Ramazan Ayı ve Ramazan Orucu
İslam dininde Ramazan ayı onbir ayın sultanı olarak ifade edilmektedir. Çünkü bu ayda oruç tutmak Müslümanlara farzdır ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi Ramazan ayındadır. İslam dininde kutsal olan Ramazan ayı Hicri takvimde yani ay takviminde 9. aydır. Kelime kökeni Arapça olan Ramazan kelimesi “Ramaza” (çok sıcak olma) kökünden gelmektedir.
Bakara Suresi’ne göre Kur’an’ın İslam peygamberi Muhammed’e gönderilmesi Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde “oruç” tutmak müslümanlara emredilmiştir. İlgili ayet şöyledir:
“O Ramazan ayı ki irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!” (Bakara 185)
Bu ay boyunca gündoğumundan önceki alacakaranlık ile günbatımından sonraki alacakaranlık arasında yemek-içmek ve cinsel ilişkide bulunmak Müslümanlara yasak kılınmıştır. Mükellef olan Müslümanların Ramazan orucunu tutması farzdır.
Sahur Nedir?
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemeğe ve bu yemeğin yendiği zaman aralığına sahur denir.
İftar Nedir?
Gün sonunda orucun açılmasına ve bu esnada yenen yemeğe iftar denir.
Ramazan Ayının Anlam ve Önemi
Kur’an’ın ilk ayetlerinin vahyedildiği Kadir Gecesi bu ayın içindedir. Hangi gün olduğu bilinmemekle birlikte Ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilir. Kadir gecesi ile ilgili Kur’an’ın 97.süresi olan Kadir Suresinin ilk üç ayeti şöyledir:
“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.”
Hicri Takvimde Ramazan Ayı
Ömer’in hilafeti zamanında Arap Yarımadası’nda; Persler, Romalılar ve başka medeniyetlerin kullandığı güneş ve ay takvimleri kullanılmaktaydı. Hicaz-Asir bölgesinde ise hem güneş hem de ay takvimi kullanılıyordu. Takvim oluşturma fikri ortaya çıkınca yapılan istişareler sırasında sahabeden Ali bin Ebu Talib, oluşacak takvimin peygamberin Medine’ye hicretini başlangıç tarihi olarak önermiştir.
Bu görüş kabul edilmiştir fakat peygamberin hicretinin ay takviminin ilk ayı olan Muharrem’e değil de Rebiulevvel’e denk gelmesi sonucunda tarih geriye alınmıştır. Buna göre Hicrî takvimin başlangıcı miladî 23 Temmuz 622’ye denk gelir, yılın dokuzuncu ayı da böylece Ramazan olur. Ramazan ayından önceki hicrî ay Şaban, Ramazan’dan sonraki ay ise Şevval ayıdır.
Hicrî takvimin salt ay takvimi olması sebebiyle, bu takvimdeki ayların mevsimlerle ilişkisi yoktur; yani her ay güneş takvimine göre her yıl pozisyonu değişir, ve böylece aylar mevsimler arasında gezinir – belirli bir mevsimin ayı olmazlar. Bu sebeple Ramazan ayı ve oruç dönemi her yıl değişir.