“Borç” Kelimesi
Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Borç” kelimesidir. “Borç” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. İşte “Borç” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.
NOT: Eğer “Borç” ile ilgili bizlerin unuttuğu atasözü veya deyim varsa lütfen bunları yorum bölümünden bizlerle paylaşın.
Borç İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
> aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir. (Atasözü) |
> ağa borç eder, uşak harç ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür. (Atasözü) |
> alacakla verecek (borç) ödenmez bir yerden alacağınız parayla başka bir yere olan borcunuzu kapatamazsınız. (Atasözü) |
> Allaha bir can borcu var Allaha vereceği canından başka hiç kimseye bir borcu yok. (Atasözü) |
> arpacıya borç eden ahırını tez satar bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez. (Atasözü) |
> bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer. (Atasözü) |
> bey aşı borç, düğün aşı ödünç beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır; düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur. (Atasözü) Sponsorlu Bağlantılar |
> bin tasa bir borç ödemez borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz. (Atasözü) |
> (birine) borçlu bulunmak (olmak) borçlu duruma düşmek. (Deyim) |
> borca almak veresiye almak. (Deyim) |
> borca batmak çok borçlu olmak. (Deyim) |
> borca girmek borçlanmak, borç para almak. (Deyim) |
> borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir. (Atasözü) |
> borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir. (Atasözü) |
> borcunu bilmek 1) bir şey yapmayı yerine getirilmesi gereken bir iş olarak değerlendirmek; 2) borcunu zamanında öder olmak. (Deyim) |
> borcunu kapatmak borcunu ödeyip bitirmek. (Deyim) |
> borç almak daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak. (Deyim) |
> borç altına girmek borç para almak. (Deyim) |
> borç bini aşmak borç, altından kalkılamayacak duruma gelmek. (Deyim) |
> borç etmek (yapmak) borçlanmak. (Deyim) |