– gönlünü kaptırmak âşık olmak: -Kız kaptırdı gönlünü / Sevdiği kalpsizin biri- –B. Necatigil.
Deyim |
– gönlünü karartmak yaşamaya karşı sevgi ve isteğini azaltmak: -Tabiatın bu eşsiz güzellikleri karşısında o birtakım gevezeliklerle benim kafamı ağrıtacak, gönlümü karartacak değil.- –O. C. Kaygılı.
Deyim |
– gönlünü pazara çıkarmak sevmek için kendine yakışanı seçmeyip rastgele birini sevmek.
Deyim |
– gönlünü serin tutmak sakin, soğukkanlı olmak, hemen heyecanlanmamak.
Deyim |
– gönlünü söndürmek küstürmek, kırmak, incitmek: -Kalpsiz bir güzelliğin, fakir teyze kızlarının hayatını kırmaktan, gönlünü söndürmekten başka neye faydası var ki!- –R. N. Güntekin. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
– gönlünü yaralamak incitmek, kırmak, üzmek: -Onun gönlünü yaralayarak bir latife ederlerse hemen kaçıyor, sokulmuyor.- –M. Ş. Esendal.
Deyim |
– gönlünün dümeni bozuk tkz. isteklerinde, özellikle gönül işlerinde tutarlılık göstermeyen, sık sık istek değiştiren.
Deyim |
– gönül açmak insanın iç sıkıntısını gidermek, iç açmak.
Deyim |
– gönül akıtmak âşık olmak, sevmek.
Deyim |
– gönül avlamak huyunu suyunu yakından bilerek olumlu davranışta bulunmak, tavlamak: -İstanbul’un yetiştirdiği mizaçtan anlar, gönül avlamasını bilir dalkavuklardan biriydi.- –A. Ş. Hisar.
Deyim |
– gönül avutmak hoşça vakit geçirmek: -Gözünü ve gönlünü avutmak için türlü hoppalıklar yapıyordu.- –Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim |
– gönül bağlamak severek bağlanmak, içten sevmek, âşık olmak: -Gözlerin kızarmış, niye ağladın? / Bir başkasına mı gönül bağladın?- –Y. Z. Ortaç. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
– gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostlarımızın gönlünü kırmamaya özen göstermeliyiz.
Atasözü |
– gönül birliği etmek duygusal anlamda tam bir uyum içinde olmak.
Deyim |
– gönül bulandırmak 1) mide bulandırmak; 2) mec. kuşkulandırmak; 3) mec. rahatsız etmek: -Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek.- –A. İlhan.
Deyim |
– gönül çekmek sevdalı olmak: -Henüz bu yaşta, zavallı çocuk gönül çekmek nedir, bir büyük adam gibi biliyor ve bir büyük adam gibi yarasının acısını kimseye sır vermeyerek taşıyor.- –Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim |
– gönül eğlendirmek geçici bir ilgi ve sevgi göstererek hoşça vakit geçirmek: -O bizim arkadaşı oraya dilber Çingene kızları ile gönlünü eğlendirmeye gelmiş paralıca bir delikanlı sanıyordu.- –O. C. Kaygılı.
Deyim |
– gönül ferman dinlemez gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
Atasözü |
– gönül gezdirmek hlk. seçmek için aklından birçok şey geçirmek.
Deyim |
– gönül (gönlünü) almak 1) sevindirmek; 2) kırılan bir kimseyi güzel bir davranışla hoşnut etmek: -Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı.- –A. Ümit. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |