Firavun Tanımı
Firavun kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;
1. isim, tarih Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan |
2. İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun türü |
3. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse |
Kur’an-ı Kerim’de Firavun Hakkındaki Ayetler Hangileri?
NOT: AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
Bakara Sûresi 49. Ayet; Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı.
Bakara Sûresi 50. Ayet; Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini suda boğmuştuk.
Âl-i İmrân Sûresi 11. Ayet; (Bunların durumu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir: Âyetlerimizi yalanladılar. Allah da onları günahlarıyla yakaladı. Allah azabı çok şiddetli olandır.
A’râf Sûresi 103. Ayet; Sonra onların ardından Mûsâ’yı, apaçık mucizelerimizle Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber olarak gönderdik de onları (mucizeleri) inkar ettiler. Bak, bozguncuların sonu nasıl oldu.
A’râf Sûresi 104. Ayet; Mûsâ dedi ki: “Ey Firavun! Şüphesiz ki ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”
A’râf Sûresi 106. Ayet; Firavun, “Eğer açık bir delil getirdiysen haydi göster onu bakalım, şayet doğru söyleyenlerden isen” dedi.
A’râf Sûresi 109. Ayet; Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Şüphesiz bu adam usta bir sihirbazdır.”
A’râf Sûresi 110. Ayet; “Sizi yerinizden çıkarmak istiyor.” Firavun ileri gelenlere, “Öyle ise siz ne düşünüyorsunuz?” dedi.
A’râf Sûresi 111. Ayet; Onlar şöyle dediler: “Mûsâ’yı ve kardeşini (bir süre) beklet (haklarında bir işlem yapma) ve şehirlere toplayıcılar yolla.” ﴾111﴿
A’râf Sûresi 112. Ayet; “Bütün usta sihirbazları (toplayıp) sana getirsinler.”
A’râf Sûresi 113. Ayet; Sihirbazlar Firavun’a geldiler. “Galip gelenler biz olursak mutlaka bize bir mükafat vardır, değil mi?” dediler.
A’râf Sûresi 114. Ayet; Firavun, “Evet. Üstelik siz (ücretle de kalmayacaksınız) mutlaka benim en yakınlarımdan olacaksınız” dedi.
A’râf Sûresi 115. Ayet; (Sihirbazlar), “Ey Mûsâ!” Ya önce sen at, ya da önce atanlar biz olalım” dediler.
A’râf Sûresi 116. Ayet; (Mûsâ), “Siz atın” dedi. Bunun üzerine onlar (ellerindekini) atınca insanların gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihir yaptılar.
A’râf Sûresi 117. Ayet; Biz de Mûsâ’ya, “Elindeki değneğini at” diye vahyettik. Bir de ne görsünler o, onların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.
A’râf Sûresi 118. Ayet; Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı.
A’râf Sûresi 119. Ayet; Artık orada yenilmişler ve küçük düşmüşlerdi.
A’râf Sûresi 120. Ayet; Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.
A’râf Sûresi 121. Ayet; “Âlemlerin Rabbine iman ettik” dediler.
A’râf Sûresi 122. Ayet; “Mûsâ ve Hârûn’un Rabbine.”
A’râf Sûresi 123. Ayet; Firavun, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha!” dedi. “Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır. Göreceksiniz!”
A’râf Sûresi 124. Ayet; “Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da (ibret olsun diye) sizin tümünüzü elbette asacağım.”
A’râf Sûresi 125. Ayet; Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.”
A’râf Sûresi 126. Ayet; “Sen sırf, Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde iman ettiğimiz için bize hınç duyuyorsun. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al.”
A’râf Sûresi 127. Ayet; Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen (sihirbazları cezalandıracaksın da) Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?” Firavun, “Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üzerinde ezici bir güce sahibiz?” dedi.
A’râf Sûresi 128. Ayet; Mûsâ kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” dedi.
