“Çene” Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Çene” kelimesidir. “Çene” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez.
Sponsorlu Bağlantılar
Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. Bu kelime ile ilgili birçok atasözü ve deyim bulunmaktadır. İşte “Çene” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer “Çene” ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Çene İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
alt çenesi oynamak rüşvet alıp yemek.
Deyim |
(birinin) çenesini açtırmak söz fırsatı vermek: Büyük hanım gece erken yatıp kocasının çenesini açtırmamak için şimdi öğle yemeklerinden sonra biraz kestiriyormuş. –M. Ş. Esendal.
Deyim |
(birinin) çenesini bıçak açmamak sıkıntı ve üzüntüden konuşamamak: Hiçbirimizin çenesini bıçak açmıyordu. –Y. K. Karaosmanoğlu. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
burnu çenesine değmek çok yaşlanmak: Bu kez gelen, burnu çenesine değmiş bir acuzeydi. –İ. O. Anar.
Deyim |
çene çalmak gevezelik etmek: Komşu kadınlar akşam yemeğinden sonra onun etrafında toplanırlar, geç vakitlere kadar çene çalarlardı. –R. N. Güntekin.
Deyim |
çene patlatmak karşı tarafa anlatabilmek veya kabul etmesini sağlamak için bir konu üzerinde uzun uzun konuşmak: Feti Bey’in boşu boşuna çene patlatmayacağı herkesçe bilinirdi. –K. Korcan.
Deyim |
çene yarışına girmek birbirinin sözünü keserek susmamacasına konuşmak: Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı. –M. Ş. Esendal.
Deyim |
çene yarıştırmak karşılıklı gevezelik etmek, çok konuşmak: Çene yarıştırmak gelmiyordu içimden. –O. Kemal. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
çene yetiştirmek konuşmayı sürdürmek: Şu bitkin hâliyle dayısına çene yetiştirecek gücü yoktu. –A. Kulin.
Deyim |
çene yormak boşuna söyleyip durmak.
Deyim |
çenesi açılmak durmadan konuşmak, gevezelik etmek: Sabahtan akşama kadar uyukluyorsun, gece olunca çenen açılıyor. –M. Ş. Esendal.
Deyim |
çenesi atmak can çekişirken çenesi titremek: Hasta aksırır gibi bir ses çıkardı. Döndü, baktı; -Ne istiyor?… dedi, ağa cevap vermedi. Çenesi atıyordu. –Ö. Seyfettin.
Deyim |
çenesi durmamak gereksiz yere sürekli konuşmak.
Deyim |
çenesi düşmek yerli yersiz konuşup gevezelik etmek.
Deyim |
çenesi kilitlenmek alt ve üst çene sımsıkı bir durumda bir araya gelmek.
Deyim |
çenesi oynamak 1) bir şey yemek: Yavrum gelinim! Kapının önünden yemiş mi aldın? Ölmüşlerinin canı için biraz da bana tattır; canım sıkılıyor, azıcık çenem oynarsa sevinirim. –H. R. Gürpınar. 2) çok konuşmak.
Deyim |
çenesine vurmak aşırı derecede konuşmak, gevezelik etmek.
Deyim |
çenesini açmak 1) çok konuşmasına sebep olmak: Fakat bu inat, Emine’nin çenesini açmış; kızın ne kadar kusuru varsa babasından geldiğini söylerken Tevfik’e ağzını açmış, gözünü yummuştu. –H. E. Adıvar. 2) çok konuşmak, gevezelik etmek. Sponsorlu Bağlantılar
Deyim |
çenesini bağlamak 1) ölen bir kimsenin çenesi altından geçirilen tülbendi başının üstünde düğümlemek; 2) mec. bir kimsenin ölümünü istemek.
Deyim |
çenesini dağıtmak iyice dövmek.
Deyim |
Sponsorlu Bağlantılar