Dalga Tanımı
Dalga kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;
*** Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket; “Dışarıda nemli bir rüzgâr esiyordu, dalgalar durulmamış, yalnız biraz ağırlaşmıştı.” – A. Erhat
*** Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem; “Sıcak dalgası. Aerobik dalgası.”
*** Bir yüzeydeki kıvrım; “Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor ne de ufacık olsun bir ağaç.” – M. Ş. Esendal
*** Saçların kıvrım genişliği
*** Gizli iş, dalavere; “Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı.” – S. F. Abasıyanık
*** Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu
*** Dalgınlık
*** Geçici sevgili
*** Geçici aşk ilişkisi
*** Arka arkaya gelen kriz vb. olayların her biri
*** Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketi; “Kısık sesinin her dalgası içimi korkunç bir acıyla tırmalıyor.” – H. E. Adıvar
Kur’an-ı Kerim’de Dalga Hakkındaki Ayetler Hangileri?
NOT: AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
Yunus Suresi 22. Ayet; O, sizi karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Öyle ki gemilerle denize açıldığınız ve gemilerinizin içindekilerle birlikte uygun bir rüzgarla seyrettiği, yolcuların da bununla sevindikleri bir sırada ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder de çepeçevre kuşatıldıklarını (batıp boğulacaklarını) anlayınca dini Allah’a has kılarak “Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden olacağız” diye Allah’a yalvarırlar.
Hud Suresi 42. Ayet; Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, “Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma” diye seslendi.
Hud Suresi 43. Ayet; O, “Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Nûh, “Bugün Allah’ın rahmet ettikleri hariç, onun azabından korunacak hiç kimse yoktur” dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu.
Nur Suresi 40. Ayet; Yahut (inkarcıların küfür içindeki halleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Kime Allah nur vermezse, onun için nur diye bir şey yoktur.
Lokman Suresi 32. Ayet; Onları (denizde,) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has kılarak ona yalvarırlar. Allah onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir kısmı orta yolu tutar. Bizim âyetlerimizi ise ancak son derece kaypak, son derece nankör olanlar inkar eder.