Hangi maddeler bağımlılık yapar, bağımlılık yapan maddelerin vücuda verdikleri zararlar nelerdir, bağımlılık yapan maddeler insanlar nasıl zarar verirler, bağımlılık yapan maddeleri bırakmak mümkün mü, nasıl bırakılır.
Bağımlılık Yapan Maddeler
İnsanlarda bağımlılık yapan birçok madde vardır. Uyuşturucu maddeler başta olmak üzere günlük hayatta da yediğimiz ve içtiğimiz yiyecek ve içeceklerde de bağımlılık yapan maddeler bulunmaktadır. Bunlar;
Bağımlılık Yapan Madde: Sigara
- Bağımlılık – Nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özelliği eroininkine çok benzer.
- Sırt ve Bel Ağrısı –Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engelleyen yegâne faktörlerden biridir. Bunun yanında normal insanlarda da zaman zaman şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun nedeni, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf miktarda oksijen göndermesidir.
- Prostat Kanseri – Sigara içmek bütün bu tarz kanser türlerinin %40’ının nedenidir.
- Göğüs Kanseri – Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre %75 daha fazla göğüs kanserine yakalanma riski taşırRahim Kanseri – Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 4 kat daha fazla rahim kanserine yakalanma riski taşır.
- Çocukluk Solunum Problemleri — Annesi ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha fazla solunum yolu hastalıklarıyla karşılaşma riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ‘ki bazen ölüme bile yol açar’)
- Şeker Hastalığı – Sigara içmek, vücudun insülün salgılama yeteneğini zamanla yok eder. Bu da şeker hastalığına yol açar.
- İlaca Karşı Bağışıklık – Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.
- Kulak Enfeksiyonları – Sigara içenlerin çocuklarının oititis hastalığına yakalanma riskleri vardır.
- Emphysema – Bu hastalığın yol açtığı ölümlerin %85’i sigara yüzünden olur. (ciğerlerdeki alveoller zamanla esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir biçimde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinesine bağlanmak zorunda kalır.)
- Boğaz Kanseri – Boğaz kanseri vakalarının %80’ine sigara yol açar.
- Mide Kanseri – Sigara içenlerin mide veya bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere göre 2 kat daha fazladır.
- Kalp Hastalıkları – Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere göre 4 kat daha fazladır.
- Kısırlık – Çiftlerden sadece birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat arttırır.
- Kangren– Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok az oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok az miktardaki oksijeni mecburen iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler süratle zincirleme olarak ölür. Çoğu zaman kollar ya da bacaklar kesilebilir. Karaciğer Kanseri – Karaciğer kanseri vakalarının % 80’i sigara yüzünden olur.
- Gırtlak Kanseri – Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha fazla gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk başlarda konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.
- Erken Doğum ve Bebeğin Hafif Doğması – Günde sadece 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça küçük ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.
- Ağız Kanseri – Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara yol açar.
- Menopoz –Sigara içen kadınlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine neden olur.Yemek Borusu Kanseri – Bu kanserden ölenlerin hemen hemen hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.
- Erken Yaşlanma -Düzenli bir şekilde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.
- İyileşme Zorluğu – Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır.Diş Kaybı – Sigara içmek diş kayıplarında önemli bir faktördür.
Bağımlılık Yapan Madde: Alkol
Alkollü içkiler tesirlerini ihtiva ettikleri etil alkol ile sağlarlar. Bu maddenin az miktarı (kan seviyesi 100-200 mg/cc iken) zahiri olarak (görünüşte) canlılık sağlar zannedilirse de daha çok alınır ve 200-300 mg/cc kan seviyesine ulaşırsa depresyon ve fiziki güçlerin yönlendirilmesinde güçlükler ve azalmalar olur. Kişiye ve bünyeye göre değişmekle beraber miktarın daha da arttırılması ve 500 mg/cc’yi bulmasıyla nefes alma güçleşebilir ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Bunlar alkolün birden alınmasında ortaya çıkan belirtilerdir. Devamlı alanlarda ise vücut işleyişinde kalıcı bozukluklar olur. Alkoliklerin en az 1/4’i karaciğer yetersizliği, beslenme yetersizliği ve mide rahatsızlıklarıyla karşı karşıyadır. Psikolojik durum bozuklukları ise bunlarda çok daha yaygındır.
