıktı.
Deyim
§ haklı söz, haksızı Bağdattan çevirir
doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir.
Atasözü
§ haksız bulmak
bir iddiayı, düşünceyi, davranışı doğru ve yerinde bulmamak.
Deyim
§ haksızlığa uğramak
adalete aykırı bir duruma düşmek, haksızlıkla karşılaşmak: Gücenik, haksızlığa uğramaktan bezmiş gibi susuyor. -İ. Aral.
Deyim
§ hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma
sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güvencenin bulunmadığı yerde yaşamak zordur.
Atasözü
§ komşu hakkı, Tanrı hakkı gibidir
komşunun komşu üzerindeki hakkı, Tanrının kul üzerindeki hakkı kadar kutsaldır.
Atasözü
§ kul azmayınca Hak yazmaz
kişinin başına azgınlığı yüzünden felaket gelir.
Atasözü
§ ölüm hak miras helal
ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır.
Atasözü
§ Rabbena hakkı için
ant içerken inandırmak için kullanılan bir söz.
Deyim
§ sev seni seveni, hâk ile yeksan ise; sevme seni sevmeyeni, Mısıra sultan ise
toplumdaki yeri ne düzeyde olursa olsun, sevgi gördüğün kişiye sen de sevgiyle karşılık ver; birisi sana içinde sevgi taşımıyorsa o kişi kim olursa olsun ondan uzak dur.
Atasözü
§ sinirlerine hâkim olmak
davranışlarını ve kendini denetleyebilmek, soğukkanlı olmak.
Deyim
§ sureti haktan görünmek
1) kendisini iyi niyetli imiş gibi göstermek: İstanbul’a sureti haktan görünen öyle belediye başkanları geldi ki Anadolu’dan gelen hemşehrilerinin gecekondularına göz yumdu. -A. Boysan. 2) birinin iyiliği için çalışıyor görünmek.
Deyim
§ tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur
iyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz.
Atasözü
§ üstünde hakkı olmak
birinde emeği, iyiliği, hakkı bulunmak: Hanımının, çocuklarının üstünde bunca yıllık hakkım var diye ağlamaya başladı. -R. N. Güntekin.
Deyim
§ yanıt hakkı doğmak
cevap hakkı doğmak: Anlamamı istediler. Yanıt hakkı doğarmış, bu da gereksiz dediydim dediydin meselesine götürürmüş işi. -N. Meriç.
Deyim
§ yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır
iki insanın tanışıp kaynaşması ve aralarında bir dostluk bağı oluşması için özel bir kurala, yola, yönteme gerek yoktur, kısa bir yolculuk, küçük bir ikram bile bu yakınlığı sağlayabilir.
Atasözü
Hak İle İlgili Birleşik Sözler
Hak kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- hak ediş
- hak ihlali
- hakkıhıyar
- hakkıhuzur
- hakkımüktesep
- hak kısıtlaması
- hak kuşu
- hakkısükût
- haksever
- haktanır
- hak yolu
- ayni hak
- emrihak
- ihkakıhak
- kazanılmış hak
- müktesep hak
- barut hakkı
- buluş hakkı
- cevap hakkı
- geçiş hakkı
- geçit hakkı
- gösterme hakkı
- göz hakkı
- huzur hakkı
- iltica hakkı
- intifa hakkı
- irtifak hakkı
- isim hakkı
- kabotaj hakkı
- konuşmama hakkı
- kul hakkı
- makas hakkı
oy hakkı
- ölme hakkı
- ön alım hakkı
- özlük hakkı
- patent hakkı
- rücu hakkı
- rüçhan hakkı
- sarraflık hakkı
- seçilme hakkı
- seçme hakkı
- sığınma hakkı
- susma hakkı
- sükût hakkı
- şufa hakkı
- takdir hakkı
- telif hakkı
- tuz ekmek hakkı
- veto hakkı
- yanıt hakkı
- yasama hakkı
- yazar hakkı
- yumruk hakkı
- hasta hakları
Hak İngilizcesi
Hak kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Hak – right, due
Hak Hakkında Detaylı Bilgi
Hak; herhangi bir varlığın, kanunî veya ahlakî gerekçelerle, sahip olması veya yapabilmesi gereken şeyler. İnsan hakları, hayvan hakları ve devletler arası hukuk gibi canlı ve cansız varlıkların haklarını tartışan ve düzenleyen pek çok farklı hak teorisi vardır.
Hakların tanımı hakkında birden çok teori mevcuttur. Bunlar irade teoremi, menfaat teooremi ve ikisinin karması biçiminde düşünülebilir. Hak, bireyin, diğer insanların kendi hayatlarını yaşama şekline müdahale etmeden, kendi yaşamına yön verme özgürlüğüdür. Hukuk düzeninin kişilere tanımış olduğu yetkilerdir. Bu yetkilerin belirli bir sınırı vardır.Bu haklar aşıldığı takdirde aşan taraf cezanlandırılabilir ya da bu aşmayla hakkını ihlal ettiği kişiye tazminat ödemeye mahkûm edilebilir. Hak kullanılırken başkalarının haklarını çiğnemek suç veya haksız fiil teşkil eder.
