Kategoriler
Atasözü ve Deyim

Nefes Kelimesi İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

Nefes Kelimesi

Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Nefes kelimesidir. Nefes kelimesi TDK’da “Soluk, Şifa amacıyla hastaya okunan dua v.b.” olarak tanımlanmaktadır.

Sponsorlu Bağlantılar

Nefes kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte Nefes kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.

NOT: Eğer Nefes ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.

Nefes İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

–  açlıktan nefesi kokmak
yoksulluk içinde bulunmak.

Deyim

–  geniş bir nefes almak
sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak.

Deyim

–  kuşa kafes lazım, boruya nefes
bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır.

Atasözü

–  nefes aldırmamak
dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek.

Deyim

–  nefes almak
1) havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak: -Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum.- –R. E. Ünaydın. 2) dinlenmek; 3) ferahlamak, rahatlamak: -Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım.- –Y. K. Karaosmanoğlu. 4) mutlu bir biçimde yaşamak: -Gezecek, eğlenecek, nefes alacak hiçbir yer yok.- –M. Ş. Esendal.

Sponsorlu Bağlantılar

Deyim

–  nefes çekmek
1) sigara veya başka bir şeyin dumanını içine çekmek: -Ramazan sigarasının izmaritinden birkaç nefes çekti.- –Ç. Altan. 2) esrar içmek.

Deyim

–  nefes darlığı çekmek
solumada sıkıntı yaşamak: -Nefes darlığı çeker, sık sık tedavi olmak için başka şehirlere gider gider gelirdi.- –A. Kulin.

Deyim

–  nefes etmek
boş bir inanışa göre, rahatsızlığı, illeti geçirmek için okuyup üflemek: -Ahalinin büyük bir kayıtsızlıkla -çiçek- ismini verdiği frengiye nefes eder, tütsü yapardı.- –R. H. Karay.

Deyim

–  nefes nefese kalmak
soluğu tıkanacak gibi olmak: -Delikanlı, sonunda gömleği terden sırtına yapışıp nefes nefese kaldığı bir an, gömleğinin yeniyle alnının terini silerek oyunu bıraktı.- –N. Cumalı.

Deyim

–  nefes tüketmek
uzun uzun ve boş konuşmak: -Enişte istediği kadar nefes tüketsin, hepsi bir kulağımdan girer, öteki kulağımdan çıkar.- –S. M. Alus.

Sponsorlu Bağlantılar

Deyim

–  nefesi durmak
1) ölmek: -Nabzı durdu, nefesi durdu galiba.- –Y. Z. Ortaç. 2) mec. şaşkınlık içinde kalmak.

Deyim

–  nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: -Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu.- –M. Ş. Esendal. 2) mec. bunalmak, sıkılmak: -İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor.- –B. R. Eyuboğlu. 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek.

Deyim

–  nefesine güvenen borazancıbaşı olur
başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz.

Atasözü

–  nefesini tutup beklemek
heyecan, merak veya endişeyle sonucu izlemek: -Uzun süren ziyaretin sona ermesini, nefeslerini tutup beklemişlerdi.- –A. Kulin.

Deyim

–  son nefesini vermek
ölmek: -Adam, iskelenin üstüne yığılmış, son nefesini verirken biçarenin şapkasını aşırmışlar.- –B. R. Eyuboğlu.

Deyim

Sponsorlu Bağlantılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ne Nedir Vikipedi