Alkolizmin erken devresinde hastalar ekseri normal ağırlıktadır veya kilo fazlalığı vardır. İleri devrelerinde gözle farkedilen bir zayıflama görülür. Hastalar iyice zayıfladıklarından sık sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanırlar. İştahları yoktur ve iştahlarının olmayışının sebebi; hem alkolün merkezi sinir sistemine hem de bağırsak kanalına yaptıkları zararlı tesirlerdendir. Vitamin B12 ve folik asit eksikliği sebebiyle alkoliklerde kansızlık başgösterir. En hafif vakalarda bile karaciğerde toksik (zehirli) yağ birikimi olur. Bazı hastalarda alkolik hepatit (karaciğer iltihabı) ortaya çıkabilir. Müzminleşmiş alkol alımı, karaciğer sirozuna sebebiyet vermektedir. Bilhassa günde 80 gram alkol alanlar (ve daha fazlasını alanlar) bu tehlikeye maruzdurlar. Günde 160 gr alanlarda ise tehlike son derece fazladır. Östrojen denilen ve kadınlarda erkeklerden daha yüksek yoğunlukta bulunan bir hormonun yıkımı karaciğerde olur. Alkoliklerde karaciğer harabiyeti sebebiyle bu hormonun yıkımı azaldığından kandaki konsantrasyonu yükselir ve erkek alkoliklerde erkeklik hislerinin azalmasına sebebiyet verir.Midede asit salgılanmasını arttırarak mide ve onikiparmak barsağı ülserlerinin gelişmesine yol açabilir. Akut gastritlere (had mide rahatsızlıklarına) alkol alanlarda sık sık rastlanmaktadır.Uzun seneler devamlı alkol alanlarda müzmin pankreas iltihapları ortaya çıkar ve sık sık bu hastalığın tekrarlaması sonucu tam bir pankreas yetmezliği gelişir. Tam pankreas yetmezliği ise alınan gıdaların sindirimini ve bağırsaklardan emilimini bozar. Vücutta vitamin yetersizlikleri başgösterir. Şeker hastalığının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Ayrıca böbreklerde de toksik etki yapıp nefrite yol açabilmektedir. Çok mühim bir tesiri de çevre sinirlerine olan toksik tesiri ve bunun sonucu polinevrit denilen sinir iltihaplarına sebeb olmasıdır.Alkol, kalp hastalarına da negatif (olumsuz) etki eder, kalp kasları önce hacim genişlemesine uğrar ve sonra kalp yetmezliği meydana gelir. Koronerler (kalbi besleyen damarlar) de spazma ve göğüs ağrılarına sebeb olur. Alkol genel olarak damar sertliğini hızlandıran faktörlerdendir. Alkoliklerde ruhi bozukluklara da rastlanır. Kronik alkolizmde zeka geriler. Öğrenme kapasitesi zayıflar ve hafıza kusurları ortaya çıkar.
Alkole Bağlı Hastalıklar
Alkolü Bırakma Sendromu: Uzun süre devamlı alkol alan kişiler bırakınca değişik derecede bırakma belirtileri gösterirler.
Bunlar: titreme, dizartrik konuşma, kasılmalar, sara nöbetleri , baş ağrısı , çarpıntı, terleme, uyku bozukluğu vs.
Deliryum Tremens
Alkolü bırakmaya bağlı akut bir beyin sendromudur. Şuur sıklıkla bulanıktır. Hasta rüyada gibidir. Telaşlı, panik içinde, endişeli ve öfkelidir. Bazen saldırgan olabilir. Titrer. Yürümesi dengesizdir. Kapıyı, pencereyi şaşırabilir.
Alkol Hallüsinozisi
Uzun yıllar alkol kullanan kişilerde alkol bırakıldıktan veya azaltıldıktan 2-3 gün sonra canlı, sürekli görme, işitme hallüsinasyonları ve şuurun açık olması ile belirli bir bozukluktur.
Alkol Bunaması
Uzun süre ağır alkol kullananlarda bunama gelişebilir.
