Kur’an-ı Kerim ne zaman indirildi, Kur’an-ı Kerim ne demektir, Kur’an-ı Kerim hangi dinini kutsal kitabı, Kur’an-ı Kerim nasıl indirildi, Kur’an-ı Kerim ne zaman kitap haline getirildi, Kur’an-ı Kerim de kaç tane sure ve ayet vardır, Kur’an-ı Kerim’i kim kitap haline getirmiştir, Kur’an-ı Kerim’i kim toplattırmıştır.
Kur’an-ı Kerim Ne Demektir?
Kur’ân veya Kur’ân-ı Kerîm, İslam inancına göre ayetleri vahiyler şeklinde Allah tarafından Cebrail isimli melek aracılığıyla İslam dininin peygamberi Muhammed’e indirilen İslam dininin kutsal kitabıdır.
Kur’an-ı Kerim’in Kelime Anlamı
Kuran sözcüğü Arapça ‘okudu’ anlamındaki sözcüğünün üç harfli mastarıdır. Kuran “okunan şey “veya “ okumak”, Kerîm ise “soylu, asil” ve “eli açık, cömert” anlamlarına gelir. Kuran kelimesi, Kur’anın 58 ayetinde geçer. Ayrıca “kur’an” kelimesi kur’anda “okunan, okuyuş, okuma” “ekli, katlı, derli” anlamında da kullanılmıştır. “Biz onu, akıl etmeniz için Arapça okunuşla indirdik.” (Yusuf Suresi: 2) “Kuranı okuyacağında kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığın.” (Nahl Suresi: 98) “Kuran okunduğunda/okununca onu işitin de durup düşünün ki merhamet olunasınız” (A’râf Suresi: 204). “Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir. “ (İsrâ Suresi: 9).“Kuran’dan indirir olduklarımız, inananlara şifa ve rahmettir…” (İsrâ Suresi: 82).
Birçok âyette “el-Kitâb” kelimesinin Kuran anlamında kullanıldığı görülür: “İşbu içinde kuşku olmayan kitap’tır, takva sahipleri için bir yol göstericidir” (Bakara: 1,2). Çeşitli ayetlerde Kuran için başka isimler de kullanılmıştır: el-Furkân (Furkân Suresi: 1), ez-Zikr (Hicr Suresi: 9), en-Nûr (Nisâ Suresi: 174), er-Rûh (Şûrâ Suresi: 52) vb.
Kur’an-ı Kerim Ne Zaman İndirildi? Kaç Yılda İndirildi?
İslam inancına göre Kur’an İslam Peygamberi Muhammed’e 610 yılının Ramazan ayının Kadir Gecesi‘nde Mekke’deki Nur Dağı Hira Mağarası‘nda indirilmeye başlanılmış, vahyin 12 yılı Mekke, 11 yılı da Medine dönemi olmak üzere 23 yıl sürmüştür. Mekke döneminde vahyedilen ayetler tevhid konuları başta olmak üzere İslam’ın inanç esasları, ölüm, hayat, kıyamet, ahiret, cennet ve cehennem, kavimlerin helakı gibi konuları ele alır. Medine döneminde vahyedilen ayetlerde ise ibadetler, insanlar arası ilişkiler, toplumsal düzenlemeler, ahlaki kurallar (şeriat) ile ilgili ayetler vahyedilmiştir.
Müslümanlar, Hz. Muhammed’in (s.a.s. veya s.a.a.) en önemli mucizesi olarak Kur’an’ı görürler ve onun gerçek bir peygamber olduğunun kanıtı olduğuna inanırlar. İslam inancına göre ilk insan ve ilk peygamber Adem ile başlayan ilahi mesajlar, Kur’an’ın Muhammed’e indirilmesi ile sona ermiştir. Kur’an Müslümanlarca insanlara yol gösterici ilahi bir kitap olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca şeriat Muhammed’in hadisleri ile birlikte Kur’an ayetleriyle yorumlanır. Kur’an, İncil ve Tevrat’ı Allah tarafından insanlara gönderilen kutsal kitaplar olarak tanımlamakla birlikte fakat sonradan bu kitapların insanlar tarafından bozulup tahrifedildiğini savunur. Müslümanlar’a göre Kur’an kıyamete kadar Allah tarafından korunacaktır ve yeryüzüne indirilmiş son kutsal kitap olarak inanılır.