Hak Kavramı
Hak, hareket ve varlığın meşruiyet kaynağıdır. Örneğin insan, yaşama hakkına dayanarak yaşamını sürdürür. Ya da düşünce özgürlüğü hakkına dayanarak düşünce izharında bulunur. İnsan, hayvanlar ya da herhengi bir mahluk gibi iradesi herhangi bir şekilde sınırlanmadığı için, bu kaynağa dayanarak herşeyi yapabilir. Ama bu şekilde davranırsa kaos ortaya çıkar ve düzen ihtiyacı ortaya çıkar. Düzen kuralların konulması ve uyulmasını sağlamak amacıyla,uyulmadığı takdirde müeyyidelendirilmesi ile oluşur. Bu kuralları devlet belirler. Devlet, bu kuralları belirlerken, meşruiyet kaynağını, insanların ona düzeni sağlasın diye devrettiği haklardan alır.
Devletin Erkleri ve Hakların Sınırlandırılması
Devlet, gücün tek elde toplanıp herhangi bir yozlaşmayı engellemek için 3 erkten oluşur: yasama, yürütmeve yargı. Bunlardan yasama, insanların haklarının kullanım alanını belirler, sınırlarını çizer. Sınırları belirleme eylemi 2 türlü olur ve bu belirleme şekillerinden hangisinin uygulanacağı her hak üzerinden ayrı ayrı tartışılır. Bu yöntemlerden birincisi, hakların giremeyeceği sınırların belirlenip, onun dışındaki alanlarda herşeyin serbest bırakılnasıdır. diğeri ise kullanım alanının belirlenip, o alanın dışının engellenerek sınırlandırılmasıdır.birincisi negatif statülü haklar, ikincisi pozitif statülü haklar için geçerlidir.
Yürütme erki, yasamanın belirlediği şekilde, hakları sınırlandırarak güvenliği sağlamakla yükümlüdür. bu bağlamda polis ile ilgili bir örnek verecek olursak, polis yürütmenin bir parçası. Yani görevi yasa koymak değil. Ama polis mevcut yasaların sorunları nedeniyle hata yaptığı zaman, asıl sorunlu alan yasamanın yerine polis eleştirilmektedir.
Üçüncü erk yargı ise, hakların kullanım alanının aşıldığı ya da hakkın kullanım alanının taciz ya da tecavüz edildiği durumlarda devreye girer. Yapılan/yahut yapılmayarak işlenen hak ihlalini,müeyyidelendirerek huhuku temin eder. Ama bunu yaparken, yasamanın verdiği ölçülere göre yapmak zorundadır. Polis hem yürütme organında, hemde yargı organında yer almaktadır. Bu yüzden sınırları tam çizilmediği için, bazen rollerini karıştırabilmektedir. bunun çözümü, polisi eleştirmek değil, sınırların belirlenmesibi sağlamak, ve ardından sınırlar aşıldığında gereğini yapmaktır.
Temel Haklarımız Nelerdir?
Anayasamızda temel haklar ve özgürlükler üç başlık altında toplanır. Bunlar:
Kişi Hak ve Hürriyetleri:
1- Kişi dokunulmazlığı
2- Kişi hürriyeti ve güvenliği
3- Özel hayatın gizliliği ve korunması (Konut dokunulmazlığı haberleşme hürriyeti)
4- Yerleşme ve seyahat hürriyeti
5- Din ve vicdan hürriyeti
6- Düşünce ve kanaat hürriyeti
7- Bilim ve sanat hürriyeti
8- Basın ve yayınla ilgili hürriyetler (Düzeltme ve cevap hakkı)
9- Toplantı hak ve hürriyeti (Dernek kurma hürriyeti toplantı gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı)
10- Mülkiyet hakkı
11- Hak arama hürriyeti
12- Temel hak ve hürriyetlerin korunması
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler:
1- Ailenin korunması
2- Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
3- Çalışma ile ilgili haklar
4- Toplu iş sözleşmesi grev hakkı ve lokavt
5- Ücrette adalet sağlanması
6- Sağlık çevre ve konut hakkı
7- Gençliğin korunması ve spor hakkı
8- Sosyal güvenlik hakları
9- Tüketici hakları
10- Tarih kültür ve tabiat varlılarının korunması
Siyasi Haklar ve Ödevler:
1- Türk vatandaşlığı
2- Seçme seçilme siyasi faaliyetlerde bulunma hakları
3- Kamu hizmetine girme hakkı
4- Dilekçe hakkı
Temel hak ve özgürlüklerimizin kısıtlanabileceği durumlar; savaş hali, sıkı yönetim, seferberlik hali, olağanüstü hal, kamu sağlığı ve güvenliğinin bozulduğu durumlarda vs.