Bağımlılık Yapan Madde: Esrar
Yasadışı maddeler arasında sıklıkla kullanılan madde esrardır. Esrar hint kenevirinden elde edilir. Kurutulmuş ve parçalanmış yaprakları, tohumları, toz halinde veya kahverengi, preslenmiş kalıplar halinde satılır. Sigara gibi sarılarak ve sigara tütüne karıştırılarak içilir. Kullanıcılar arasında “joint” ,“ot” ya da “marihuana” adı ile anılır. İçildikten sonra gevşeme, konuşkanlık kendini iyi hissetme, müzik ve renk algısında artma gelişir. Esrar alındığı zaman yağ dokusunda birikir. Bunun sonucu esrar alındıktan bir hafta sonra bile, etkin maddenin %50’si hala bedende bulunmaktadır. Esrar kullanımını takiben kişinin refleksleri bozulur, araba kullanamaz, dikkat gerektirecek işleri yapamaz. Eğer bu tür işler yapılmaya kalkışılırsa ciddi sorunlara neden olabilir.
Esrarın bellek üstüne etkisi çok fazladır. Kişinin düşünme, öğrenme ve sorun çözme yetisini azaltır. Bu etkileri özellikle ergenlerde belirgindir. Ergenlik döneminde kullanılmasının psikososyal işlevler üstünde daha olumsuz etkileri olduğu gösterilmiştir. Esrar, sigara ile karşılaştırıldığında beş kat daha fazla akciğer kanserine neden olduğu bazı araştırmacılar tarafından gösterilmiştir. Uzun süre kullanımı ile bronşit ve akciğer kanseri gibi solunum yolları hastalıklarına yol açabilir. Genellikle bağımlılık yapıcı bir madde olarak kabul edilmez. Ancak esrarda bağımlılık yapar. Esrar bir geçiş maddesidir. Esrar kullanan kişi ileride diğer maddelere alışabilir ve onları kullanmaya başlayabilir. Dünyada sadece Hollanda’da yasaldır ve kontrollü olarak satılır.Son yıllarda esrar kullanımının psikoza yol açtığı gösterilmiştir. Esrar kullananlarda, esrar kullanmayanlara göre şizofreni gelişme riski 7 kat daha fazladır.
Bağımlılık Yapan Madde: Uçucu Maddeler
Uçucu maddeler kolaylıkla bulunabilir (Ögel K, 2001a). Çünkü bu maddelerin satılması yasaldır. Ucuz olması nedeni ile de kullanımı yaygındır. Yaygın olarak kullanılan uçucu maddeler aşağıda belirtilmiştir:
- Boyalar ve boyalarda kullanılan Tiner
- Bally, UHU gibi yapıştırıcılar
- Çakmak gazı olarak kullanılan bütan gazı
- Kuru temizlemede kullanılan maddeler
- Benzin
- Yazı yazarken yapılan hataları silmekte kullanılan maddeler (Tipp-ex)
Tiner genellikle torba içine konur ve oradan koklanarak kullanılır. Bally gibi yapıştırıcılar ise, bir kumaşa emdirilir ve oradan koklanır. Uçucu maddeler kullanıldığında neşe hali, sakinlik duygusu verebilir, bazı hayaller görülmesine yol açabilir. Etkileri arasında ciddi bir sarhoşluk, denge bozukluğu, yürüme güçlüğü sayılabilir. Beyin üstüne doğrudan toksik etki yaptığı için oldukça zararlıdır. Öğrenme üstüne olumsuz etkileri nedeniyle çocukların kullanması sorunu daha da artırmaktadır. Bağımlılık potansiyelleri de yüksektir. Uçucu madde koklayanlarda ani ölümler sıklıkla meydana gelir. Ani ölümler beyin ve kalp üstüne olan etkilerinden dolayı ortaya çıkar. Saldırgan ve tehlikeli davranışlar uçucu madde kullananlar arasında sık olarak gözlenir. Uçucu maddelerin sadece sokak çocukları arasında kullanıldığı düşüncesi yanlıştır. Bu maddeler artık her yaşta ve sosyoekonomik düzeyde kullanılan bir madde haline gelmiştir.