Kur’an-ı Kerim Nasıl İndirildi?
Kuran’ın, Cebrail ve Muhammed’in birbirlerine karşılıklı okumaları ve sahabilerin ezberlemesiyle korunduğuna, Kuran yazılımının 610 – 632 arasında, yaklaşık 23 yılda gerçekleştiğine inanılır. Alman Şarkiyatçı Gert Puin ise Yemende bulunan nüshalar üzerinde yaptığı incelemeler sonucu Kur’an yazımının Muhammed’den çok önce başladığını ifade etmiştir. Muhammed’in vefatından iki gün öncesine kadar devam ettiğine inanılanvahiylerden oluşan Kur’an yazılımı, sayıları ve kimlikleri zamanla değişen katipler tarafından gerçekleştirilmiş, Mekke’de yazılanlar “Mekkî”, Medine’de yazılanlar “Medenî” olarak adlandırılmıştır.
İlk halife Ebubekir (632-634) zamanında bir araya getirilen Kur’an nüshaları, üçüncü halife Osman bin Affan döneminde çoğaltılarak önemli merkezlere gönderilmiştir. Kur’an ayrıca Furkân-ı Hâkim, Mushâf-ı Şerif, Kelâmullah, Kitâbullah gibi isimlerle de anılır. Uzatma, nokta, hareke gibi işaretlerin yer almadığı bu yazıma daha sonraları ilâve edilen işaretlemelerle
okuyuş şekli (tecvid); yazılı olarak belirlenerek bu şekilde nesilden nesile aktarılmıştır.
Mekke dönemi
Kur’an yazımında 13 yıl kadar süren ve Kur’anın hacimsel olarak 2/3 kısmını oluşturan Mekke dönemi “sözlü kültür dönemi” olarak değerlendirilir. Bu dönemde ayet ve surelerin hemen yazıya geçirilmesi gibi bir uygulamanın bulunmadığı, sözlü olarak ezberlendiği, Kur’anın şiirselliğinin ezberlenerek korunmasına yardım ettiği, daha sonraki hicrete yakın birkaç yıl ile Medine dönemi olarak ifade edilen yazım döneminde bu hafıza bilgilerine dayanılarak ayetlerin kayda geçirildiği ifade edilmektedir.
Mekke döneminde Kuran’a, Kuran’ın Âdem’den itibaren devam eden tevhid dini ve vahiy zincirinin devamı olduğu ibaresi eklendi: “O: “Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye dinden Nuh’a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi sizin için de bir şeriat kıldı.” (Şura : 13)
Mekki ayet ve sureler İslâm inanç ve ahlâkı ile ilgili konuları kapsar; Allah’ın birliğine, meleklere, peygambere, kitaplara ve ‘ahiret günü’ne iman gibi konular işlenir, Allah ile eş tutulan putlar reddedilir.
Medine dönemi
Medine’de yazılan âyet ve sûrelerde daha çok aile ve devletin tanzimi, insanların birbiriyle veya devletle olan ilişkilerini düzenleyen şer’i hukukun kuralları, anlaşmalar, barış ve savaş durumları söz konusu edilir. Ayrıca bu dönemde yazılan Berae suresi gibi bazı ayet ve surelerin dil ve hitap açısından tehdit edici olduğu gözden kaçmaz. M.S. 622 tarihinden itibaren bu hükümleri uygulamak için yeterli güce sahip bir İslâm Devleti, Muhammed yönetiminde, Medine’de oluşmuştu.
İnanışa göre yükümlülükler Allah tarafından hafiften ağıra doğru yavaş yavaş 23 yıla yayılarak gönderilmiş, Muhammed ve arkadaşları bunları uygulamaya geçirmiştir. İslam inanışında bu devrin özelliği; iyi ve yararlı olanın alınması, kötü ve zararlı olanın kaldırılmasıdır.
Kuran ayetlerinin yaşanan olaylar ve sorunlarla ilgili olarak ihtiyaç üzerine geldiğine ve bu yüzden toplumda gerekli etkiyi gösterdiğine inanılır. İslami literatürde esbab-ı nüzul denilen bu durum Kuran tefsirlerinde önemli bir yer tutar.
