Acı İle İlgili Atasözleri ve Deyimler

“Acı” Kelimesi

Dilimizde birçok kelime kökü ile ilgili atasözleri ve deyimler bulunmaktadır. Bunlardan birisi de “Acı” kelimesidir. “Acı” kelimesi ile ilgili bir atasözü veya deyim söyleyin desek belki de birçok kişinin aklına hiçbir şey gelmez. Ama görünce sizlerde hatırlayacaksınız. İşte “Acı” kelimesi ile ilgili hem atasözleri hemde deyimler.

NOT: EĞER “Acı” İLE İLGİLİ BİZLERİN UNUTTUĞU ATASÖZÜ VEYA DEYİM VARSA LÜTFEN YORUM BÖLÜMÜNDEN BİZLERE HATIRLATIN.

Acı İle İlgili Atasözleri

Acı acıyı keser, su sancıyı

Anlamı: bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez

Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Acıklı başta akıl olmaz

Anlamı: büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.

Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur

Anlamı: koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur.

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış

Anlamı: insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.

Beş parmağın hangisini kessen acımaz?

Anlamı: insan evlatlarını birbirinden ayırt etmez, hangisine zarar gelse aynı üzüntüyü duyar.

Doğru söz acıdır

Anlamı: eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

Dost sözü acıdır

Anlamı: yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

Hak söz ağıdan acıdır

Anlamı: eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz

Anlamı: uygunsuz davranışlarından dolayı cezalandırılanlar uzun süre aynı davranışı göstermezler.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır

Anlamı: sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır.

Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir

Anlamı: bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.

Şeriatın kestiği parmak acımaz

Anlamı: kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.

Tamah olmasa, müflis acından ölmez

Anlamı: elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir.

Tamah varken müflis acından ölür

Anlamı: elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi büyük kazanç hayaliyle geçinir.

Acı İle İlgili Deyimler

Acı (acılar) görmek

Anlamı: kötü günler yaşamak.

Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)

Anlamı: 1) bir şeyin acısını derinden duymak; 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.

Acısı ortaya çıkmak

Anlamı: olumsuz sonucu yavaş yavaş ortaya çıkmak: “Dur bakalım daha hele, o içtiklerinin acısı bir bir çıkacak ortaya.” -M. İzgü.

Acısını almak

Anlamı: 1) acılığını gidermek; 2) sızıyı dindirmek.

Acısını bağrına (içine) basmak (gömmek)

Anlamı: bir üzüntüye, sıkıntıya yakınmadan katlanmak.

Acısını çekmek

Anlamı: yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.

Acısını çıkarmak

Anlamı: 1) acılığını yok etmek: Soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak: “Bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı.” -E. Şafak. 3) mec. öç almak: “Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.” -N. Hikmet.

Acısını görmek

Anlamı: bir yakınının ölümünü görmek.

(bir şeyin) acısı çıkmak

Anlamı: bir şeyin olumsuz, kötü sonucu bir süre sonra ortaya çıkmak: Dünkü yorgunluğun acısı bugün çıktı.

(birinin) acısına dayanamamak

Anlamı: bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.

(birinin) acısını almak

Anlamı: sıkıntısını, üzüntüsünü azaltmak.

(birinin) canını acıtmak

Anlamı: birine acı vermek: “Korku, canını acıtacak, elle tutulur gözle görülür bir madde oldu.” -N. Hikmet.

Canı acımak

Anlamı: 1) çarpma, vurma vb. sonucu acı duymak: “Şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu.” -S. F. Abasıyanık. 2) üzülmek, rahatsız olmak.

Canına acımamak

Anlamı: kendini düşünmeden, kendine bakmadan yaşamak.