Bağımlılık Yapan Madde: Eroin
Eroin açık kahverengi toz şeklinde satılan bir maddedir. Eroinin saflığı arttıkça rengi beyazlaşır. Küçük torbalar halinde satılır. “Toz”, “Beyaz” “H (eyç)”adları ile anılır. Afyondan elde edilir. En sık kullanım yolu buruna çekilmesidir. Sigara tütününe karıştırılarak içilmesine koreks denir. Sigara jelatini ya da alüminyum folyo üstünde ısıtılarak buharının içe çekilmesine “kaydırma” adı verilir. Kaşık içinde kaynatılıp, enjektör yolu ile damara verilebilir. Bir iki hafta süre ile düzenli kullanıldığında bağımlılık oluşturur. Bazı duyarlı kişilerde ilk bir iki kullanımdan sonra bile bağımlılığa neden olabilir. Çok hızla tolerans gelişir. Bu nedenle doz artırımı çok ileri öldürücü düzeylere kadar varabilir. Hareket ve konuşmalarda yavaşlama, rahatlama, gevşeme ve sıcaklık hissi, yüzde kırmızılık, göz bebeklerinin küçülmesi eroin alımını takiben ortaya çıkan belirtilerdir. Bu kişilerin beslenmeleri yetersiz olduğu için sağlıkları bozulur. Kabızlık çekerler. En önemli yan etkilerinden biri enjektör paylaşımı ile ortaya çıkar. AIDS, Hepatit gibi virüsler kişiye bulaşır. Eroinin etkisi altı sekiz saat içinde sonlanır ve şiddetli yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bunlar arasında şiddetli kas ağrıları ve kramplar, uykusuzluk, gözde yaşarma, burun akıntısı, ishal sayılabilir. Yoksunluk belirtilerini gidermek için kişiler 6 saatte bir eroin dozunu yinelemek zorunda kalır. Eroin yüksek dozda alındığında ölüm ile sonuçlanabilir. Göz bebeklerinin toplu iğne başı kadar küçük olması, solunumun yavaşlaması ve koma hali bu durumun belirtileridir.
Bağımlılık Yapan Madde: Kokain
Kokain beyaz renkli, toz şeklinde bir maddedir (Ögel K, 2001a). Çoğunlukla buruna çekilerek kullanılır. Buharının içe çekilmesi, sigara ya da enjeksiyon tarzında da kullanılabilir. Piyasa fiyatı oldukça yüksek olduğu için, genellikle yetişkinler ve ekonomik durumu iyi olanların kullandığı bir maddedir. Bağımlılık yapıcı etkisi çok fazladır. Tek bir kullanımdan sonra bile bağımlılık yapabilir. Kokain alındığında kişiyi uyarır, canlandırır, keyif verir. Ancak bu etkileri kısa sürelidir ve bir saat içinde sonlanır. Etkileri sonlandıktan sonra 15-16 saat süre yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Yoksunluk belirtileri arasında ruhsal çöküntü, halsizlik güçsüzlük, çok uyuma, mutsuzluk hali sayılabilir. Eğer bu madde uzun süredir kullanılıyorsa bu etkiler bir hafta sürer. Uzun süreli kokain kullanımı birçok ciddi ve istenmeyen etkilere neden olabilir. Bunlar aşağıda belirtilmiştir.
- Beyin damarlarında tıkanma
- Beyin kanaması
- Cinsel iktidarsızlık
- Migren tipi başağrıları
- Burun kanamaları
Bağımlılık Yapan Madde: Ecstasy
Ecstasy kullanımı özellikle gençler arasında giderek artmaktadır (Çorapçıoğlu ve ark, 2003). Genellikle tablet ve kapsül şeklinde satılır (Ögel K, 2001a). Beyaz, kahverengi, pembe ya da sarı tabletler ya da kapsüllerdir. Bazılarının üstünde kuş, kalp gibi resimler vardır. “007, Mitsubishi, roket, pıt, beyaz kumrular” adlarıyla anılır. Bugün için fiyatları yüksek olmadığı için, kent varoşlarında yaşayan gençler arasında da yaygınlaşmaya başlamıştır. Türkiye’de 3 sene içerisinde, lise öğrencileri arasındaki ecstasy kullanım oranı %25 artmıştır. Ecstasy daha çok yüksek gelirli ailelerin çocukları tarafından tüketilirken, düşük gelirli aileden gelen gençlerin ecstasy tüketimi belirtilen yıllar arasında %47 artış göstermiştir. Maddi imkanları düşük olan bu gençlerde maddenin parasını bulabilmek için suç işleme eğilimi gözlenmiştir. Ecstasy’nin etkisi 20 dakika içinde başlar ve birkaç saat sürer. Kullanıldıktan sonra enerji artışı, canlılık, karşı cinse karşı yakınlık hissi, algılamada artma ortaya çıkar. Ecstasy etkisi altında iken araba ya da makine kullanmak tehlikeli olabilir. Etkileri amfetaminlere ve halüsinojenik maddelere benzer. Uykusuzluk ve geçici paranoyaya (aşırı kuşkuculuk) neden olabilir. Kalp rahatsızlığı, yüksek tansiyon, sara hastalığı olanların bu maddeyi kullanmaları ciddi sorunlara neden olur. Aşırı hareketten dolayı su kaybı, beden ısısında aşırı yükselme ölüme yol açabilir. Böbrek ve karaciğer üstüne yan etkileri olduğu da bildirilmiştir.
