Fraunhofer Kırınımı Nedir Fresnel Kırınımı Nedir Nasıl Gerçekleşir Açıklaması
Fraunhofer Kırınımı Nedir Fresnel Kırınımı Nedir Nasıl Gerçekleşir Açıklaması başlıklı yazımızda sizlere bu konuda detaylı bilgi vermeye çalışacağız. Eğer daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa sitemizde arama yaparak bu bilgilere ulaşabilirsiniz. Şimdi yazımıza geçelim. Bu kısa girişten sonra şimdi konuyu biraz daha detaylandıralım isterseniz.
Uzak alan
Fraunhofer Kırınımı Nedir Fresnel Kırınımı Nedir Nasıl Gerçekleşir Açıklaması başlıklı yazımızda biraz daha detaya indiğimizde sizlere şunları aktarabiliriz. Neden asla kusursuz bir fotoğraf elde edemezsiniz? Neden kendi görüşümüz kusursuz değildir? En ufak bir benek bile bulanıklaşır, çünkü ışık gözün ya da fotoğraf makinesinin diyaframından geçerken yayılır. Uzaktaki manzaradan bize ulaşan ışık ışınlarının oluşturduğu bu bulanıklaşma Fraunhofer kırınımıyla açıklanır. Çok uzakta ilerleyen bir gemiye baktığınızda adını okumanız imkânsızdır. Bunun için bir dürbün kullanmanız, yani görüntüyü büyütmeniz gerekir. Peki ama gözlerimizin çözünürlüğü neden böyle sınırlıdır? Bunun nedeni gözbebeklerimizin (yani gözdeki diyafram açıklığının) büyüklüğünde yatar. Gözdeki algılayıcıları uyarmaya yetecek ışığın girmesini sağlayacak kadar açılmaları gerekir ama ne kadar açılırlarsa giren ışık dalgaları da o kadar çok bulanıklaşır.
Fizik alanına ait Fraunhofer Kırınımı Nedir Fresnel Kırınımı Nedir Nasıl Gerçekleşir Açıklaması konusu hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. Bunun için gerek sitemizden gerekse farklı kaynaklardan araştırma yapabilirsiniz. Yazımıza devam edecek olursak şunları da aktarabiliriz. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Yazımıza şöyle devam edebiliriz. Mercekten geçip göze giren ışık dalgaları birçok yönden geliyor olabilir. Açıklık ne kadar büyük olursa, o kadar çok yönden gelen ışın içeri girer. Tıpkı Bragg kırınımında olduğu gibi, ışınlar fazlarının hizalı veya hizasız oluşuna bağlı olarak girişim yaparlar. Geçip girenlerin çoğu aynı fazda olur, dolayısıyla net ve parlak bir merkezi benek oluştururlar. Ama bitişik ışınların birbirini sönümlendirdiği noktalarda beneğin genişliği kısıtlanır ve kenarlarda bir dizi karanlık ve aydınlık şerit oluşur. Gözümüzün yakalayabileceği ayrıntıların incelik seviyesini, merkezdeki bu beneğin genişliği belirler. Fraunhofer kırınımı, adını usta mercek yapımcısı Alman Joseph von Fraunhofer’dan alır. Işık ışınları diyafram açıklığına veya merceğe paralel geldiğinde görüntüde oluşan bulanıklık, Fraunhofer kırmımıyla betimlenir. Uzak-alan kırınımı olarak da bilinen Fraunhofer kırınımı, uzaktaki bir kaynaktan (örneğin Güneş’ten veya yıldızlardan) gelen ışıklar mercekten geçerken oluşur. Bu mercek gözümüzün, fotoğraf makinesinin veya teleskobun merceği olabilir. Kırınım, çıplak gözle görmede olduğu gibi fotoğraflarda da nihai görüntünün bir miktar dağılıp bulanıklaşmasına yol açar. Sonuç olarak, herhangi bir optik sistemden geçerek oluşan bir görüntünün netliğinin doğal bir sınırı vardır. “Kırınım sınırı” denen bu sınır, gelen ışığın dalgaboyu ile doğru orantılı, merceğin ya da açıklığın boyutuyla da ters orantılıdır. Bu yüzden mavi görüntüler kırmızı olanlara göre biraz daha net oluşur ve geniş açıklık veya büyük mercekle elde edilenler daha az bulanık olur. Son olarak bu konu hakkında geçmişte birçok araştırma yapıldığı gibi bundan sonra da araştırmalar yapılmaya devam edecek ve yeni bilgiler bizlere ulaştırılacaktır. Bilgiyle kalın…