“Gül” Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Gül” kelimesidir. “Gül” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte “Gül” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer “Gül” ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Gül İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
açılan solar, ağlayan güler (Atasözü); hiçbir durum olduğu gibi kalmaz, gün gelir tersine döner. |
ağlatan gülmez (Atasözü); başkalarına zulmeden kimsenin kötülüğü yerde kalmaz, kendisine döner, o da ağlar. |
ağlayanın malı gülene hayretmez (Atasözü); birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz. |
ağzını bırakıp kıçıyla (bir tarafıyla) gülmek (Deyim); alay ederek karşısındakine gülmek. |
al gülüm ver gülüm (Deyim); 1) çıkar ilişkilerinde bazı sıkıntıları karşılıklı olarak görmezden gelme; 2) bir kimseye yapılan hizmetin hemen karşılığını bekleme durumu: Yooo, dedi, al gülüm ver gülüm. On para için ben senin canını alırım, on para için sen benim canımı al. –R. N. Güntekin. |
bağı ağlayanın yüzü güler (Atasözü); bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır. |
balık demiş ki etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin (onmasın) (Atasözü); balık çok lezzetlidir etine doyum olmaz ama balık avcıları hep geçim darlığı içindedir. |
bıyık altından gülmek (Deyim); birinin durumuna belli etmemeye çalışarak gülümsemek: Sanki yarım ağız söylediğimi anlamış gibi bıyık altından gülerek şöyle bir süzüyor beni. –A. Ümit. Sponsorlu Bağlantılar |
bir göz ağlarken öbür göz gülmez (Atasözü); keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir. |
bir göz gülmek (Deyim); hem gülüp hem ağlamak. |
(birine) içinden gülmek (Deyim); sezdirmeden eğlenmek. |
(birinin) sakalına gülmek (Deyim); ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek. |
(birinin) yüzünü güldürmek (Deyim); birini mutlu etmek, birine iyilik etmek: Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür. –E. C. Güney. |
dost ağlatır, düşman güldürür (Atasözü); dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir. |
el elin nesine, gülerek gider yasına (Atasözü); bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir. |
gevrek gevrek gülmek (Deyim); 1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek: Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi. –A. Ş. Hisar. 2) neşeli ve kendine güvenli biçimde gülmek. |
görmemiş görmüş, güle güle ölmüş (Atasözü); görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır. |
gözlerinin içi gülmek (Deyim); çok sevindiği yüzünden, gözlerinden belli olmak: Zayıf bir kızı severdim / Gözlerinin içi gülerdi –N. Cumalı. |
güler misin, ağlar mısın! (Deyim); hem gülünecek hem üzülecek nitelikteki şaşırtıcı olaylar karşısında söylenen bir söz. |
gülerken ısırmak (Deyim); iyilik yapar görünüp kötülük yapmak. |
“Gül Kelimesi İle İlgili Atasözleri ve Deyimler” için bir yanıt
Aslinda burada benim istedigim atasozu yoktur.Bu yuzden bende bu duruma çok darindim,hatta sinirlendim bile.