Özet: “Adalet Nedir? Adalet Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Adalet nedir, Adalet ne demektir, Adalet kelimesinin tanımı, Adalet kelimesinin eş anlamlısı, Adalet kelimesinin ingilizce karşılıkları, Adalet ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Adalet hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Adalet Tanımı
Adalet kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve Adalet kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe
2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme
3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları
4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk
Adalet Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Adalet kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Adalet – türe / doğruluk
Adalet kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Adalet kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Adalet İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Adalet kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
| adalet dağıtmak | adalete teslim etmek | adalete teslim olmak |
| adaletine sığınmak |
Adalet İle İlgili Birleşik Sözler
Adalet kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
| adalet kapısı | adalet mahkemesi | adalet örgütü | adalet sarayı |
| sosyal adalet |
Adalet İngilizcesi
Adalet kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Adalet – justice
Adalet Hakkında Detaylı Bilgi
Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet kavramı temelde hukuk kurallarına uygunluğu içerir. İnsanların toplum içindeki davranışlarıyla ilgili olduğundan ahlak ve din kurallarıyla da ilişkilidir ve tarih boyunca tartışmalı bir alan olmuştur. Düşünürler eski çağlardan beri adalet kavramıyla ilgilenmişlerdir. Kutsal kitapların hepsinde adalete ve adil olmaya ilişkin bölümler bulunur.
- Eski Yunanlı düşünür Platon’a göre adalet en yüce erdemlerden biri, insanın ve devletin temel davranış kuralıdır.
- Aristoteles’in hareket noktasını ise eşitlik kavramı oluşturur. Ona göre, herkese eşit davranmak adalet için yeterli değildir. Bir hukuk düzeni güçsüzleri koruduğu ölçüde adaletli olabilir. Örneğin, günümüzde kişinin tükettiği herhangi bir maldan alınan katma değer vergisi adil bir vergi değildir. Çünkü kişinin gelir düzeyini dikkate almaz. Buna karşılık, kişinin geliri üzerinden alınan ve gelir düzeyi yükseldikçe vergi oranının da arttığı gelir vergisi daha adil bir uygulamadır.
18. yüzyılda Aydınlanma Çağı düşünürleri adalet kavramını daha dar biçimde tanımladılar. Onlara göre hukuka ve hukuksal eşitliğe uygunluk adalet için yeterlidir. Ne var ki, hukuk düzeni her zaman adil olmayabilir. Çünkü hukuk yasaların her durumda aynı biçimde uygulanmasını gerektirir. Oysa yargıç herhangi bir olayda yasayı uygularken, durumun özelliklerini de göz önünde bulundurmak zorundadır. Böylece genel bir nitelik taşıyan yasanın eksik yanları uygulamada giderilebilir ve adalete daha çok yaklaşılabilir.