Bağımlılık Yapan Madde: Amfetaminler
Ülkemizde kullanımı yaygın olmayan amfetaminler, hap ya da beyaz toz halinde bulunur. Ağızdan alınabilir, buruna çekilebilir, damardan verilebilir (Ögel K, 2001a).Ülkemizde yasal olarak bulunmamakla birlikte halen tıbbi kullanımı olan ilaçlardır. Captagon, Ritalin, Dexedrine bu ilaçlardan bazılarıdır. Amfetaminler ülkemizde uyarıcı, zihin açıcı olarak bilinmektedir. Bunlar genellikle performans artırıcı ve keyif verici etkilerinden dolayı kullanılmaktadır. Sınavlara hazırlanan öğrencilerde, uzun yol şöförlerinde, zamanında yetiştirilmesi gereken işleri olan kişilerde sıklıkla amfetamin kullanımına rastlanır. Amfetamin alımını takiben şizofreni benzeri bir tablo gelişebilir. Yoksunluk belirtileri arasında sıkıntı, mutsuzluk ve çöküntü hali, güçsüzlük, hareketsizlik, kabuslar, fazla uyuma, başağrısı, terleme, mide ve kas krampları sayılabilir. Amfetamin kalp damarlarını tıkanmasına, beyin damar hastalıklarına, şiddetli hipertansiyona ve iskemik kolitise (barsakların oksijensiz kalması) neden olur.
İlaç Olarak Kullanılan Ancak Bağımlılık Yapabilen Maddeler
Bazı maddeler ilaç olarak kullanılmaktadır ve eczanelerde satılmaktadır. Bunlar doktor kontrolünde yazılır ve kullanılır. Bu ilaçlar doktor önerisi dışında kullanıldıkları taktirde bağımlılık yapabilir. Bu ilaçların büyük çoğunluğu yeşil reçete adı verilen kontrollü bir sistem içinde yazılmaktadır. Kırmızı reçete kapsamında olan ilaçlar ise bağımlılık potansiyeli çok daha yüksek olan ilaçlardır.
Sık olarak kötüye kullanılan ilaçlar şunlardır.
- Diazem, Nervium, Tranxilene, Ativan, Rivotril
- Akineton
- Rohypnol (Türkiye’de ilaç olarak bulunmamaktadır. Ancak yasal olmayan yollar ile getirilmektedir)
- Lomotil
Bu ilaçlar kullanıldıkları zaman sedasyon adı verilen gevşeme ve rahatlama duygusu verirler. Rohypnol piyasada “roş” adı ile satılmaktadır. Bunlar tek başlarına kullanıldıkları gibi, diğer uyuşturucu maddeler ile birlikte ek madde olarak da kullanılabilir. Bu ilaçlar yüksek doz alındığında yoğun bir uyku haline neden olur. Solunumun baskılanmasına ve ölüme yol açabilir. Alkol ile birlikte kullanıldıkları taktirde bu etkileri daha da artar. Refleksleri ileri derecede bozduğu için dikkat gerektiren işlerin (araba kullanmak gibi) yapılması sakıncalar doğurur. Yüksek dozlarda kullanıldıktan sonra aniden kesildikleri zaman sara (epilepsi) nöbetleri ortaya çıkabilir.
“Bağımlılık Yapan Maddeler Nelerdir? Vücuda Verdikleri Zararlar” için bir yanıt
bende bilmirem