Halife Ebubekir dönemi ve İmam Mushaf
Halife Ebubekir zamanında Zeyd bin Sâbit, elinde yazılı Kur’an metni olan herkesin bu metinleri getirmesini, ayrıca metinleri bizzat Muhammed’den duyduklarına dair iki güvenilir şahid gösterilmesi istedi. Osman toplanan bu kurula “Zeyd ile imlada anlaşamazsanız, Kureyş’e göre yazın” emrini verdi. Zeyd bin Sâbitin ortaya koyduğu bu aslî nüshaya “İmam Mushaf” adı verilmiştir. Ayrıca bazı sahabelerin bu mushaftan farklı özel Mushafları olduğu bilinir. Bu Mushaflar halife Osman zamanında yakılmışlardır. Abdullah bin Mesûd’un teklifiyle “İmam Mushaf” üzerinde yapılan danışma ve görüşmeler sonucunda bunun üzerinde her hangi bir noksanlık görülmemiş ve güvenirliği konusunda ittifak sağlanmıştır.Muhammed’in ölümünü takip eden Yemâme savaşlarında 70 kadar hâfızın ölmesi üzerine Ashabdan Ömer’in hafızların toplanması için dönemin halifesi Ebu Bekir’e başvurarak konunun görüşülmesini istediği, bunun üzerine Ebu Bekirin, Zeyd bin Sâbit başkanlığında aralarında Abdullah bin Zübeyr, Sa’d bin Ebi Vakkas, Abdurrahman bin Haris bin Hişam’ın da bulunduğu bir komisyon kurarak Kur’an sahifeleri bir araya getirildiği iddia edilir.
Kuran’ın bugünkü haliyle kitap halinde toplanılmış şekline “Mus’haf” denir. Mushaf, “sayfalar haline getirilmiş” ya da “iki kapak arasındaki sayfalar” anlamına gelir ve S-H-F (sahife) kökünden gelir. Kur’an Peygamberin vefatı ile tamamlandığından kendisi hayatta iken toplanmamış, ezberlenerek muhafaza edilmiştir. Kuran ayetleri ilk zamanlar vahiy kâtipleri tarafından papirüs, deri ve kemik üzerine yazılarak saklanırdı.
Halife Ömer ve Halife Osman dönemleri
Kuran’ın bugünkü dizilişi ile mushaflaşması Halife Osman zamanında gerçekleşmiştir. Bilinen en eski Kuran Mushafı (M.S. 9 yy)[28] Özbekistan’ınTaşkent şehrindeki bir müzede sergilenen üçüncü Halife Osman Mushafıdır. Beş kopya halinde çoğaltılıp çeşitli İslam şehirlerine gönderilen orijinallerden biri de Topkapı Müzesi’nde sergilenmektedir. Komünizm döneminde Semerkant’tan zorla alınarak St. Petersburg’da sergilenmiş, sergilenmesi içinBaşkortostan’a gönderilmiş, 1924 yılında geri verilmiştir. Bazı sayfaları 2000 ve 2003 yılında Christie’s Londra ve Sam Fogg koleksiyonunda satılmıştır.
Ömer devrinde Kuran öğretimine hız verildi. Medine’de ve İslam Devleti’nin diğer merkezlerinde hafız olduğu söylenen sahabelerin gözetmenliğinde pek çok hafız yetiştirilmiştir.
