Suya giden allı gelin, Niçin böyle salınırsın
17. yüzyılda yaşayan Karacaoğlan doğduğu yer hakkında birçok rivayet var ama en ağır basan rivayet Osmaniye ili Düziçi ilçesi Farsak köyü. Aşk ve doğa üzerine şiir yazan Karacaoğlan, şiirlerinde gurbeti, ayrılığı, ölümü, özlemi konu edinmekte. Karacaoğlan onlarca şiiri bulunmakta. Türk edebiyatına yeni bir şiir söyleyiş biçimi getirmiştir. Ayrıca Karacaoğlan Türkçe’yi şiirlerinde yalın kullanmıştır.
Dünya çapındaki şairlerimizde olan Karacaoğlan’ın “Suya Giden Atlı Gelin” isimli şiiri de yine günümüze kadar ulaşmış şiirlerindendir. Suya Giden Atlı Gelin şiirinin son mısraları ise şöyle;
Karac’oğlan sana vurgun
Döşlerin almadan dolgun
Suya Giden Atlı Gelin Şiiri
> Suya giden allı gelin
Niçin böyle salınırsın
Gelin bir su ver içeyim
Gelin kimin gelinisin
> Su değildir senin derdin
Görmek ise yeter gördün
Oğlan burda çokça durdun
Ağam gelir döğülürsün
> Döğülürsem döğüleyim
Söğülürsem söğüleyim
Gelin sana kul olayım
Ölürüm kanlım olursun
> Yaylalara göçmedin mi
Soğuk sular içmedin mi
Güzel görüp seçmedin mi
Beni görüp delirirsin
> Türlü yaylaları görünce
Soğuk suları içince
Kocayıp vaktin geçince
Taşlar alır döğünürsün
> Evlerinin önü solkan
Ağamı görürsen korkan
Telli perçemli oğlan
Ne dedim ki darılırsın
> Karac’oğlan sana vurgun
Döşlerin almadan dolgun
Sevindirdin beni bugün
İnşallah cennet görürsün