A’râf Sûresi 129. Ayet; Dediler ki: “Sen bize gelmeden önce de bize işkence edildi, geldikten sonra da.” Mûsâ, “Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizi bu yerde (Mısır’da) egemen kılıp, nasıl davranacağınıza bakacaktır” dedi.
A’râf Sûresi 130. Ayet; Andolsun biz, Firavun ailesini, öğüt alsınlar diye yıllarca süren kıtlık ve ürün eksikliği ile cezalandırdık.
Enfâl Sûresi 52. Ayet; Bunların durumu tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkar etmişler, Allah da kendilerini günahları sebebiyle hemen yakalamıştı. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, azabı çetin olandır.
Enfâl Sûresi 54. Ayet; Bunların durumu, tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlar, biz de onları günahları sebebiyle helak etmiştik ve Firavun ailesini de suda boğmuştuk. Hepsi de zalim kimselerdi.
Yûnus Sûresi 75. Ayet; Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.
Yûnus Sûresi 79. Ayet; Firavun, “Bütün usta sihirbazları bana getirin” dedi.
Yûnus Sûresi 83. Ayet; Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı gidenlerdendi.
Yûnus Sûresi 88. Ayet; Mûsâ şöyle dedi: “Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun’a ve onun ileri gelenlerine dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler.”
Yûnus Sûresi 90. Ayet; İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilah olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım” dedi.
Hûd Sûresi 96/97. Ayetler; Andolsun, biz Mûsâ’yı âyetlerimizle ve apaçık bir mucize ile Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber gönderdik de ileri gelenler Firavun’un emrine uydular. Halbuki Firavun’un emri doğru değildi.
Hûd Sûresi 98. Ayet; Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir. Ne kötü varış yeridir orası!
İsrâ Sûresi 101. Ayet; Andolsun, biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor (sana anlatsınlar): Hani Mûsâ onlara gelmiş ve Firavun da ona, “Ben senin kesinlikle büyülendiğini zannediyorum ey Mûsâ!” demişti.
İsrâ Sûresi 102. Ayet; Mûsâ ise, “İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helak olmuş bir kişi olarak görüyorum” demişti.
İsrâ Sûresi 103. Ayet; Bunun üzerine Firavun (işkence etmek ve öldürmek suretiyle) o yerden onların kökünü kazımak istedi. Biz de onu ve beraberindekileri hep birden suda boğduk.
Tâhâ Sûresi 24. Ayet; “Firavun’a git, çünkü o azmıştır.”
Şuarâ Sûresi 10. Ayet; Hani Rabbin Mûsâ’ya, “Zalimler topluluğuna, Firavun’un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?” diye seslenmişti.
Şuarâ Sûresi 16. Ayet; “Firavun’a gidin ve deyin: “Şüphesiz biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz”
Şuarâ Sûresi 17. Ayet; “İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.”
Şuarâ Sûresi 18. Ayet; Firavun şöyle dedi: “Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin.”
Şuarâ Sûresi 23. Ayet; Firavun, “Âlemlerin Rabbi de nedir?” dedi.
Şuarâ Sûresi 25. Ayet; Firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) “dinlemez misiniz?” dedi.
Şuarâ Sûresi 27. Ayet; Firavun, “Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir” dedi.
Şuarâ Sûresi 29. Ayet; Firavun, “Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun seni zindana atılanlardan ederim.”
Şuarâ Sûresi 31. Ayet; Firavun, “Doğru söyleyenlerden isen haydi getir onu,” dedi.
Şuarâ Sûresi 34. Ayet; Firavun, çevresindeki ileri gelenlere, “Şüphesiz bu bilgin bir sihirbazdır” dedi.
Şuarâ Sûresi 41. Ayet; Sihirbazlar gelince, Firavun’a, “Eğer biz üstün gelirsek gerçekten bize bir mükafat var mı?” dediler.
Şuarâ Sûresi 42. Ayet; Firavun, “Evet, hem o takdirde mutlaka bana yakın kimselerden olacaksınız” dedi.
