“Ekmek” Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Ekmek” kelimesidir. “Ekmek” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte “Ekmek” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer “Ekmek” ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Ekmek İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
… fırın ekmek yemesi lazım (Deyim); bir duruma erişmek için pek çok emek vermesi, çalışması gerekir anlamında kullanılan bir söz: Onun usta olması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım. |
açın gözü ekmek teknesinde olur (Atasözü); kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir. |
açın koynunda (karnında) ekmek durmaz (eğleşmez) (Atasözü); kazancı yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar, yarını için bir şey saklayamaz. |
ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin (Atasözü); erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir. Sponsorlu Bağlantılar |
aklını peynir ekmekle yemek (Deyim); alay akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak. |
arpa eken buğday biçmez (Atasözü); kötü davranışın karşılığı iyi olmaz. |
baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca (er) ekmeği meydan ekmeği (Atasözü); bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur; onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır. |
(bir şeye) tuz biber ekmek (Deyim); üzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak. |
(birinin) ekmeğine yağ sürmek (Deyim); istemediği hâlde birinin işine yarayacak biçimde davranmak: Bu name, cumhuriyetçilerin ekmeğine yağ sürdü. –N. F. Kısakürek. |
(birinin) ekmeğiyle oynamak (Deyim); geçim kaynağını tehlikeye düşürmek. |
(birinin) kanına ekmek doğramak (Deyim); 1) birinin ölümüne yol açarak sevinmek; 2) birini küçük düşürmek, birine zarar vermek. |
(birinin) ocağına incir (darı) dikmek (ekmek) (Deyim); birinin evini barkını dağıtmak: İhmal bütün ocaklara incir diker. –Ö. Seyfettin. |
buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? (Atasözü); görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin. |
dibine darı ekmek (Deyim); bir şeyi sonuna kadar tüketmek, bitirmek: Eline geçirince dibine darı ekmeden bırakmazsın. –R. Ilgaz. |
ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını (Atasözü); bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır. |
eken biçer, konan göçer (Atasözü); her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider. Sponsorlu Bağlantılar |
ekip biçmek (Deyim); tarım yapmak. |
ekmeden biçilmez (Atasözü); emek vermeden beklenen bir sonuca erişilmez. |
ekmediği yerden biter (Deyim); umulmayan ve istenilmeyen yerde karşılaşılan kimseler için kullanılan bir söz. |
ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver (Atasözü); verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır. |