Özet: “Fasık Nedir?” başlıklı yazımızda Fasık nedir, Fasık ne demektir, Fasık kelimesinin tanımı, Fasık kelimesinin eş anlamlısı, Fasık kelimesinin ingilizce karşılıkları, Fasık ile ilgili atasözleri ve deyimler ve Fasık hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.
Fasık Tanımı
Fasık kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve Fasık kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aşağıdaki şekildedir;
1. sıfat Allah’ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen
2. Kötülük eden, fesatçı
Fasık Eş Anlamlısı ve Zıt Anlamlısı
Fasık kelimesini eş anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Fasık – fesatçı
Fasık kelimesini zıt anlamlı karşılığı aşağıdaki gibidir;
- Fasık kelimesinin zıt anlamlı karşılığı bulunmamaktadır.
Fasık İle İlgili Atasözleri ve Deyimler
Fasık kelimesi ile ilgili atasözü ve deyimler aşağıdaki gibidir;
- Fasık kelimesinin geçtiği herhangi bir atasözü veya deyim bulunamamıştır.
Fasık İle İlgili Birleşik Sözler
Fasık kelimesi ile ilgili birleşik sözler aşağıdaki gibidir;
- Fasık kelimesinin geçtiği herhangi bir birleşik söz bulunamamıştır.
Fasık İngilizcesi
Fasık kelimesinin İngilizce karşılıkları ise aşağıdaki gibidir
- Fasık – deviators
Fasık Hakkında Detaylı Bilgi
Büyük günâh, kebîre veya fısk, bir İslam dini terimi. Fısk işleyen kişiye, fâsık denir. Kur’anda günah zenb, ism, hatıe, cürm ve cünah/harac gibi terimlerle ifade edilir. Fâsık; İslam dini terminolojisinde günahkâr demektir. Fıkıhta farz sayılan emirleri yapmayan, günah olanları yapan, herhangi bir şekilde “büyük günah işleyen” veya “küçük günahta ısrar eden” kimselere denir. Namaz kılmayan, zînâ eden veya içki içen kişiler fâsık sayılırlar.
Mutezile gibi bazı İslami mezheplerde fasıklar müminler ve kafirler dışında üçüncü bir insan gurubu olarak tanımlanırlar. Bazı mezheplerde fasıklık olarak değerlendirilen eylemler diğerlerinde küfür olarak değerlendirilebilir. İslam’da büyük günâhlar (kebâir) dini açıdan büyük ve temel kötü, uygunsuz davranışlara verilen isimdir. Büyük günâh teriminin geçtiği Kur’an ayetlerinden ikisi Nisâ suresi 31. ayet (4/31) ve Şûrâ suresi 37. ayet (42/37)’dir.