“Burun” Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Burun” kelimesidir. “Burun” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. İşte “Burun” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer “Burun” ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Burun İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
> ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz işveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz. (Atasözü) |
> ağız burun birbirine karışmak 1) dayak sonucunda yüz yara bere içinde kalmak; 2) yüzde aşırı öfke, üzüntü, yorgunluk vb. durumların izleri görünmek. (Deyim) |
> ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın insanın kendi yararı her şeyden önemlidir. (Atasözü) |
> atta karın, yiğitte burun iyi koşan atın karnı, yiğit erkeğin burnu büyük olur. (Atasözü) |
> Azrail ile burun buruna gelmek ölümle karşı karşıya gelmek. (Deyim) |
> (bir işe) burnunu sokmak gerekmeden her işe karışmak. (Deyim) |
> (birini) burnundan yakalamak birini yönetimi altına almak, kaçamak bulamayacağı duruma getirmek. (Deyim) |
> (birinin) burnuna girmek birine çok sokulmak. (Deyim) |
> (birinin) burnundan ayrılmamak yanından gitmemek, uzaklaşmamak. (Deyim) |
> burnu (bile) kanamamak 1) zarar görmemek, yarasız beresiz olmak; 2) tehlikeli bir durumdan yara bere almadan kurtulmak. (Deyim) |
> burnu büyümek kibirlenmek, büyüklenmek. (Deyim) |
> burnu çenesine değmek çok yaşlanmak. (Deyim) |
> burnu Kafdağına çıkmak (varmak) kibirlenmek, şımarmak, burnu büyümek. (Deyim) |
> burnu Kafdağında (olmak) çok kibirli (olmak). (Deyim) |
> burnu kırılmak büyüklenemez duruma gelmek. (Deyim) |
> burnu sızlamak duygulanmak. (Deyim) |
> burnu sürtülmek sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek, gururundan vazgeçmek. (Deyim) Sponsorlu Bağlantılar |
> burnu yere düşse almaz kendini beğenmiş, kibirli. (Deyim) |
> burnuna karıncalar dolmak ölmek. (Deyim) |
> burnuna koymak aldırış etmek, göz önünde tutmak, değer vermek, kale almak. (Deyim) |