Özet: “Beden Eğitimi Nedir? Beden Eğitimi Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Beden Eğitimi nedir, Beden Eğitimi ne demektir, Beden Eğitimi kelimesinin tanımı, Beden Eğitimi kelimesinin eş anlamlısı, Beden Eğitimi kelimesinin ingilizce karşılıkları, Beden Eğitimi ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Beden Eğitimi hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Beden Eğitimi Tanımı
Beden Eğitimi kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
isim, spor Vücudu güçlendirmek ve sağlığı korumak amacıyla araçlı veya araçsız hareketler yapma, beden terbiyesi
Beden Eğitimi Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Beden Eğitimi kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Beden Eğitimi kelimesinin eş anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Beden Eğitimi kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Beden Eğitimi kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Beden Eğitimi İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Beden Eğitimi kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
- Beden Eğitimi kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.
Beden Eğitimi İle İlgili Birleşik Sözler
Beden Eğitimi kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- Beden Eğitimi kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.
Beden Eğitimi İngilizcesi
Beden Eğitimi kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Beden Eğitimi – physical education
Beden Eğitimi Hakkında Detaylı Bilgi
Beden eğitimi, eğitimin, insanın beden sağlığını ve becerilerini geliştirmeye yönelik dalına denir. Beden eğitimi, insanın zihinsel eğitim kadar bedensel eğitime gereksinmesi olduğu düşüncesine dayanır. Beden eğitiminin geçmişi, uygarlıklar tarihi kadar eskidir. Günümüzden yaklaşık 2.400 yıl önce yaşamış olan Yunanlı filozof Platon’un “Gerçek müzisyen ve sanatçı, müzikle cimnastiği en doğru oranlarda birleştirebilen kişidir” sözleri, Eski Yunan’da beden eğitimine verilen önemi gösterir.
Eskiçağlarda beden eğitime verilen bu önem, sonraki yüzyıllarda unutuldu. Zihinsel eğitimin beden eğitimiyle ilişkisi göz ardı edildi. Beden eğitimine yeniden dikkat çeken kişi, 18. yüzyılda Fransız düşünür Jean-Jacques Rousseau oldu. Rousseau, Emil (Émile ou, de l’éducation; 1762) adlı yapıtında beden eğitiminin okul dersleri arasına girmesi gerektiği görüşünü savundu. Okullarda beden eğitimi derslerini koyan ilk ülke ise 1814’te Danimarka oldu. Daha sonra Danimarka’yı başka ülkeler izledi. Bugün, ilköğretimin zorunlu olduğu hemen bütün ülkelerde beden eğitimi ders programında yer alır. Beden eğitimi dersleri yaş gruplarına göre uygulanır. Çok küçük çocukların beden eğitiminde öncelikle koşmak, tırmanmak, zıplamak ve oynamak gibi doğal hareketlerini geliştirmesi amaçlanır.
Daha büyük çocuklara ise, özel eğitim görmüş öğretmenlerce temel beden eğitimi dersleri ve yarışmaya yönelik spor etkinlikleri öğretilir. Yüzme, cimnastik, atletizm ve tüm takım sporları bu tür etkinlikler arasında sayılır. Beden eğitimi derslerinde öğrencilere bedenlerini geliştirme ve formda tutmanın yanı sıra, başkalarıyla işbirliği yapma, kendi güçlü ve zayıf yönlerini tanıma da öğretilir. Öğrencilik yıllarını geride bırakan yetişkinler de, bu tür etkinliklere katılabilirler. Türkiye’de modern beden eğitiminin öncüsü Selim Sırrı Tarcan’dır. 1919 yılında beden eğitimini geliştirmek amacıyla İzmir’de bir salon açtı.
Beden Eğitiminin Tarihi
Eskiden beri insanlar çocuklarını günlük hayata, zamanın yaşayış tarzına uyacak biçimde yetiştirmek için, onlara güreşmelerini, zıpkın ve ok atmasını öğretirlerdi. Büluğ çağlarında avlanır, savaşa hazırlanırlardı. Kazılardan anlaşılan bilgilere göre, beden eğitimini programlı bir şekilde ilk defa uygulayan eski Yunanlılar olmuştur. Spor sahaları gymnasion lar açılmıştır. Gymnasion Yunanca çıplak anlamına gelen gymnos (gümnes) sözünden türetilmiştir. Beden eğitimi o çağlarda çıplak olarak yapılırdı. Cimnastik kelimesi gymnosium kökünden gelmektedir. Yeni çağda beden eğitimini sistemli bir hale getiren ilk ülke Almanya olmuştur. Almanların daha ziyade aletli beden eğitimi sistemi, geniş ölçüde alet kullanmaya dayanmıştır. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Pehr Hanrik Ling ile oğlu Hjalmar İsveç cimnastiğini kurmuştur. Avrupa ülkeleri daha ziyade İsveç cimnastiğinden İkinci Dünya Savaşına kadar askeri alanda faydalanmışlardır. Gene 19. yüzyılın başlarında Danimarka ve İngiltere’de beden eğitim usulleri geliştirilmiş, programlar yapılarak çeşitli başarılar sağlanmışdır.
Türklerde Beden Eğitimi
Türkler Orta Asya’da aletli veya aletsiz olarak savaşa hazırlayıcı idmanlara önem vermişler, programlı çalışmalar yapmışlardır. Bu arada binicilik, güreş, okçuluk, cirit atma, av, koşu ve çevgen gibi sporlarda gençlerin yetiştirilmesi önem kazanmıştı., Osmanlılarda da at ve ok meydanları, pehlivan tekkeleri kurulmuş, buralarda yeniçeriler eğitilip savaşa hazırlanmıştır. Osmanlılar ata binmekte, ok ve cirit atmada hüner sahibiydiler. Osmanlı padişalarından Dördüncü Murad’ın atmış olduğu oku bugün dünya şampiyonları bile atamamaktadır. Osmanlılarda zamanla gelişen cemiyet yardımı karekterini taşıyan Tulumbacılıkteşkilatının hazırlık için yaptığı faaliyetleri de beden eğitimi çalışmalarından sayılabilir. Yurdumuzda bugünkü anlamıyla beden eğitimi Tanzimattan sonra başlamıştır. İlk olarak, Mekteb-i Sultanide (Galatasaray Lisesinde) beden eğitimi dersi konulmuştur. Yurdumuza İsveç cimnastiğini getiren Selim Sırrı Tarcan’dır (1911). Onun öncülüğü ile bu sistem Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır. Yirminci yüzyılla birlikte futbol kulüplerinin kurulmasıyla boks, tenis, güreş, bisiklet, yelken, kürek, yüzme, atletizm gibi sporlar kulüp faaliyetleri arasında yer almaya başladı ve geliştirildi. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü de 1938’de yayınlanan bir kanunla kuruldu. Gayesi, milletin bedeni ve ruhi olarak sağlıklı gelişmesini sağlamak, cemiyete faydalı nesiller yetiştirmektir.