Zamanla içerisinde yeni fethedilen yerlerdeki kavim ve kabilelerin müslüman oluşu farklı şive ve lehçelere göre okuyuş ayrılıklarını ortaya çıkarmıştır. Bu durum M.648’de Ermenistan ve Azerbaycan fethinde Şamlı ve Iraklı askerlerin yan yana gelmesi ile farklı okuyuşların su yüzüne çıkmasını sağladı. Bu tartışma ortamının daha fazla büyümesine engel olmak için Huzeyfe bin Yemân, Halife Osman’a başvurarak bu durumun düzeltilmesini, ihtilafın ortadan kaldırılmasını istedi. Bunun üzerine Halife Osman, Muhammed’in diğer ashabı ile de istişare ederek, İslâm dünyasında yalnızca Ebu Bekr’in emriyle derlenmiş olan onaylı Kuran mushaflarının kullanılmasını ve tüm diğer nüshaların kullanılmasının yasaklanmasını kararlaştırdı. Osman, bir önlem olarak da bu Mushaf dışındaki Mushafları yaktırarak ortadan kaldırma yoluna gitti. Ebû Bekir zamanında yazılan İmam Mushaf, Ömer’in ölümünden sonra kızı ve Muhammed’in hanımlarından olan Hafsa’ya geçmişti. Osman zamanında çoğaltılan mushafların yedi nüsha olduğu söylenir. Halife Osman tarafından toplanan bir heyet, sureleri peygamberin sağlığında dizdiği sıra ile toplamış, sahabenin ellerinde bulunan farklı Kur’an nüshalarını, ayrıca Kuran’la karışmaması için ilave edilmiş olan tefsir notlarını imha etmiştir. Çoğaltılan nüshalar farklı şehirlere gönderilmiştir.
Zamanla Osman tarafından değişik vilâyet merkezlerine gönderilen nüshalar kayboldu. Günümüzde halen onlardan bir tanesi İstanbul Topkapı Müzesi’nde; bir diğer tam olmayan nüshası Taşkent’te bulunmaktadır. Çarlık Rus hükümeti onun faksimile ile reprodüksiyonunu (fotoğraf veya fotokopi ile tam kopyasını) yayınlamıştır.
Kur’an-ı Kerim’in Yapısı Nasıl? Kaç Cüz – Kaç Sure – Kaç Ayet Vardır?
Kur’an “sûre” adı verilen bölümlerden oluşur. Kuranda 86’sı Mekki’, 28’i Medeni’ olmak üzere 114 sure bulunur. Medine’de eklenen sureler Bakara, Ali İmran, Enfal, Ahzab, Maide, Mümtahine, Nisa, Zilzal, Hadid, Muhammed, Rad, Rahman, Dehr, Talak, Beyyine, Haşr, Nasr, Nur, Hac, Münafikun, Mücadele, Hucurat, Tahrim, Cuma, Tegabun, Saf, Feth ve Berae’dir. Her bir sure “ayet” adı verilen bölümlerden oluşur. Ayetlerin uzunluğu bir kelime ile bir sayfa arasında değişir. Ayetlerin Muhammed’e Cebrail meleği aracılığıyla vahiyler şeklinde gönderildiğine inanılır. Kur’anı oluşturan 30 eşit parçadan her birine cüz denir.
Vahiy; görünüşte, surelerin mevcut sırasını izlemeksizin, genellikle Müslümanların belirli bir konuda bilgi, görüş veya cevap gibi ihtiyaçları ya da önemli bir olayla ilgili olarak gerçekleştiği için, Kuranın nihai şekli vahiylerin tamamlanmasından sonra ortaya çıkmıştır. Kuran’ın yazılımı sırasında Arapçada noktalama işaretleri bulunmadığı için ayetlerin bazı ayetlerin okunuş şekli, sayısı, nereden başlayıp nerede bittiği gibi konular kesin değildir. Buna göre, Kuran, surelerin başındaki besmeleleri ayrı bir ayet saymama kaydı ile 6236 ayetten oluşur. Ayetlerin sayısını İbn-i Abbas 6616, Nafi 6217, Şeybe 6214, Mısır âlimleri 6226 olarak ifade etmişlerdir. Said Nursi, Zemahşeri gibi bazı alimler ise muhtemelen avama kolay gelsin diye rakamları yuvarlayıp 6666 rakamını vermişlerdir. Kuranda kaç ayet olduğu hususundaki ihtilaf numaralandırma hususundadır. Bazı âlimler, bir kısım uzun cümleleri iki-üç ayet saymışken, bazısı tek ayet kabul etmiştir. Yine Şafiî âlimleri besmeleyi başında zikredilen sure ile bir bütün olarak saydıkları halde, Hanefi âlimleri besmeleyi ayrı bir ayet olarak saymışlardır. Sure başlarındaki “Yasin, Ha mim” gibi huruf-u mukattaa için de benzer durum geçerlidir.
Kur’an-ı Kerim Ne Zaman Kitap Haline Getirildi?
