Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlare su
Azeri Türk divan şairi olan Fuzuli, yüksek 1483 yılında Irak’ta dünyay gelmiş ve 1556 yılında yine Irak’ta vefat etmiştir. Asıl adı Mehmet bin Süleyman olan Fuzuli Türk şiirini oldukça etkilemiştir. Hem Azerice hem Arapça hemde Farsça şiirler yazan Fuzuli’nin şiirlerinde işlenen konular ise Allah’a kavuşma isteği, ilahi aşk, ölüm, toplum, yoksulluk, felsefe ve tabiat.
Bu doğrultuda Fuzuli’nin Su Kasidesi şiiri de günümüze kadar ulaşan şiirlerindendir. Su Kasidesi şiirinin son mısraları ise şöyle;
Mu’cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su
Su Kasidesi Şiiri
> Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlare su
Kim bu denli tutuşan odlare kılmaz çare su
> Âb-gûndur günbed-i devvar rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvare su
> Zevk-i tiğinden aceb yok olsa gönlüm çak çak
Kim mürur ilen bırakır rahneler divare su
> Suya versin bağ-ban gül-zarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gül-zare su
> Ohşadabilmez gubarını muhharir hattına
Hame tek bakmaktan inse gözlerine kare su
> Arızın yadiyhle nem-nak olsa müjganım nola
Zayi olmaz gül temennasiyle vermek hare su
> Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağından verdiği şiddet günü Ensar’e su
> Eylemiş her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hiz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsare su
> Hâk-i payine yetem der ömrlerdir muttasil
Başini taştan taşa urup gezer avare su
> Zerre zerre hâk-i der-gâhina ister sala nûr
Dönmez ol der-gâhtan ger olsa pâre pâre su
> Zikr-i na’tin virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def’-i humar için içer mey-hâre su
> Yâ Habibu’llah yâ hayru’l-beşer müştâkinim
Eyle kim leb-teşneler yanip diler hemvâre su
> Sensin ol bahr-i keramet kim şeb-i Mirâc’da
Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su
> Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümîdim ebr-i ihsânın sepe ol nâre su
> Yümn-i na’tinden güher olmuş Fuzûli sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü’lü-i şeh-vâre su
> Hâb-i gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
> Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
> Gam günü etme dil-i bîmârdan tiğin diriğ
Hayrdır vermek karanu gecede bîmâre su
> İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bir kez bu sahrâda benim’çün ara su
> Ben lebin müştâkiyim zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su
> Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Aşık olmuş gâliba ol serv-i hoş-reftare su
> Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vâre su
> Dest-busı arzusiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
> İçmek ister bölübülün kanın meger bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtare su
> Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktida kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr’e su
> Seyyid-i nev’-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ
Kim sepiptir mu’cizâtı âteş-i eşrâre su
> Kılmak için tâze gül-zâr-i nübüvvet revnâkın
Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâre su
> Mu’cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su