Şuarâ Sûresi 44. Ayet; Bunun üzerine onlar iplerini ve değneklerini attılar ve “Firavun’un gücüyle elbette bizler üstün geleceğiz” dediler.
Şuarâ Sûresi 49. Ayet; Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi.
Şuarâ Sûresi 53. Ayet; Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.
Şuarâ Sûresi 57/58. Ayetler; Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.
Şuarâ Sûresi 60. Ayet; Firavun ve adamları gün doğarken onları takibe koyuldular.
Neml Sûresi 12. Ayet; “Elini koynuna sok; Firavun’a ve onun kavmine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak, kusursuz bembeyaz olarak çıksın. Çünkü onlar fasık bir kavimdir.”
Kasas Suresi 3. Ayet; İman eden bir kavm için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını sana gerçek olarak anlatacağız.
Kasas Suresi 4. Ayet; Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı.
Kasas Suresi 6. Ayet; Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.
Kasas Suresi 8. Ayet; Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı.
Kasas Suresi 9. Ayet; Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.
Kasas Suresi 32. Ayet; “Elini koynuna sok. (Alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın. Korkudan açılan kolunu kendine çek (toparlan). İşte bunlar, Firavun ve ileri gelen adamlarına (göstermen için) Rabbin tarafından (sana verilen) iki delildir. Çünkü onlar fasık bir kavimdirler.”
Kasas Suresi 38. Ayet; Firavun, “Ey ileri gelenler! Sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum. Ey Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ’nın ilahına çıkar bakarım(!) Şüphesiz ben onun mutlaka yalancılardan olduğunu sanıyorum” dedi.
Sâd Sûresi 12/13. Ayetler; Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı.
Mü’min Sûresi 23/24. Ayetler; Andolsun ki biz Mûsâ’yı mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’a gönderdik. Onlar ise; “Bu çok yalancı bir sihirbazdır” dediler.
Mü’min Sûresi 26. Ayet; Firavun dedi ki: “Bırakın beni Mûsâ’yı öldüreyim. (Faydası olacaksa) Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”
Mü’min Sûresi 28. Ayet; Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü’min bir adam şöyle dedi: “Rabbim Allah’tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirdi. Eğer yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez.”
Mü’min Sûresi 29. Ayet; “Ey kavmim! Bugün yeryüzüne hâkim kimseler olarak iktidar ve saltanat sizindir. Ama başımıza geldiğinde bizi, Allah’ın azabından kim kurtarır?” Firavun, “Ben size ancak kendi görüşümü bildiriyorum ve sizi ancak doğru yola götürüyorum” dedi.
Mü’min Sûresi 36/37. Ayetler; Firavun dedi ki: “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ’nın ilâhını görürüm(!) Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum.” Böylece Firavun’a yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun’un tuzağı, tamamen sonuçsuz kaldı.
Mü’min Sûresi 45. Ayet; Allah onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azâbın en kötüsü kuşattı.
Mü’min Sûresi 46. Ayet; (Öyle bir) ateş ki, onlar sabah-akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” denilecektir.
Zuhruf Sûresi 46. Ayet; Andolsun, biz Mûsâ’yı mucizelerimizle Firavun’a ve ileri gelen adamlarına göndermiştik de o, “Şüphesiz ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim” demişti.
Zuhruf Sûresi 51. Ayet; Firavun kavmine seslenerek dedi ki: “Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ görmüyor musunuz?”
Duhân Sûresi 17. Ayet; Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti.
Duhân Sûresi 30/31. Ayetler; Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.
Kâf Sûresi 12/14. Ayetler; Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût’un kardeşleri, Eykeliler, Tübba’ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.
Zâriyât Sûresi 38. Ayet; Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.
Hâkka Sûresi 9. Ayet; Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler.
Müzzemmil Sûresi 15. Ayet; (Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun’a da bir peygamber göndermiştik.
Müzzemmil Sûresi 16. Ayet; Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik.
Naziât Sûresi 17. Ayet; “Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.”
Fecr Sûresi 6/10. Ayetler; (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Ad’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi?