Özet: “Ağız Nedir? Ağız Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Ağız nedir, Ağız ne demektir, Ağız kelimesinin tanımı, Ağız kelimesinin eş anlamlısı, Ağız kelimesinin ingilizce karşılıkları, Ağız ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Ağız hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Ağız Tanımı
Ağız kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim, anatomi Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ |
2. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü |
3. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı |
4. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap |
5. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı |
6. Çıkış yeri |
7. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak |
8. Kesici aletlerin keskin tarafı |
9. Üslup, ifade biçimi |
10. Uç, kenar |
11. dil bilimi Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili |
12. isim Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü |
13. müzik Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü |
Ağız Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Ağız kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Ağız – kavşak / kenar / uç / munsap
Ağız kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Ağız kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Ağız İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Ağız kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
ağzından kapmak | ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek) | ağzından lokmasını almak |
ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek | ağzından yel alsın! | ağzını açacağına gözünü aç |
ağzını açıp gözünü yummak | ağzını aramak (veya yoklamak) | ağzını bağlamak |
ağzını bıçak açmamak | ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek | ağzını bozmak |
ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek | ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) | ağzını dilini bağlamak |
ağzını havaya (veya poyraza) açmak | ağzını hayra aç! | ağzını kapamak (veya kilitlemek) |
(birinin) ağzını kapamak | ağzını kiraya vermek | ağzını koklamak |
ağzını kullanmak (veya satmak) | ağzını mühürlemek | ağzını öpeyim (veya seveyim) |
ağzını sıkı (veya pek) tutmak | (birinin) ağzını tıkamak | ağzını toplamak |
ağzını tutmak | (birinin) ağzının içine bakmak | ağzının içine baktırmak |
(birinin) ağzının içine girmek | ağzının içi yangın yerine dönmek | ağzının kâhyası olmak |
(bir şey birinin) ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak | ağzının kokusunu çekmek | ağzının mührü ile |
ağzının payını (veya ölçüsünü) almak | ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek | ağzının perhizi yok |
ağzının tadını bilmek | ağzının suyu akmak | ağzıyla içmesini bilmek |
ağzıyla kuş tutsa… | ağız (veya ağzını) açmak | ağız açtırmamak |
ağız aramak (veya yoklamak) | ağız burun birbirine karışmak | ağız (veya ağzını) büzmek |
ağız değiştirmek | ağız dil vermemek | ağız eğmemek |
ağız etmek | ağız kullanmak | ağız satmak |
ağız tamburası çalmak | ağız yapmak | ağız yaymak |
ağız yer, yüz utanır | ağızda dağılmak | ağızda sakız gibi çiğnemek |
ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın | ağza alınmaz (veya alınmayacak) | ağza almamak |
ağza (veya ağızlara) düşmek | ağza tat, boğaza feryat | ağzı burnu yerinde |
ağzı çirişçi çanağı | ağzı çirişçi çanağına dönmek | ağzı dili bağlanmak |
ağzı dili tutulmak | ağzı dolu dolu konuşmak | ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur |
ağzı kilitlenmek | ağzı köpürmek | ağzı kulaklarına varmak |
ağzı (veya ağzı dili) kurumak | ağzı kurusun | ağzı laf (veya lakırtı) yapmak |
ağzı olan konuşuyor | ağzı oynamak | ağzı sulanmak |
ağzı süt kokmak | ağzı teneke kaplı | ağzı torba değil ki büzesin |
ağzı var dili yok | ağzı varmamak | (birinden veya bir şeyden) ağzı yanmak |
ağzına almak | (bir şeyi) ağzına atmak | (birinin) ağzına bakakalmak |
ağzına baktırmak | ağzına biber sürerim (veya çalarım) | ağzına bir kemik atmak |
ağzına bir lokma koymamak | ağzına bir parmak bal çalmak | ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar |
ağzına burnuna bulaştırmak | (birinin) ağzına düşmek | ağzına etmek |
ağzına geldiği gibi | ağzına geleni söylemek | ağzına gem vurmak |
ağzına kadar | ağzına kilit takmak (veya vurmak) | ağzına kira istemek |
ağzına … koymamak | ağzına layık | ağzına sağlık |
(birinin) ağzına sakız olmak | ağzına sıçmak | ağzına sürmemek |
ağzına takılmak | ağzına taş almak | ağzına tıkmak |
(birinin) ağzına tükürmek | ağzına verilmesini beklemek (veya istemek) | ağzına volta almak |
ağzına vur, lokmasını al | ağzına yakışmamak | ağzına yüzüne bulaştırmak |
ağzında bakla ıslanmamak | ağzında büyümek | (bir söz birilerinin) ağzında çalkalanmak |
(bir şeyi) ağzında gevelemek | ağzında yaş kalmamak | (birinin) ağzından |
ağzından baklayı çıkarmak | ağzından bal damlamak (veya akmak) | ağzından burnundan getirmek |
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek) | ağzından çıkmak | ağzından çıt çıkmamak |
ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak | ağzından dökülmek | ağzından düşmemek (veya düşürmemek) |
ağzından girip burnundan çıkmak | ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme | ağzından inci saçmak |
ağzından kaçırmak |
Ağız İle İlgili Birleşik Sözler
Ağız kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
ağız ağıza | ağız alışkanlığı | ağız bağı | ağız birliği |
ağız dalaşı | ağız değişikliği | ağız dolusu | ağız kalabalığı |
ağız kavafı | ağız kavgası | ağız kokusu | ağız kuşağı |
ağız nişanı | ağızotu | ağız şakası | ağız tadı |
ağız tatsızlığı | ağız tüfeği | ağız tütünü | ağız ünlüsü |
ağız ünsüzü | ağzı açık | ağzı bir | ağzı bozuk |
ağzı büyük | ağzı gevşek | ağzı havada | ağzı kalabalık |
ağzı kara | ağzı kenetli | ağzı kilitli | ağzı kulaklarında |
ağzı pek | ağzı pis | ağzı sıkı | açıkağız |
bayramlık ağız | çatal ağız | sarıağız | yarım ağız |
aslanağzı | dört yol ağzı | düşman ağzı | esnaf ağzı |
halk ağzı | kapı ağzı | kaynana ağzı | kol ağzı |
kurtağzı | külhanbeyi ağzı | küllük ağzı | mide ağzı |
şoför ağzı | taşra ağzı | tavşanağzı | tezgâhtar ağzı |
yanardağ ağzı | yavruağzı | yol ağzı | ilk ağızda |
yüreği ağzında |
Ağız İngilizcesi
Ağız kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Ağız – mouth
Ağız Hakkında Detaylı Bilgi
Ağız, sindirim sisteminin giriş boşluğudur. Bu boşlukta, diş arkları ve dil bulunur. Üstte damak (Paltum) bulunur. Palatum, iki kısımdır; Önde Sert damak (palatum durum) arkada yumuşak damak (paltum molle) bulunur. Sert damak, maksilla nın alt parçası olup ağız boşluğunu burun boşluğundan ayırır. Yumuşak damak, os palatini (palatinal kemik) tarafından oluşturulan gevşek ağız mukozasıdır. Küçük dil (uvula palatina) yumuşak damağın submandibular ve sublingual tükürük bezlerini içerir. Mandibula nın corpusu ise ağız tabanını çevreler.
Ağız Boşluğunun Bölümleri
- Vestibulum oris: Diş dizisi([dental ark]) ile dudaklar ya da yanaklar arasındaki bölüm.
- Cavitas oris proprium: Asıl ağız boşluğu; önde ve yanlarda dişlerle sınırlanmış olarak Boğaz geçidine (Isthmus faucium) kadar uzanan boşluk.