Mürselat Suresinin Türkçe Okunuşu ve Anlamı
Mürselat suresinin Türkçe okunuşu ve anlamı konusuna geçmeden önce Mürselat suresi hakkında kısa bir bilgi verelim. Mürselat suresi;
“Mekke döneminde inmiştir. 50 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “elMürselât”kelimesinden almıştır. Mürselât, gönderilenler demektir. Sûredebaşlıca, kıyametin, hesap ve azabın gerçekleşeceği, Allah’ın kudreti vegünahkârların akıbeti konu edilmektedir. Mekke döneminde, muhtemelen nübüvvetinin 4. yılında Hz. Peygamber Mina’da bulunuyorken nâzil olmuştur. Adını ilk âyetinde geçen “mürselât” (gönderilenler) kelimesinden alır. Müfessirler bu kelimenin âlemin idaresiyle görevli melekleri, rüzgârları, peygamberleri veya Kur’an âyetlerini ifade ettiğini belirtirler. Ayrıca yine ilk âyetinde yer alan kelimeden dolayı Urf (örf) sûresi olarak da isimlendirilir. Yeminle başlayan sûrelerden olup elli âyettir.” (Bu bilgiler T.C. Diyanet İşleri Başkanlığının resmi web sayfasından alınmıştır.)
Mürselat Suresinin Türkçe (Latince) Okunuşu
1.Vel murselâti urfâ(urfen).
2.Fel âsıfâti asfâ(asfen).
3.Ven nâşirâti neşran.
4.Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
5.Fel mulkıyâti zikrâ(zikran).
6.Uzran ev nuzrâ( nuzran).
7.İnnemâ tûadûne le vâkıun.
8.Fe izân nucûmu tumiset.
9.Ve izâs semâu furicet.
10.Ve izâl cibâlu nusifet.
11.Ve izâr rusulu ukkıtet.
12.Li eyyi yevmin uccilet.
13.Li yevmil fasli.
14.Ve mâ edrâke mâ yevmul fasli.
15.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
16.E lem nuhlikil evvelîn(evvelîne).
17.Summe nutbiuhumul âhırîn(âhırîne).
18.Kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
19.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
20.E lem nahlukkum min mâin mehîn(mehînin).
21.Fe cealnâhu fî karârin mekîn(mekînin).
22.İlâ kaderin ma’lûm(ma’lûmin).
23.Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
24.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
25.E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
26.Ahyâen ve emvâtâ(emvâten).
27.Ve cealnâ fîhâ ravâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
28.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
29.İntalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
30.İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
31.Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb(lehebi).
32.İnnehâ termî bi şerarin kel kasr(kasri).
33.Ke ennehu cimâletun sufrun.
34.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
35.Hâzâ yevmu lâ yentıkûn(yentıkûne).
36.Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn(ya’tezirûne).
37.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
38.Hâzâ yevmul fasli, cema’nâkum vel evvelîn(evvelîne).
39.Fe in kâne lekum keydun fe kîdûni.
40.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
41.İnnel muttakîne fî zılâlin ve uyûn(uyûnin).
42.Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
43.Kulû veşrabû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
44.İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
45.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
46.Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
47.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
48.Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn(yerkeûne).
49.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
50.Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
Mürselat Suresinin Arapça Okunuşu
Mürselat Suresinin Anlamı
NOT: AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, T.C. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. ﴾1-7﴿
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, ﴾8﴿
Gök yarıldığı zaman, ﴾9﴿
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, ﴾10﴿
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir). ﴾11﴿
(Bu) hangi güne ertelenmiştir? ﴾12﴿
Hüküm ve ayırım gününe. ﴾13﴿
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin. ﴾14﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾15﴿
Biz öncekileri helak etmedik mi? ﴾16﴿
Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız. ﴾17﴿
Biz suçlulara işte böyle yaparız. ﴾18﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾19﴿
Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? ﴾20﴿
Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk. ﴾21-22﴿
Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!﴾23﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾24﴿ Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı? ﴾25-26﴿
Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? ﴾27﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾28﴿
Onlara şöyle denecek: “Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin.” ﴾29﴿
“Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur.” ﴾30-31﴿
Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.﴾32﴿
Bunlar sanki birer kızıl devedir. ﴾33﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾34﴿
Bu, konuşamayacakları gündür. ﴾35﴿
Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler. ﴾36﴿
O gün vay yalanlayanların haline!﴾37﴿
Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır. ﴾38﴿
Eğer bir tuzağınız varsa haydi bana tuzak kurun!﴾39﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾40﴿
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar. ﴾41﴿
Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler. ﴾42﴿
“Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için.” ﴾43﴿
Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. ﴾44﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾45﴿
Ey inkar edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız. ﴾46﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾47﴿
Onlara, “Rükû edin (namaz kılın)” dendiği zaman rükû etmezler. ﴾48﴿
O gün vay yalanlayanların haline! ﴾49﴿
Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar? ﴾50﴿