Vahiy Katipleri indirilen ayetleri o dönemin yazı malzemesi olan deri, ağaç kabuğu, papirüs kağıdı ve kemik gibi malzemeler üzerine yazıyorlardı. Bu belgeler üzerinde ayetlerin ve surelerin yer ve sıralarına ait bilgiler de yer alıyordu. Bu malzemelerin düzgün bir şekilde yazılıp kitap haline getirilmesi gerekiyordu.
Kur’an-ı Kerim’i Kim Kitap Haline Getirdi?
İlk Halife Hz. Ebubekir, halifeliği döneminde Kur’an sayfalarını toplayarak bir araya getirmeyi kararlaştırdı. Bu amaçla Vahiy Katibi ve hafız olan Zeyd bin Sabit başkanlığında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon çok büyük bir titizlikle Kur’an’ı bir araya getirerek kitaplaştırma işine başladı. Her ayet, Peygamberin huzurunda yazıldığına dair en az iki şahitle birlikte kabul ediliyordu. Bu şekilde iki kapak arasında toplanan Kur’an Mushafı oluşturulmuş tur. Bu asıl Mushaf daha sonra Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa’ya emanet edilmiştir.
Kur’an-ı Kerim Ne Zaman Çoğaltıldı?
Üçüncü Halife Hz. Osman zamanında ise Kur’an, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kufe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderilmiştir. Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu. Bu gün de Topkapı Sarayında Hz. Osman zamanında çoğaltılan Mushaflar bulunmaktadır. Böylece Kur’anı Kerim hem ezberlenmek hem de kitaplaştırılmak suretiyle asırlar boyunca korunarak günümüze kadar gelmiştir.
Kur’an-ı Kerim İlimleri
Kuran ilimleri olarak adlandırılan ve Kuran çevresinde oluşturulan bilgi birikimi şu dallara ayrılır:
- Kıraat: Kuran’ın yazım, dil, anlatım özelliklerini, nakil bilgileri, kıraat mezhepleri, edebiyat usul ve kuralları ve Arap şiveleri açısından inceler. Şive ile ilgili problemlerde Kureyş lehçesi esas kabul edilir. Yazılımla ilgili problemlerden kaynaklanan farklı okuma şekilleri ve bu okumaların ifade ettiği farklı anlamlar kıraat ilminin konusudur.
- Nüzul sebepleri: Ayetlerin yazılış sebepleri ve buna bağlı anlamları üzerinde durur.
- Mekki ve Medeni ilmi: Kur’an Mekke’de ve Medine’de yazılan ayetlerden oluştuğundan sure ve ayetlerin buna göre sınıflandırılması yapıldı.
- Tefsir: Ayetlerin yorumlanması çalışmalarını içerir; rivayet tefsiri ve dirayet tefsiri olarak iki kola ayrılır. Rivayet tefsirinde peygamber, sahabi ve diğerlerinin sözleri kullanılırken dirayet yahut rey tefsirleri dil, akıl, mantık ve felsefe gibi ilimler çerçevesinde yapılan yorumlarla oluşturulur.
- İstinbat: Fıkıhçılar tarafından yürütülen çalışmalar; Kuran’daki ayrıntıları verilmeyen hükümler usuli fıkıh denilen ana ilkeler çerçevesinde ayrıntılandırılır, şartlara bağlanır, sınırları ve şekli belirlenir. Fakihler, ayetlerin lafız ve anlamlarını üzerinde çalışarak genel ve özel hükümleri belirler. İbadetlerin şekli, miktarı ve şeriat hükümleri fıkıhçılar tarafından belirlenir.
- İcazül Kur’an: Bu dal, Kur’anın dil, anlatım gibi estetik yapısını ilgilendiren konuları araştırır, mucize oluş iddialarını ve bunun dayanaklarını inceler. Günümüzde de Kur’anın mucizeliği üzerine kitaplar yazılmakta, İslam karşıtları tarafından da bu tezler üzerine karşı cevaplar yazılmaktadır. Kur’an üzerinde dilbilim, tarihsel, bilimsel tutarlılık ve Kur’anın içsel tutarlılığı gibi başlıklarla incelemeler yapılmaktadır.
Kur’an-ı Kerim de Tekrar Edilen Kelimeler;
- Gün kelimesi 365 defa, günler kelimesi 30 defa, ay kelimesi 12 defa geçmektedir.
