Özet: “Hacamat Nedir? Hacamat Ne Demektir? Anlamı” başlıklı yazımızda Hacamat nedir, Hacamat ne demektir, Hacamat kelimesinin tanımı, Hacamat kelimesinin eş anlamlısı, Hacamat kelimesinin ingilizce karşılıkları, Hacamat ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Hacamat hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Hacamat Tanımı
Hacamat kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve Hacamat kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. isim Vücudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boynuz, bardak veya şişe oturtarak kan alma
2. Hafif yaralama
Hacamat Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Hacamat kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Hacamat kelimesinin eş anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Hacamat kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Hacamat kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Hacamat İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Hacamat kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
hacamat etmek
1) hacamat yoluyla kan almak; 2) argo hafifçe yaralamak.
Deyim
Hacamat İle İlgili Birleşik Sözler
Hacamat kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
hacamat baltası
hacamat şişesi
Hacamat İngilizcesi
Hacamat kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Hacamat – hijama
Hacamat Hakkında Detaylı Bilgi
Hacamat (Arapça Hijamah, hajamat), deriden ufak ensizyonlardan vakum yolu ile kan alınmasıdır. Genellikle iki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden bardak veya boynuzla alınır. Argoda hafif yaralama olarak kullanılmaktadır.
İslam’da, Hz. Muhammed’in bir sünnetidir. Geçmiş dönemlerde tıbbi amaçlı olarak yaygın şekilde kullanılmış olan hacamat, deneysel çalışmaların yetersiz olması ve tıbbi sakıncaları yüzünden modern tıp tarafından kullanılmamaktadır. Kan vermenin de hacamat ile aynı etkide olduğu söylenebilir. Hacamatta kılcal damarlar ve lenf sıvısı çıkmakta akupunktur noktaları uyarılmaktadır. Kan verme işleminde ise sadece venöz kan verilmektedir.
Hacamatın Yapılışı
Hacamat derinin bir neşter yardımıyla çizilip ağzı geniş bir bardak, kavanoz veya şişe ile oluşturulan emme gücüyle kanın çekilmesi şeklinde yapılır. Geleneksel olarak ağrı, sızı veya hastalık olan organa yakın yerlere yapılır.
Hacamat ile İlgili hadisler
- Ebu Kesbe el-Enmari anlatıyor: “Resulullah başından ve iki omuzu arasından hacamat oldu ve: “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için, bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).
- Hz. Muhammed’in bizzat kendisi Ebû Taybe adında bir hacamatcıya hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır. (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)”(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3)
- Hz. Muhammed “Her kim ayın on yedi on dokuz ve yirmi birinci günlerinde kan aldırırsa kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıklardan şifa bulur.” buyurmuştur. E. Davud Tıp H. 3861; Tirmizi Tıp H. 2051
- Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Hz. Muhammed’e: “ümmetine hacamatı emret!” diye söylediğini Abdullah b. Abbâs rivayet etmektedir (Ali Nâsıf, et-Tâc, III, 203).
Kontr–endikasyonları ve sakıncaları
Kansızlık, demir eksikliği, tansiyon düşüklüğü olan kişilerde, demir eksikliği ve beslenme problemleri nedeniyle dikkat eksikliği ve zihinsel yetersizlik yaşayanlarda akıtılan kan volümüne bağlı olarak durumu ağırlaştırabilir. Steril şartlarda yapılmayan uygulamalar hepatit B, HCV, HIV gibi tedavisi güç hastalıkların kişiye bulaştırılmasına yol açabilir. Çocuklarda, yaşlılarda, Hamile veya mensturasyon dönemindeki kadınlarda, metastatik kanser hastalarında, kemik ve kas problemleri olan kişilerde kontrendikasyon düşünülmelidir. Ayrıca DVT (Deep Vein Thrombosis) rahatsızlığında da hacamatın uygulanmaması gerektiği bildirilmektedir.
Modern tıp açısından kan aldırma
Hipervolemi yüzünden başağrısı ve solunum-dolaşım sıkıntısı çeken hastalar uzman doktorun önerisi ile ve önerilen miktarda kan aldırabilirler.