Hava Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Hava kelimesidir. Hava kelimesi TDK’da “Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı, Gökyüzü, Çevreyi kuşatan boşluk v.b.” olarak tanımlanmaktadır.
Sponsorlu Bağlantılar
Hava kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte Hava kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer Hava ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Hava İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
– hava değiştirmek
iklimi değişik bir yere gidip bir süre oturmak: -Hekimleri Seniha’ya biraz yer ve hava değiştirmeyi, biraz kırlarda ve denizlerde gezip eğlenmeyi tavsiye ettiler.- –Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim |
– hava fena esmek
ortamla ilgili her türlü şart kötü durumda olmak.
Deyim |
– hava iyi esmek
ortamla ilgili her türlü şart uygun durumda olmak.
Deyim |
– hava kaçırmak
1) nesneler için içindeki havayı tutamayıp dışarıya vermek; 2) yellenmek.
Deyim |
– hava kapanmak
gökyüzü bulutlarla örtülmek.
Deyim |
– hava kararmak
1) güneşin batmasıyla ortalık kararmak: -Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı.- –P. Safa. 2) gökyüzü iyice bulutlanmak. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
– hava patlamak
fırtına çıkmak: -Hava patlamışken, dalgalarla yumruk yumruğa boğuşan bir adamın yazgısını paylaştın mı?- –Z. Selimoğlu.
Deyim |
– hava vermek
1) tekerlek vb. cisimleri hava ile şişirmek, şişkinliğini artırmak, hava basmak; 2) tıp akciğerlere basınç altında hava veya oksijen doldurmak.
Deyim |
– hava yapmak
1) kalorifer peteğinde sıvının yerine hava dolmak; 2) mec. böbürlenmek.
Deyim |
– havada kalmak
1) yerden yüksekte bulunmak: Masanın bir ayağı kısa olduğundan havada kalıyor. 2) mec. sonuca ulaşmamak:-Yine de bir öğretmenin iyi niyetinin, ilgisinin böyle havada kalışından acı duydu.- –A. Ağaoğlu. 3) mec. bir iddia dayanaksız olduğundan kanıtlanmamak.
Deyim |
– havadan nem kapmak
en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak: -Burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi.- –A. N. Karacan.
Deyim |
– havalara uçmak
çok sevinmek: -Buna pek sevinmişti, oğlum memur oldu diye havalara uçuyordu.- –E. Bener. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
– havale gelmek
1) postane veya banka yoluyla para gelmek; 2) gebe ve çocuklara çoğu zaman bayılma, yüksek ateşle beraber çırpınma krizleri gelmek.
Deyim |
– havan batsın
-böbürlenmen boşa çıksın- anlamında kullanılan bir söz.
Deyim |
– havan dövücünün hınk deyicisi
-başkasına yardım edecek veya yüreklendirecek gücü olmadığı hâlde öyle görünüp yardakçılık eden kimse- anlamında kullanılan bir söz.
Deyim |
– havanda su dövmek
boşuna uğraşmak: -Havanda su dövmeyelim, önce namussuzu bulalım sonra bunları konuşalım.- –M. İzgü.
Deyim |
– havanın gözü yaşlı
-nerede ise yağmur yağacak- anlamında kullanılan bir söz.
Deyim |
– havasına uymak
1) bulunduğu çevre ve ortamı benimsemek; 2) birinin huyunu almak.
Deyim |
– havasını almak
1) kalorifer peteğinde oluşan havayı boşaltarak sıvı maddenin dolmasını sağlamak; 2) mec. birinin eli boş çıkmak; 3) mec. birini sakinleştirmek; 4) mec. karşıdaki kişinin böbürlenmesinin boşuna olduğunu ortaya çıkarmak. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
– havasını bulmak
keyiflenmek, neşelenmek.
Deyim |
Sponsorlu Bağlantılar