- Deniz kelimesi 32 defa, kara kelimesi 13 defa geçmekte ve bunların her birinin, toplamları olan 45’e oranı, yaklaşık olarak yeryüzündeki kara ve deniz oranlarını göstermektedir.
- Bunların yanında dünya-ahiret, melek-şeytan, iman-küfür, yaz-kış gibi bazı karşıt kelimeler eşit sayıdadır. Buna mukabil affetmek kelimesi ceza kelimesinin iki katı sayıda, zenginlik kelimesifakirlik kelimesinin iki katı sayıda ve yine iyiler kelimesi kötüler kelimesinin iki katı sayıdadır.
Kelime ve mukattaa harflerinin sureler içerisindeki tekrarlanma sayıları ile ilgili bazı çalışmalara göre, bu harfler başında bulundukları surelerde 19’un katları şeklinde tekrarlanırlar. Besmeledeki harflerin sayısının 19 olduğu da yine bu çalışmayı ileri sürenlerce dile getirilir. Bu çalışmalara Kur’ancılık görüşünün eleştirmeni olan ilahiyatçılar muhalefet etmiş, bu kelime tekrarları bulunsa dahi Kur’an’ın tek kaynak olmaması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
Kur’an, Mushaf Haline Getirilmeden Önce Nasıl Muhafaza Ediliyordu?
Kur’ân-ı Kerim gökten inen kitaplar içinde aslı korunmuş yegane Allah kitabıdır. İlk indiği şekilde nesilden nesile geçmiş, bir kelime çıkarılmadan ve bir kelime ilave edilmeden bize kadar gelmiştir.
Kur’ân âyetleri indikçe vahiy katipleri tarafından yazılırdı ve sonra ezberlenirdi. Peygamber Efendimiz vahiy kâtiplerine, “Şu âyeti, filan sûrenin, filan ayetinin yanına yazın!” diye emir buyururdu ve kâtipler de ait oldukları yerlere onları yazarlardı. B
azı sahih hadis kitapları Hz. Osman’dan şunu naklediyorlar: “Resül-i Ekrem muhtelif sûrelerden birine ait bir ayet nazil olunca vahiy kâtiplerini çağırır, ‘bu ayetleri, şu veya şu ayetleri havi olan sûreye yazın!’ derdi.” Bu yazılan ayetler Sahabelerin ellerinde dolaşır, okunup ezberlenirdi. Ancak hepsi bir arada mushaf hâlinde, bir cilt şeklinde değildi.
Kur’an’da Ayetlerin Sıralandırılması Neye Göre Yapıldı?
Kur’ân ayetlerinin sıralanması tevkıfîdir. Yani, yukarıda da geçtiği gibi, Peygamber Efendimiz tarafından yerleri belirtilmiştir. Bu ise, iniş sırasına göre bir tertip değil. Yeryüzündeki bitki ve çiçekler nasıl ki iç içe bir ahenk arz ederler, Kur’ân ayetleri de öyle bir ahenge sahiptir. İrşat ve ünsiyet gibi birçok hikmet açısından bu tarz, Kur’ân’ın harikasıdır.
Kur’an’ın Harekelendirilmesi Nasıl Yapıldı?
Kur’ân’ın ilk nüshaları harekesizdir. Arap olmayanlar Kur’ân’ı yanlış okudukları için, onlara kolaylık olsun diye Emevîler döneminde Haccac zamanında harekelendirilmiştir.
“Kur’an-ı Kerim Nedir? Ne Zaman İndirilmiştir? Ne Zaman Kitap Haline Getirildi? Kur’an-ı Kerim Hakkında Bilgi” için 5 yanıt
resmen acayip beee ben böyle bşr şey görmedim remen bunun yüzünden sınavlarım 95 98 100 aldım yani bu arada süper yani bütün derslerim iy i din kültürü acyip seviyorum beee….
resmen acayip beee ben böyle bşr şey görmedim remen bunun yüzünden sınavlarım 95 98 100 aldım yani bu arada süper yani bütün ödevlerime yardımcı oldu çok teşekküler ….
yardımlarınız için teşekkürler !
yardımlarınız için teşekkürler !
süper ödevime çok yardımcı oldu